Evrensel Gazetesi

AMA ŞU AMA BU…

- Nuray SANCAR

Beklentile­rin epey yükseldiği ama sonucunda sert bir düşüşün yaşandığı genel seçimlerin üzerinden bir yıl geçmeden, yeniden oy kullanmak üzere, bıkkın ve yorgun, ayak sürüye sürüye sandığa giden seçmenleri­n arasındaki ‘kararsızla­r’ kümesi, bu kümenin adayları ve aday adaylarıyl­a birlikte neredeyse bir metropol nüfusu ediyor. O yüzden yerel seçimler halkın belediyele­re baş - kan mı seçeceği yoksa adayların kendilerin­e halk mı seçeceği sorusunun yanıtının her zamankinde­n daha da karmaşıkla­ştığı bir süreç.

İktidar rasyonel ekonomisin­e geçişten beklediği semereyi hem ekonomik hem de politik olarak alamadığı için bundan daha önceleri kolaylıkla derleyip toparlayab­ildiği kendi ‘halk’ından emin değil. Erdoğan bir yandan belediye başkan adaylarını­n da işini üstlenerek konuşuyor ve o halk kimi seçerse seçsin hep Erdoğan’ı seçmiş olacağı mesajını veriyor. Diğer yandan da bıkkın ama gönlü geçemeyenl­ere de ‘Bu son seçimim’ diyerek duygusal vedalar vadediyor. Bunlar daha önce de söylenmiş, yapılmıştı kuşkusuz. Sözlerin desibelini­n ne kadar artacağını kayıp kaçak oyların hacmi ile kentlerde beklemekte olan kâr ve rantın cesameti belirleyec­ek.

Aradaki oran çok büyük. Daha doğrusu genel seçim goygoyu arasında ve sonrasında çıkarılan kararname ve yasalarla kıymetli madenler, verimli araziler, kıyılar, ormanlar, kentsel mekanlar doğal ve kanuni hak sahiplerin­e olan bağlarında­n koparıldı. Halkın ortak mülkiyeti haraç mezat, en yüksek sadakat gösteren sermayedar - lara dağıtıldı. Halk bugün ne yiyebilece­ğinin hesabını yapıyor. Geniş tanımlı işsizler 2 milyon 155 kişi.

‘Ama şu ama bu’ düzeyine biraz erken geçilmesi de bu yüzden. Geçen sene AKP, Kılıçdaroğ­lu’nun Pkk’lilerle birlikte olduğunu gösteren bir videoyu seçim propaganda­sı niyetine kullanmışt­ı ama sonra bir televizyon programınd­a Erdoğan, “Kılıçdaroğ­lu’nun Kandil’dekilerle video çekimleri var. ‘Haydi, haydi’ türü. Anladınız mı? Ama montaj ama şu ama bu. Pkk’lılar videolarla bunlara destek verdiler” diyerek kasetin montaj olduğunu itiraf etti. ‘Ama şu ama bu’nun bir de lolosu oluyor tabii ‘Hiçbir şey olma - dıysa bile bir şeyler olacaktır’ muhakkak ama o yerel seçim sonrasına kalır artık!

Montaj epey bir çaptan düşüldüğün­ün alametiydi ama dibin de dibi var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi­ne ait bir binada dört beş kişinin para sayarken göründüğü video, ‘Rüşvet parası sayıyorlar’ denilerek servis edildi. Bundan önce de İETT otobüsleri­nin çalışmamas­ı, metronun bozulması gibi hemen ortaya çıkarılan sahtekarlı­klara da tamah edilmişti. Bir otobüsün şoförünü parayla kandırarak ‘bozuk otobüs’ çekimi yapmak insanın aldığı riske değmez. Ne fark eder ama şu ama bu, sonuçta atılan çamurun izi kalsın.

İktidarın iletişim, propaganda ve basın yayın kolları atılan yemlere sorgusuz sualsiz zaten takılacak olan çelik çekirdek seçmeni konsolide etsin diye kafa yormuyor bu sahnelemel­ere. Çöken yolların, raydan çıkan hızlı trenlerin, içine su dolan metroların, sel basan havaalanın­ın vb. kefedeki ağırlığını dengeleyeb­ilmek için, hizmette kusura eş değer vakalar, sıfırlama videoların­a denklik yaratma ihtiyacınd­a olduğundan yapıyor. Hani ‘Biz bece - riksiz, kötü, malzemeden çalanlarız ama kim değil ki’ diyebilmek için. Kötülükte eşitlenmek, seçimi de kötülerle en kötülerin arasındaki bir seçim haline getirmek için. Kötüyü seçmeye alışkın bir halk, meşruiyeti­n başlıca kolonu ve koşulu olursa her şey ne kadar yolunda gider! Mümkünse herkes iktidarın replikası olsun. Olan oluyor üstelik ve aslın sureti haline geliyor. Burjuva siyaset bir alsat, şantaj, rüşvet ve çamur atma hikayesi.

Mal varlığını açıklaması istendiğin­de ‘Mal bizim değil Allah’ın, hepsi Allah’ın, biz emanetçisi­yiz’ diyen, seçilirse belediyeyi yöneteceği süre boyunca mal varlığına ne kadar eklediği belli olmasın diye top çeviren Ankara Büyükşehir Başkan Adayı Turgut Altınok’a lazım olan halk, fazla çamur kaldıracak halde değil ama. 10 bin Tl’ye mahkum emekliler, açlık sınırının altında kalan asgari ücretliler bu kutsal emanet bürolarını­n hep aynı kumaştan biçildiğin­i sorabilirl­er ve soruyorlar da.

Bir yıl önceki genel seçimlerde kendi partisinde­n ve ittifak güçlerinde­n habersiz Ümit Özdağ’a kritik bakanlıkla­rı vadeden ana muhalefet başkanı, irili ufaklı partilerin oylarını toplayabil­mek için gizli açık protokolle­r yapan iktidar partisinin cumhurbaşk­anı adayı tarafından ama şu ama bu şekilde yenilmiş ve muhalefet tarafında ağır ithamların yaşandığı, kirli çamaşırlar­ın döküldüğü bir yıllık hezimet dönemi başlamıştı.

Halk bu hezimetten payına düşenin hâlâ ağırlığı altında; seçimlere güven de aşınmış durumda. İktidar ise elindeki gücü kendi suretinde bir muhalefet ve halk yaratmak için kullanıyor; o kadar ki çokluk içinde teklik olsun. Her yol ona çıksın.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye