AYM: Yurt dışı çıkış yasağı özel hayata müdahale
AYM yurt dışı çıkış yasakları konusunda verdiği yeni ihlal kararında, seyahat engelinin demokratik toplum düzenine uygun olmadığına ve özel hayata müdahale olduğuna hükmetti.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 2018 yılındaki bir sosyal medya paylaşımı sonrası yargılanan bir kitle örgütü çalışanının yargılanması sırasında geçerli bir neden olmaksızın pasaportuna el konulmasını “özel hayata saygı hakkı ihlali” sayarak idareyi başvurucuya 30 bin TL tazminat ödemeye mahkum etti.
2018 yılında bir kitle örgütü çalışanı sosyal medya paylaşımı nedeniyle “cumhurbaşkanına hakaret”ten soruşturulup yargılanmıştı. İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği, çalışanın yurt dışına çıkamamak ve imza vermek şeklinde adli kontrol tedbirlerine tabi tutulmasına karar vermişti.
İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi ise kişinin “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan 11 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
ÖZEL HAYATINA CİDDİ ŞEKİLDE ETKİ…
Yargılama Anayasa Mahkemesine taşındı. Mahkeme yargılama sırasında getirilen yurt dışına çıkmama şeklindeki adli kontrol tedbirinin yerleşme ve seyahat hürriyeti kapsamında olduğu kadar özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenebileceğini belirten bir karar vererek, başvurucunun iş ve aile durumu nedeniyle sık sık yurt dışına çıkması gerektiğinin altı çizildi ve seyahat engelinin başvurucunun özel hayatına ciddi şekilde etki ettiğini aktardı.
Kararda, hakimliğin hangi amaçla iki farklı adli kontrol tedbirinin uygulandığına dair herhangi bir değerlendirme yapmadığı yazılarak başvurucunun statüsü ve mesleki faaliyetleri nedeniyle yurt dışındaki özel hayatına dayanan itiraz gerekçelerinin de sulh ceza hakimlikleri tarafından tartışılmadığı belirtildi.
Kararda ayrıca yurt dışına çıkamamak ve imza şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin soruşturma veya kovuşturmaya ne gibi bir faydası olacağı da açıklanmadığı değerlendirilmesi paylaşıldı.
‘SAVUNMASI YURT DIŞINDA DA ALINABİLİRDİ’
AYM kararında başvurucuya karşı uygulanan yurt dışı yasağının işlevsiz olduğuna hükmetti ve şöyle dedi: “31/1/2019 tarihinde kaldırılmış ve başvurucunun savunması tedbirin kaldırılmasından daha sonraki tarih olan 21/3/2019’da alınmıştır. Başvurucu, tedbirin kaldırılmasından sonra yapılan her iki duruşmaya da katılmıştır. Kaldı ki hem başvurucunun uluslararası bilinirliği yüksek bir sivil toplum örgütünde üst düzey yönetici olduğu hem de görevi nedeniyle gideceği memleket ile Türkiye’nin yoğun adli yardımlaşma ilişkilerinin varlığı nedeniyle, bulunduğu memlekette de savunmasının alınmasının mümkün olduğu göz ardı edilmiştir.”
Başvurucuya konan yurt dışına çıkış yasağının demokratik toplum düzenine uygun olmadığı belirtilen kararda, yasağın uygulanmasında sulh ceza hakimlikleri ve mahkemeler tarafından yeterli gerekçe sunulmadığı vurgulanarak, Anayasa’nın 20. maddesinde belirtilen özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği belirlendi. (MEDYA SERVİSİ)