Evrensel Gazetesi

Emekçiler obezite ve bodurluk tehdidi altında

-

Türk-İş’in verilerine göre 2024’ün şubat ayında açlık sınırı 16 bin 257 TL, yoksulluk sınırı ise 52 bin 955 TL oldu. Ücretliler­in yarısından fazlası asgari ücret alıyor. Bir asgari ücret açlık sınırına neredeyse denk iken, iki asgari ücret toplamı dahi yoksulluk sınırının altında kalıyor. Tüm bu ekonomik koşullarla beraber ise sebze, meyve, beyaz-kırmızı et emekçileri­n sofrasında­n uzaklaşırk­en vitamin ve protein kaynakları­nın yerini karbonhidr­at ve şeker alıyor. İşçi sınıfının beslenme alışkanlık­larını ve bunun insan sağlığı üzerine etkilerini Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’yla konuştuk.

Özellikle kentleşmen­in beslenme alışkanlık­larının besleyici ve sağlıklı olmaktan ciddi anlamda uzaklaşmas­ına yol açtığını ifade eden Fincancı, “Özellikle kentleşmey­le beraber kırsal alanda tarım, hayvancılı­k gibi bu topraklara özgü çalışma ortamların­ın hayatımızd­an çıkmasına ve kentlerde özellikle de ekonomik koşullar nedeniyle çok Ş. Korur Fincancı

da sağlıklı olmayan beslenme koşulların­ın hayatımıza dahil olmasına neden oldu. Çünkü kentleşmen­in bu boyuta ulaşmadığı noktalarda kentte yaşansa da kırsal bölgede mutlaka tarım ya da hayvancılı­kla uğraşan aile bireyleri, dolayısıyl­a oradan gelen besleyici birtakım gıdaların olanağını yaratıyord­u” dedi.

‘ÇİFTÇİ VE BESİCİ BİTİRİLDİ, İŞÇİ SINIFINI ETKİLEDİ’

Bugün tarım ve hayvancılı­ğın neredeyse tükenme noktasına gelmesiyle beraber böyle

bir beslenme desteğinin de mümkün olmadığını ifade eden Fincancı, “Bulgur, kurutulmuş et, kavurma gibi kırsal bölgeden getirilen klasik yiyecekler vardı. Kırsalda giderek yok olan bu durum kentlere göç etmiş işçi sınıfının beslenme alışkanlık­larını da değiştirdi” diye konuştu. Fincancı, bu durumun kente gelen yurttaşlar­ın açlık sınırındak­i oldukça sınırlı bütçesiyle en ucuz gıda malzemesin­e yöneldiğin­i ve gittikçe karbonhidr­at ağırlıklı hale gelen, sebze ve meyve tüketimini­n neredeyse yok olduğu, etin ise hiç olmadığı beslenme koşulların­ın ortaya çıktığını anlattı.

OBEZİTE VE BODURLUK YAYGINLAŞI­YOR

Bu tipte bir beslenme düzeninin sonucu olarak özellikle obezitenin ciddi bir sorun haline geldiğini vurgulayan Fincancı, bunun yanı sıra şeker hastalıkla­rıyla karşı karşıya kalındığın­ı ve kalp-damar hastalıkla­rının da ciddi bir sorun haline geldiğinin altını çizdi.

Çocuklar açısından ise zeka gelişimi, büyüme ve gelişim açısından problemler gözlemlend­iğini söyleyen Fincancı, çocuklar açısından gittikçe yaygınlaşa­n bodurluğu ise şöyle anlattı: “Bodurluk özellikle deprem bölgesinde çok yaygın, üretim bitti, işsizlik had safhada. Çocukların sağlıklı beslenme olanağının ortadan kalkmasını­n etkileri bodurluk üzerinden görülebili­yor. Bodurluk ciddi bir boyuta ulaşmış durumda, özellikle 6 aydan uzun süre yetersiz beslenen çocuklarda görülen problemler­i gözlemleye­biliyoruz. Türkiye genelinde yapılan bir çalışma da bize benzer bir tabloyu gösterebil­ir. Özellikle de ekonomik koşulları oldukça sınırlı olan işçi sınıfı açısından. Çünkü Türkiye nüfusunun neredeyse yarısı açlık sınırının altında ücret alıyor. İki ücret dahi yoksulluk sınırının altında kalıyor”

 ?? ?? Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Bodurluk özellikle deprem bölgesinde çok yaygın, üretim bitti, işsizlik had safhada. Çocukların sağlıklı beslenme olanağının ortadan kalkmasını­n etkileri bodurluk üzerinden görülebili­yor” dedi.
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Bodurluk özellikle deprem bölgesinde çok yaygın, üretim bitti, işsizlik had safhada. Çocukların sağlıklı beslenme olanağının ortadan kalkmasını­n etkileri bodurluk üzerinden görülebili­yor” dedi.
 ?? ?? Nisa Sude DEMİREL
Fotoğraf: DHA
Nisa Sude DEMİREL Fotoğraf: DHA
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye