GÖKYÜZÜNDEN GELEN ATEŞKES
MISIR ve Amerika Birleşik Devletleri de Ürdün’ü takip ederek Gazze halkına gökyü zünden insani yardım atmaya başladı.
Analistler ve siyasetçiler yaşananlarla ilgili görüşlerini açıklamaktan kaçınmadılar. Bazıları bu yardımı, silah ve teçhizat gön dererek doğrudan ya da kuşatmayı sıkılaş tırarak ve geçişleri insani yardıma kapata rak dolaylı olarak düşmanı desteklemeye katkıda bulunan taraflardan geldiği için reddetti.
Bazı analistler ise, ABD tarafından yapı lan yardımların Biden yönetiminin Filistinli lerin çektiği acılarla hiçbir ilgisi olmadığına, tamamen seçim amaçlı ve İsrail tarafından işlenen katliamlar sonucunda Gazze’de dö külen kan ile ellerini yıkama girişimi oldu ğuna inanıyor.
İsrail gazetesi Haaretz, ABD Başkanının siyonist Bakan Benny Gantz’ı kabul etmesi ni ve Başbakan Benjamin Netanyahu ile koordinasyon sağlamadan kendisiyle bir di zi görüşme gerçekleştirmesini gerekçe göstererek bu hamleyi Tel Aviv ile Washing ton arasında giderek derinleşen uçurumun bir ifadesi olarak değerlendirdi.
Biden yönetiminin, Demokratların Baş kan Biden’ı yeniden seçme şansıyla ilgili nedenlerden ötürü Netanyahu ve onun aşı rılık yanlısı hükümetiyle ilişkisini kesmeye çalıştığına şüphe yok. Ancak bu anlaşmaz lığı Abd’nin siyonist varlığı herhangi bir şe kilde desteklemekten vazgeçtiği şeklinde yorumlamak, küresel kapitalist merkez ile onun Filistin’deki sömürgeci projesi arasın daki ilişkinin doğasına dair gerçek bir anla yışı yansıtmamaktadır.
Bu ilişki doğrudan çıkarlarla değil, bu projenin bölge ve kaynakları üzerinde hege monya kurma ve kapitalist merkezlerin kendi aralarındaki ve ekonomik rakipleriyle aralarındaki uluslararası çatışma bağlamın da sömürgeci kontrolün ekonomik ve askeri olarak pekiştirilmesiyle ilgili görevleri olan sömürgeci bir öncü olmasıyla bağlantılıdır.
ABD, İngiltere ve Almanya tarafından temsil edilen kapitalist destek devam et mektedir ve bazı sömürgeci çevreler Netan yahu’nun politikalarını kabul etmese bile durmayacaktır. Bir süredir Netanyahu’ya karşı, siyonist varlığa olan desteklerini azaltmadan siyasi olarak kendileriyle aynı fikirde olan bir alternatif arıyorlar.
Aksa Tufanı Savaşı’nın ilk aşamasında siyonist alternatif mevcut değildi. Ancak si yonist oluşum içindeki kamuoyu yoklamala rı Gantz’ın Netanyahu karşısında önemli bir farka sahip olduğunu ve bazı aşırı sağ parti lerin Knesset’e ulaşma şansının azaldığını gösterdi. Bu anketler, bugünlerde seçim ya pılması halinde sağ kanadın 47’den fazla sandalye kazanamayacağını gösteriyor.
Bu sonuçlar ABD’YI, her iki tarafın da karşılıklı çıkarlarını yerine getirmek için ku rumun iç kartlarını yeniden düzenlemeye sevk etti. Yardım ulaştırma aracı olarak gökyüzünün seçilmesine ilişkin birçok soru cevapsız kalmaktadır. Bu yolu seçen tüm ülkelerin siyonist varlığın iznine ve onunla diplomatik ilişkilere ihtiyacı vardır. Bu ülke ler, Gazze’deki insani krizin çözümüne yar dımcı olmak için bu yardımı daha büyük miktarlarda ve daha etkili bir şekilde kara dan da ulaştırabilirler.
Bu cevaplardan biri, uluslararası kuru luşların Gazze Şeridi’nin birçok bölgesinde, özellikle de kuzeyde faaliyetlerinin azal ması ışığında bu yardımı kimin dağıtacağı ile ilgilidir. Varlık ve ABD için Hamas’a yar dım dağıtma fırsatı verilmesi, Hamas’ın si vil otoritesini etkin bir şekilde yeniden te sis ettiği anlamına geliyor ki bu da ABD-SI yonistlerin “post-hamas” projesiyle çelişi yor. Bu proje, direniş fikrini Abd’nin “İbra himi barışı” olarak adlandırılan planıyla bağlantılı ekonomik ve siyasi projelerine bir tehdit olarak gören çoğu Arap ülkesi tarafından desteklenmektedir; bu ülkeler den bazılarının direniş fikrinin kendi rejim lerine bir tehdit oluşturduğunu düşünmesi de cabası.
Çoğu Arap ülkesinin siyasi ara bulucu rolünden insani ve ekonomik yardım kuru luşu rolüne uzanan rolüne daha yakından bakarsak tablo tamamlanmış olur.
Tel Aviv ya da Washington’daki düşman ateşkes fikrini reddediyor çünkü bu Gazze, Lübnan, Yemen, Irak, Suriye ve İran’daki di renişin zaferinin kutsanması anlamına geli yor ve yukarıda adı geçen ülkeler dışında herkes tarafından reddediliyor. Gazze’deki müzakerelerin tavanı Ramazan Bayramı’nın ötesine uzanabilecek bir ateşkestir.
Paris müzakerelerine gelince, bu müza kereler ABD, siyonist varlık ve müttefik ül keler arasında savaşın sona ermesinden sonra Gazze’yi yönetmek için bir plan geliş tirmek üzere yürütülmektedir. Bu plan Ha mas ve İslami Cihad’ı dışlıyor ve ana aracı da Ramallah Yönetiminin kurmaya çalıştığı teknokrat hükümet.
Gökten inen küçük yardımlar, Hamas’ın siyonist koşulları kabul etmemesi halinde Gazze halkının maruz kaldığı ağır insani ko şulların devam edeceğini söylüyor. Düşma nın Refah ve Kerem Şalom geçişlerinden çok sayıda kamyonun girişini engellemesi nin yanı sıra yardım dağıtım noktalarında toplanan vatandaşları hedef alması ve on lara karşı katliamlar gerçekleştirmesi bu kanaati güçlendirmektedir.