Akademide savaş propagandası
Her hak ve özgürlük arayışımıza engel olmak için bütün sahteliğiyle üniversitelerin “politik tarafsızlığını” savunanlar, üniversiteleri iktidarın şoven propaganda aracı haline getiriyorlar. Daha önce, 2023’te Kayseri Üniversitesinde “Ermeni meselesi üzerine” başlığıyla konuşan Hulusi Akar geçtiğimiz günlerde yine aynı başlık ile TOBB Etü’deydi.
Bu konferansın amaçlarını sorgulama - dan önce şu soruyu soralım: Eski Asker, Eski Bakan Hulusi Akar’ın bir eğitim kurumunda konferans düzenleme yetkisi nereden geliyor? NATO’YA sağladığı “sıra dışı katkılar” nedeniyle aldığı 4 liyakat lejyonu madalyası mı ona tarih hakkında konuşma yetkisi vermekte yoksa iktidar milletvekilliği mi onu akademisyen ve öğrencilere ders vermeye layık kılıyor? Akademi bir pazara ve iktidarın propaganda aracına dönüştürülüyor. Akar’ın tek konuşmacı olarak yer aldığı bu konferans hiçbir akademik kaygı ve gaye de gütmemekte. Konferansın asıl amacının milliyetçi propaganda ve düşmanlık yaratmak olduğu oldukça barizdi ve Akar da bu gayeyi gizlemeye yeltenmemekteydi bile.
Konferansın başından sonuna kadar saldırgan dilde, şoven tiratlar ve propaganda dışında başka hiçbir şey dinlemedik. Ne Akar’ın sadece ismiyle geçiştirdiği ve içeriğini aktarmaya dahi tenezzül etmediği raporlar önemliydi bu konferans için ne sürekli önemini tekrarladığı tarih. Asıl önemli olan konuşmanın dönüp dolaşıp kapısını çaldığı kan ve savaştı. Övülen Karabağ Savaşı’ydı mesele, terörle mücadele bahanesiyle 2024 yılında 40 milyar dolar bütçe harcanan savaş sanayisiydi önemli olan. Bu konferans Ermeni işçi ve emekçilerine karşı milliyetçi nefreti körükleyerek savaşı ve savaş sermayesini meşrulaştırmak dışında hiçbir amaç gütmemekteydi. İşte tam olarak bu yüzden Akar’ın konuşmasına “terörle mücadeleyle” başlayıp konuşmasını 2 bin 500 yıllık Türk Kağan’lığı sloganıyla süslediği İHA, SİHA ve askeri teknoloji övgüsüyle bitirmesi hiç şaşırtıcı değildi.
KAN VE SAVAŞ SÖYLEMİ
Ermeni çeteleri olarak adlandırdığı grupları iktidarın aktüel savaş politikasıyla bağdaştırmaya çalışması ve bunun için bütün milliyetçi söylemlere tutunması yine çok açık bir şekilde amaçlanan kan ve savaşı gözler önüne serdi. Gençler olarak ne tarihi dejenere ederek meşrulaştırmaya çalıştırdıkları savaş çığırtkanlıklarına kanıyoruz ne de kan ve savaş sermayesini aklamaya çalışan propagandalara inanıyoruz. Onlar ne kadar denerse denesin akademide, okul ve eğitim kurumlarımızda savaş tüccarlığına izin vermeyeceğiz. Tarih ve bilim; şovenizme ve savaş tüccarlığına alet olmamalı.