GELECEK ENDİŞE VERİCİ GÖRÜNÜYOR
İSVEÇ’IN NATO üyeliği de resmileşti ve şimdi den savaş hazırlıkları, silahlanma bütçesinin arttırılması, Rusya ile olası bir savaşa yönelik uyarılar ve NATO tatbikatları yapılıyor. NATO’NUN geçmişteki rolleri göz önünde bulundurulduğun da, Finlandiya’nın savaşın içine çekilmesi ihti malini düşünüyor musunuz? Bu üyeliğin gelece ğini nasıl görüyorsunuz?
Çok endişe verici bir gelecek görüyorum. İsveç de topraklarına Finlandiya’nınkiyle aynı askeri kullanımı verecek olan bir Savunma İş Birliği Anlaşması imzalamak üzere. Aradaki fark, Finlandiya’nın Rusya ile çatışmanın ön saflarında yer alması ve İsveç ya da Norveç’e (Ki zaten Norveç’te DCA yürürlükte) yapılacak herhangi bir saldırının Finlandiya topraklarından geçecek olması.
ABD tarihsel olarak askeri üslerini gücünü arttırmak için kullanmıştır. Yerlilerin yaşadığı bölgelerde garnizonlar kurduğunda ve bu bölgelerin kontrolü için savaşında bunları başarıyla kullandığında da durum böyleydi. ABD bir süper güç haline geldiğinde, askeri üsleri için de aynı şeyi yaptı. Halihazırda dünya çapında 70 ülkede 800 askeri üs kurmuş durumda. ABD bu üsleri kurarken aynı zamanda birçok ülkenin yönetimini doğrudan etkileri ve darbeler gerçekleştirdi. Benzer şekilde, diğer ülkelerdeki çeşitli askeri müdahalelerinin sayısı da son 25 yılda yaklaşık 200 olmak üzere, giderek artmaktadır.
Finlandiya’nın, Abd’nin ülkemizde askeri faaliyetlerde bulunmasına izin verdiği ve Abd’nin dünyanın dört bir yanındaki üslerini nasıl kullandığını bildiğimiz göz önüne alındığında, bu fırsatı Rusya’ya karşı harekete geçmek için kullanmak isteyeceğine şüphe yok. Abd’nin harekete geçmesi, Finlandiya’nın güvenlik politikası statüsünü barışçıl bir İskandinav ülkesinden, Rusya ile ilişkileri hızla kötüleşen bir Rus sınır devleti statüsüne dönüştürme tehdidinde bulunuyor. Bu son derece tehlikeli bir kumar ve sonuçlarını çoğu Finli henüz anlamış bile değil. Eğer anlasalardı ve doğru bilgilendirilmiş olsalardı, Finlandiya’nın üyeliği gerçekleşmezdi. Ancak NATO üyelik sürecinin bu kadar aceleye getirilmesinin ve her türlü eleştirel tartışmanın kararlılıkla susturulmasının nedeni budur. Finlandiya’yı NATO’YA sokmanın tek yolu buydu.
Ancak bu kadar karamsar olmamak için, bu yanıtı ABD için pek de hayra alamet olmayan tarihi bir anekdotla bitireceğim. Gerçekten de Finlandiya, kısa tarihinde müttefiklerini seçerken son derece kötü bir muhakeme sergiledi. Her iki durumda da Almanya ile ittifak (1918 ve 1941) Almanya için de olumlu bir sonuca yol açmadı. Belki de
ABD, Finlandiya ile müttefik olmaya karar vermeden önce iki kez düşünmeliydi.