Evrensel Gazetesi

NIHAT ZIYALAN: YILMAZ GÜNEY’IN KAN KARDEŞI, FILMLERIN KÖTÜ, GÖNLÜMÜZÜN VE EDEBIYATIN IYI INSANI (1)

- Yazımızı haftaya tamamlayac­ağız.

000’lerin ilk yıllarıydı, benim Uç dergisini, Metin

2

Üstündağ’ın Öküz’ü çıkardığım­ız günlerdi. Şair-yazar, unutulmaz Oyuncu Nihat Ziyalan’ın dostlarını ziyaret edip özlem gidermek için İstanbul’a geldiğinde bir gecesini bize ayırmıştı, uzun uzun sohbet edebilme olanağımız olmuştu.

Yaşam öyküsünü bildiğim, filmlerind­en ve şiirlerind­en tanıdığım Nihat ağabeyle ilk kez yüz yüze tanışıp, konuşabilm­iştim o gece. Yanında ilk şiirini yayımlayan çok sevdiği dostu Çoban Yurtçu’nun oğlu Gazeteci Işık Yurtçu vardı. Biz de yanlış anımsamıyo­rsam Küçük İskender, Hüseyin Alemdar, Metin, Üstündağ, Şerafettin Kaya’yla birlikte katılmıştı­k sohbete.

O unutulmaz gecede lüks bir otelin servis yapılmayan, ‘Garsonları­n hesap getirmediğ­i yemyeşil bahçesinde oturmuştuk.’

Türkiye basınının emektar isimlerind­en, 8 Eylül 2012 yılında hayatını kaybeden Işık Yurtçu Nihat Ziyalan’ın şiirini ilk yayımlayan Gazeteci Çoban Yurtçu’nun oğluydu ve o günlerde bir kez daha devletle, iktidarla sorunlar yaşamış, yargılanmı­ş, hapis yatmıştı.

Sanırım o gece hapisten yeni çıktığı günlerdi ve Nihat Ziyalan’ın yanındaydı. Işık Yurtçu da Adanalıydı. Nihat Ziyalan o gece bizden ayrılıp yine Adanalı olan arkadaşı Arif Keskiner’i görmek için işlettiği Çiçek Bar’a gitmişti.

Nihat Ziyalan 26 Şubat 1936 tarihinde (Bu satırları yazarken doğum günüydü) Adana’da doğar. Annesi Kürt, babası Çerkez’dir. Savaş yıllarında yoksullukl­a geçen çocukluk yıllarında farklı uluslardan, ırklardan birçok insanın iç içe yaşadığı “Dingin Avlusu” adı verilen yerde tek odalı bir evde büyür. Ortaokulu Tebebağ’da tamamladık­tan sonra İzmir Hava Astsubay Okulunda eğitim görür.

Okuma yazma bilmeyen babası oğlunun okumayı söktüğü günlerde çok mutlu olur ve kendisine okuması için Kerime Nadir’in “Hıçkırık” romanını alır. Oğlu okudukça o da ağlıyordur. Nihat Ziyalan’ın kitapla ilk tanışıklığ­ı böyle olur. Daha sonra bir süre Erkek Lisesinde okuyan Nihat Ziyalan okuduğu Sait Faik, Orhan Veli gibi yazarların etkisiyle şiir yazmaya başlar.

4 Nisan 1953’te

Çanakkale’nin Nara

Burnu açıklarınd­a İsveç bandıralı yük gemisinin çarpması sonucu

Dumlupınar denizaltıs­ının batması, 81 denizcinin hayatını kaybetmesi­nden etkilenen Nihat

Ziyalan Dumlupınar denizaltıs­ı ve 81 denizci için şiir yazar. Temize çekip içine sinene kadar düzelttiği şiiri Bugün gazetesine, Çoban

Yurtçu’ya götürür, “Uygun görürseniz sanat sayfasında yayımlayın” der; şiiri siyah çerçeve içinde yayınlar Çoban Yurtçu.

Sonrasında “şair” olarak tanınmasın­ın, anılmasını­n ilk adımı olan şiirinin yayımlanma­sına çok sevinen Nihat Ziyalan, elinde gazeteyle babasının yanına gidip gösterir. Şiiri birkaç kez okutan babasının gözünden mutluluk ve gurur yaşları akar. Sonrasında iyi arkadaş, dost olacağı Çoban Yurtçu götürdüğü her şiirini basar.

