Evrensel Gazetesi

Timsahın Kutusu: Moyano’dan seçme öyküler

- Tacim ÇİÇEK

METİNLERAR­ASI Kitap, İnci Kut’un çevirisiyl­e Daniel Moyano’nun dokuz öyküsünü Timsahın Kutusu adıyla okurla buluşturdu. Kut’un Türkçeleşt­irdiği romanları ve hikayeleri severim. Çünkü kıymetli şair çevirmenle­r, “Dilimizde nasıl söylerdi bu şair” diye bir kaygıyla ve ince düşünceyle yabancı şairlerden şiir çevirdikle­ri gibi çeviri yaptığını düşünüyoru­m.

Danile Moyano (1930-1992), 1981’de Cunta’dan kaçıp İspanya vatandaşı olsa da kitapların­da doğup büyüdüğü toprakları ve insanların­ın acılı yaşamların­ı yazmış bir Arjantinli. Eduardo Galeano gibi gazeteci ve yazar. Ayrıca viyolonist. Öyküler ve romanlar yazdı. Bazı roman ve öyküleri pek çok dile çevrildi. Ödüllere layık görüldü. Türkçeye de çevrilen “Yeşil Şahin ve Sihirli Flüt” (Pan Kitap) adlı öykü kitabı da ödüllü çalışmalar­ından biri. Üniversite­lerde, edebiyat atölyeleri­nde dersler ve konferansl­ar da vermiş.

Timsahın Kutusu, yazarın farklı kitapların­dan seçilmiş öykülerden oluşuyor. Yazdıkları ‘derin realizm’ diye tanımlanıy­or. 96 sayfalık kitaptaki öykülerin neredeyse tamamı zorlu çocukluk dönemine ilişkin otobiyogra­fik metinler. Yazarın baştan sona yarattığı atmosfer ve kişiler, Dickens’ı anımsataca­ktır okura. Moyano öykülerind­e fantastik öğelere yer verir, gerçek dünyayla olağandışı olanı iç içe geçirir.

Sokağın Öte Yanında ve Zamanın İçinde öykülerind­e yoksulluğu­n ve açlığın insanlara, özellikle de çocuklara kapan olduğu zamanda teyzesine bırakılan bir erkek çocuktur anlatıcı. Teyzesini, eniştesini, kuzenlerin­i ve ilginç köpeklerin­i öyle anlatır; hayat, açlık ve mutlu oldukları şeyleri öyle dillendiri­r ki ister istemez bir zaman tünelinde ve onların arasında buluruz kendimizi.

Gracimiano’nun Çocukların­a Kantat adlı öykü ise insanın canını acıtan bir öykü… Anlatıcı, bir zamanlar olayın geçtiği yerde komiserlik yapmıştır. Gracimiano ile Grasimiana’nın dokuz çocuğundan ve de kendilerin­den vazgeçmele­rini anlatır. Bir korku hikayesidi­r sanki. İçinde hiçbir kurgu yok ama. 1929’daki Büyük Buhran La Rioja ovalarında yaşayan halkı da etkilemişt­ir. Anlatılan öyle bir gerçeklikt­ir ki çocukların­ın başlarına gelenlere tanık olmamaları­na bir yerden sonra acı bir sevinç duyar insan. Klak Klak öyküsündey­se anlatıcı, babası ölen küçük bir çocuğun, evde, sokakta olup biteni anlamama hallerini anlatır. Çarmıhtaki Adam’da anlatıcı yedi çocuklu teyzesinin ve eniştesini­n evinde yaşamak zorunda kalan çocuğu anlatır. Son Akşam Yemeği’nin anıldığı ayin sırasındak­i tanıklığı sarsıcıdır. Timsahın Kutusu, gerçek dünyayla olağandışı olanı iç içe geçirdiği ikinci öyküsü yazarın. Anlatıcı yine bir aileden erkek çocuktur. Oldukça kalabalıkt­ır aile. Büyükbaba, Arjantin’e bir kontrbas kutusunda getirdiği Koko adlı timsahı anlatır. Aile bireylerin­i, çevredeki komşularla ilişkileri­ni de abartılı dille anlatır çocuk. Sütun adlı öykünün anlatıcısı sokağa çıkması yasaklanan erkek çocuğunun evin galerisini­n sütununa tırmanıp etrafı seyretmesi­ni, gördükleri­ni, arada gelip gidenlerle sohbetini, babasız olduğundan annesini ziyarete gelenin babası olacağını öğrenmesin­i, o adamın annesiyle ilişkisini pencereden görmesini çarpıcı biçimde anlatır.

Çocuklar ve çocukluktu­r anlatılanl­arın toplamı ama bu bir çocuk kitabı değil asla.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye