Uzmanından kronik hastalara oruç uyarısı
İÇ Hastalıkları Uzmanı Dr. Barış Doğukan Işıkoğlu, ramazanda oruç tutacak olanların günlük ortalama 13-15 saat arasında uzun süreli açlık dönemlerine gireceğine dikkat çekerek, kronik hastalıkları olanları uyardı. Dr. Işıkoğlu, özellikle diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalığı gibi sağlık sorunları bulunanların, oruç tutmaya karar vermeden önce mutlaka doktorlarıyla görüşmeleri gerektiğini söyledi.
SAĞLIĞINIZI RİSKE ATMAYIN
Ramazanda açlık sürelerinin, vücutta birtakım değişikliklere neden olduğuna dikkat çeken Dr. Işıkoğlu, “İlk 8 saat, sahurda alınan gıdaların emilimi ve parçalanmasıyla geçer. Ancak 8 saatten sonra vücut, enerji üretmek için öncelikle karbonhidrat, ardından yağ ve son olarak protein depolarını tüketmeye başlar. Bu durum, insülin ve antiinsülin hormonlarının kontrolü altında gerçekleşir. Uzun süreli açlık, sağlıklı bireylerde bile belirli sağlık risklerini beraberinde getirebilir” diye konuştu.
MUTLAKA DOKTORA DANIŞIN
Diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalığı gibi sağlık sorunları bulunanlara uyarılarda bulunan Işıkoğlu, “Oruç özellikle bazı hasta gruplarını ciddi engeller. Özellikle diyabet, hipertansiyon, böbrek veya kalp hastalığı gibi kronik sağlık sorunları olanlar için daha da karmaşık hale gelebilir. Bu hastalıklar, vücudun açlık durumuna verdiği tepkileri değiştirebilir. Örneğin, kan şekerinin düşmesi gibi durumlar bazen fark edilmeyebilir. Ama hastaların sağlık durumunu daha da zorlaştırabilir ve başka sağlık sorunları da ortaya çıkabilir. Kronik hastalıkları olanlar oruç tutmaya karar vermeden önce mutlaka doktorlarıyla görüşmeliler” önerisinde bulundu.
DÜŞÜK TANSİYON VE DİYALİZ RİSKİ
Uzun süren açlık nedeniyle diyabet hastası bir bireyin kan şekerini dengelemesi için vücudun kullandığı esas hormon olan insüline direnç olabilirken, hipertansiyon hastasının bir ilaç kullanırken susuz kalmasının ciddi tansiyon düşüklüğüne neden olabileceğini belirten Işıkoğlu “Ya da böbrek hastasının yeme alışkanlığı değişeceği için veya susuz kalacağı için böbrek değerlerinde bozulmayla karşılaşabilir, diyaliz durumu bile söz konusu olabilir. Bu nedenle her hasta doktoru tarafından değerlendirilip hasta özelinde bu kararın verilmesi doğru olacaktır” dedi. (İstanbul/dha)