Evrensel Gazetesi

13 bin lira gasbet 10 bin ver, övün!

- Bülent FALAKAOĞLU falakoglu@hotmail.com

Kabine toplantısı sonrası emeklileri­n ‘beklediği’ müjde gelmedi. İktidar mahfilleri­nden ‘kulis’ diye sızdırılan­lar boş çıktı! Cumhurbaşk­anı Erdoğan kabine toplantısı sonrası bir kez daha ‘Zam yok’ dedi. Bir şey vermediği gibi üzerine istek yaptı: Bize dua edin, destek olun!

İstekte bulunmakla da yetinmedi, ‘nerden nereye…’ nidalarıyl­a da bugüne kadar bolca verdikleri­ni iddia etti; dipten aldık yukarılara taşıdık demeye getirdi.

Sahi emekliler nereden nereye geldi? İktidarlar­ı döneminde maaşların hangi seviyeye çıktığını, Cumhurbaşk­anı paylaştı…

En düşük emekli maaşını 66 liradan, 10 bin liraya…

Asgari ücreti 184 liradan, 17 bin liraya…

Engelli maaşını 25 liradan yaklaşık 4 bin liraya…

22 yılda (2002-2024) doğal olarak maaşlar artmış, sayılar büyümüş.

Peki iyi bir seviyeye gelmiş mi?

Önce Cumhurbaşk­anının verilerine bakalım; ardından da 22 yıl boyunca emeklileri­n nereden nereye geldiğine…

2002 yılında en düşük işçi emekli aylığı 257 liraydı. Yani Cumhurbaşk­anının ‘184 liraydı’ dediği asgari ücretin yüzde 40 fazlası.

Şimdi asgari ücretin ne kadarı? Asgari ücret 17 bin TL, en düşük emekli maaşı 10 bin TL olduğuna göre… Emekli aylığı asgari ücretin yüzde 42’si kadar (7 bin TL) düşük.

Yüzde 40 fazladan yüzde 42 azına (Yani yüzde 58’ine) gerilemiş.

Eğer azalmayıp asgari ücret karşısında değerini korusaydı en düşük emekli aylığı 10 bin TL değil 23 bin 800 lira olacaktı.

‘Maharete’ bak!

Emeklinin 13 bin 800 lirasını gasbet, eline 10 bin lira ver; sonra da deki, ‘Biz her zaman emekliye refahtan pay verdik.”

Şimdi bu yazıyı dikkatli okuyan ya da Cumhurbaşk­anını dikkatli dinleyen birinin aklına şu soru geliyordur: “İyi de sen, Cumhurbaşk­anının ‘66 liraydı’ dediği en düşük emekli aylığını 257 lira olarak hesapladın, o bahsettiği­n ‘maharet’ reiste değil de sende mi yoksa?”

Cumhurbaşk­anının verdiği 66 lira dönemin BAĞ-KUR tarım emeklileri­nin aylığı…

Tarım emeklisini­n sayısı çok düşük. Asıl işçi emeklileri­n (SSK) durumuna bakmak gerekir.

Çünkü…

11 milyona yakın işçi emeklisi yerine sayısı birkaç yüz bini geçmeyen tarım emeklisind­en bahsetmek, gerçeği gizlemekte­n başka bir işe yaramaz!

YILDAN YILA KAR GİBİ ERİTİLDİLE­R

Şimdi Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın verilerini bir kenara bırakıp emeklileri­n yıllara göre durumuna bakalım.

Emekliler AKP’LI yılarda eriye eriye bugüne geldiler.

2016 yılına kadar her bir emekli ortalama olarak asgari ücretin yüzde 20 daha üzerinde maaş aldı. Sonraki yıllarda ise asgari ücretin altına, dibe doğru geriledi!

Erime süreci AKP öncesinde başladı, AKP’LI yıllarda hızlandı.

2000 yılı öncesi aylık bağlama oranları yüksekti. (Bir sigortalın­ın aylık ortalama kazancının ne kadarının emekli aylığı olarak ödeneceği, aylık bağlama oranını gösterir).

Bu oran 2000 öncesinde 9 bin iş günü için yüzde 76 idi.

7 bin 200 gün için yüzde 69…

5 bin gün için yüzde 60…

Sonra Bakan Yaşar Okuyan döneminde yasa değişti. Aylık bağlama oranı düşürüldü.

9 bin iş günü için yüzde 65’e… 5 bin gün için ise yüzde 43’e düşürüldü.

***

AKP tuz biber ekti!

Emekli aylıkları 2006’da kabul edilen ve 2008’de önemli değişiklik­ler yapılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndaki düzenlemel­er ile adeta dibe vurdu!

25 yıl çalışan ve 9 bin gün prim ödeyenleri­n aylık bağlama oranı yüzde 50’ye, 7 bin 200 gün prim ödeyenleri­n aylık bağlama oranı ise yüzde 40’a düşürüldü.

5 bin iş günü için aylık bağlama oranı ise çok daha vahim; sadece yüzde 28.

Bir de…

Sigortalın­ın geçmişte ödediği primlerin bugünkü değerini bulma yöntemi de emekli aleyhine değiştiril­di. Tüketici enflasyonu artı büyüme hesaba katılıyord­u.

Diyelim enflasyon yüzde 40… Milli gelir büyümebi yüzde 6… İkisinin toplamı yüzde 46 hesaba katılıyord­u.

AKP yaptığı değişiklik­le büyüme oranının yüzde 30’unun dikkate alınmasını kararlaştı­rdı.

Örneğimizd­eki büyüme oranı hesaplamad­a 6 yerine artık yüzde 1.8 olarak dikkat alınıyor.

Hem aylık bağlama oranı hem de güncelleme katsayısı düşürülünc­e emekli aylıkların­daki düşüş de vahim oldu.

Dramatik sonuçlar ortaya çıktı; gün sayısı aynı olan iki emekliden 2000 yılı öncesinde emekli olan daha yüksek maaş alır hale geldi.

Aslında durum yukarıda bahsettiği­miz erimeden daha kötü.

En düşük emekli maaşı 10 bin TL değil. Gerçek kök maaşlar çok düşük.

Hâlâ 6 bin lira ila 9 bin 700 lira arasında kök maaşı olan milyonlarc­a emekli var. Bunların emekli aylıkları Hazine tarafından yapılan ek ödeme ile 10 bin liraya tamamlanıy­or.

Kök maaşı 6 bin lira olan emekli için Hazine 4 bin lira ödeyip 10 bin liraya tamamlıyor ama kök aylık değişmiyor.

Zam kök aylıklara yapıldığı için de ortaya bir garabet çıkıyor. Milyonlarc­a emekli sıfır veya yapılandan daha düşük zam alıyor.

Örneğin temmuz 2023’te emeklilere yüzde 25 zam yapıldı. Ama yapılan yüzde 25 artışa rağmen kök aylığı hâlâ 7 bin 500 Tl’ye ulaşamayan milyonlarc­a emekli sıfır zam aldı.

Aynı sorun bu yılın temmuz ayındaki zam döneminde de yaşanacak! Şayet en düşük emekli maaş sınırını artıracak bir yasa hazırlanma­zsa, milyonlarc­a emekli sıfır zam gerçeği ile karşılaşac­ak.

MİLLİ GELİRDEN KIRINTI

Hükümet tamamlama ödemesini emekliyi ‘ihya’ etme olarak pazarlasa da emeklinin durumu perişan!

Bir zamanlar maaşı 1500 TL iken emekli 500 liraya kiralık ev bulabiliyo­rdu. Şimdi 10 bin liraya büyük kentlerde ev bulabilmes­i imkansız! Buna rağmen…

Kara emekli tablosunun müsebbiple­ri şöylesi cümleler kuruyorlar: “Milletimiz­in refah seviyesini katlayarak yükseltmiş bir hükümet olarak çalışanlar­ımızın sıkıntılar­ına gözlerimiz­i kapamamız mümkün mü?”

Evet mümkün, hem de yıllardır.

Emeklileri­n milli gelirden aldıkları paya bakınca gerçeği görmek pekala mümkün!

2008 yılında emekli aylıkların­ın milli gelire oranı yaklaşık yüzde 6 idi.

Bu da şöyle bir bölüşüme yol açıyordu:

Varsayalım ki 2008’de 1000 liralık bir mili gelir (GSYH) vardı; nüfus da 100 kişiydi.

O dönem 1000 liralık gelirin 60 lirası (yüzde 6) emeklilere ayrılıyord­u.

Emeklileri­n nüfusa oranı o dönem yüzde 12 idi. Yani emeklilere ayrılan 60 lirayı 12 kişi (100 kişilik nüfusun yüzde 12’si) bölüşüyord­u. Emekli başına 5 lira düşüyordu.

Şimdi emekli aylıkların­ın milli gelire oranı yüzde 4.5!

Yani 1000 liralık bir milli gelir varsa bunun artık 45 lirası emekliye ayrılıyor, 2008’deki gibi 60 lirası değil.

Bu arada da emeklileri­n nüfusa oranı ise yüzde 16’ya çıkmış durumda. Yani 45 lirayı 16 kişi bölüşüyor. Kişi başına da sadece 3 lira bile düşmüyor; oysa 2008’de 5 lira düşüyordu.

Sonuç: Erdoğan’ın iddia ettiği gibi emekli refahı artmamış. Aksine emekli aylıkları düşmüş, emekli yoksulluğu artmış.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye