‘TOPLUMUN BÜYÜK BİR KESİMİ ÇÖZÜME HAZIR’
TÜRKİYE toplumu açısından tabloyu nasıl görüyorsunuz?
Yüzyıllık bir meseleden bahsettik. Ağır tahribatları olan, can kayıplarının, karşılıklı ölümlerin yaşandı ğı bir süreç. Buna rağmen toplumun hâlâ bir arada yaşıyor olması çok değerli ve kıymetli. Ülkede çok daha büyük toplumsal kırılmalara sebebiyet verecek zeminler oluştu maalesef ancak toplum hiçbir za man sağ duyusunu kaybetmedi, bir arada yaşama kültürünü muhafaza etti. Bu sorunun çözümü açı sından da iktidarın elini rahatlatan bir olgu. Nitekim çözüm sürecine de toplumun yüzde 70’inin desteği vardı. Peki bu destek bugün tekrar sağlanabilir mi? Toplum her zaman buna hazır. Bu sorunsalın yarattığı etkiyi ülkedeki her bir birey hissediyor. Bu nu bir beka, bir güvenlik sorunu olarak topluma sürekli empoze eder ve tartıştırırsa nız tabii ki toplum meseleye farklı bir yerden bakar. Ama meselenin aynı zamanda bir demokrasi, özgürlükler, haklar sorunu olduğunu anlatır, temel haklar konusunda bu sorunun çözülmesi gerektiğini söylerseniz toplumu buna hazırlarsanız. Sorunun de mokratik zeminde, demokratik kurallar ve ilkeler ışığında çözümüne toplum da “evet” der. Burada önemli olan siyasetin kullandığı dildir. Anadolu’da, Türkiye’de yaşayan halkların sorununun çözümü konusunda çok da katı, sert ya da meselenin çözümün den uzak olmadığı inancındayım. Bu tür süreçlerin sağlıklı ilerlemesi, toplumun hazır lanması ve toplumun bu tür süreçlerden rahatsız olmaması için silahların susması, ölümlerin durması gerekli. Bu da önemli bir kriter. Silahların susmadığı, ölümlerinin ol duğu bir ortamda insanlara barışın gerekliliğini hissettirmek çok zor. Sonuç deklaras yonumuzda olduğu gibi tüm süreçler açısından silahların da susması gerekir.
*Röportajın tamamını evrensel.net’ten okuyabilirsiniz.