Şiirlerini bir süre Salkım dergisinde yayımlamay­ı sürdüren Nihat Ziyalan hayatının akışını değiştirec­ek yeni tanışmalar yaşar, yeni arkadaşlar edinir. Edebiyat ve sinema dünyasında yeni yolculukla­ra çıkacağı, etkileyici etkilenece­ği, yeni dostluklar­dır bunlar. Bu önemli isimlerin başında Yılmaz Güney ve Özdemir İnce vardır.

YILMAZ GÜNEY’LE TANIŞMA

Nihat Ziyalan okul yıllarında sık sık kaçıp, kanallara gidiyordur. Bu gidişlerin birinde suya bakıp sulu boya resim yapmaya çalışırken, karşı taraftaki grupta ışıldayan birini görür. Bakışarak selamlaşır­lar. Yanıma geldi. “Hıyar yiyordum ona da verdim. O hıyarı, altından su sızan kara donuna silip yiyişini hiç unutamam” diye anlatıyor o günü.

Sonrasında çok iyi ve yakın dost olurlar Yılmaz Güney’le; sadece ikisi değil aileleri de tanışıp dost olurlar. Bu tanışma ikisinin de sanat yolculukla­rının değişip gelişmesin­de etkili olur.

Nihat Ziyalan Yılmaz Güney’i yazmaya yönlendiri­rken Yılmaz Güney de sinema alanında Nihat Ziyalan’ı etkiler, yönlendiri­r. Ziyalan o günleri şöyle anlatır: “Kısa sürede bana özenerek o da yazmaya başladı. Ben şiir yazdığım için o öyküye yöneldi. Nasıl ben şiirimde kimseyi örnek almıyorsam o da kendince yazıyordu.”

Şair Özdemir İnce ile tanışmalar­ı sonrası “‘Üç Silahşörle­r” olarak anılacakla­rı iyi bir üçlü oluştururl­ar. Ellerini kesip, kan kardeşi olmalarıyl­a ilgili Nihat Ziyalan “Bu kan kardeşlik birbirimiz­le yarışırcas­ına kendimizi geliştirme­mize olanak sağladı. Okuduğumuz kitaplar üstüne tartışıyor, yazdıkları­mızı kendimizi geliştirme­k için kıyasıya eleştiriyo­rduk” diye anlatır.

Şiir yolculuğun­da İkinci Yeni içinde yol alan Nihat Ziyalan için Cemal Süreya’nın Papirüs dergisinde adına özel sayı hazırlanır, İkinci Yeni Antolojisi’nde de şiirleriyl­e var olur. Şiirde ulaşmak istediği yeri “sezgisel yalınlık” olarak tanımlayan Nihat Ziyalan bugüne kadar sekiz şiir kitabı, hikayeler ve romanlar yazar. İlk kitabı 1963 yılında yayımlanır.

TİYATRO VE SİNEMA YOLCULUĞU

Yazmanın yanı sıra oyunculuğa da ilgisi olan Nihat Ziyalan askerlik sonrası Adana Şehir Tiyatrosun­a girer. Şehir Tiyatrosu kapanınca oyunculuğu Ankara Sanat Tiyatrosun­da sürdürür. O günlerde Yılmaz Güney de Yeşilçam’da adından söz ettiren sevilen bir oyuncu olmayı başarmıştı­r; filmlerde oynuyor, filmler yönetiyord­ur. Nihat Ziyalan’ın AST’DE (Ankara Sanat Tiyatrosu) Orhan Kemal’in 72. Koğuşu’nda oynarken Yılmaz Güney gelir ziyaretine. “Sinemaya geçiyorsun. Parayı dert etme, her ay üç bin lira vereceğim, star olunca geri ödersin” der. Hemen kabullenme­se de Yılmaz Güney’in dayatmalar­ına karşı koyamaz Nihat Ziyalan. Böylece İstanbul ve sinema serüveni de başlar.

 ?? ?? Pire Nuri filminden bir sahne
Pire Nuri filminden bir sahne
 ?? ?? Mesut KARA
Mesut KARA

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye