‘YARDIM DEĞİL ÇALIŞABİLMEK İÇİN KREŞ İSTİYORUM’
LEYLA’nın iki çocuğu var. Biri beş diğeri 3 yaşında. Eşi asgari ücretli bir tekstil işçisi. Küçükçekmece Belediyesinden gıda yardımı alıyor. İbb’den aldığı aylık nakdi destek 1200 lira. Üniversite mezunu Leyla, geçinebilmek için geceleri tekstil atölyesinde çalışıyor. Günlük yevmiyesi 700 lira. Gündüz eşi çalışıyor, o çocuklarına bakıyor. Gece eşi gelip çocuklarla kalıyor Leyla işe gidiyor. Günde 5 saat uyuyor. Eşinin sigortası olduğu için bakanlıktan, kaymakamlıktan yardım alamıyor. Belediyelerden aldığı yardımlarla da ancak birkaç haftalık gıda karşılanabiliyor. Leyla’nın isteği yardım değil, iş ve kreş: “Aldığımız 1200 lira yardım ile iki torba bile dolmuyor. Bizim atölyede gece hep benim gibi çocuğunu eşine bırakıp gelen kadınlar çalışıyor. En az 20 kadın var. Keşke kreş açsalar, ben de çalışsam. Yetmiyor bir asgari ücret.”
‘İNSANDA ÖZGÜVEN DE KALMIYOR’
Yardımın çare olmadığı noktada eve kapanmanın kadınları nasıl güçsüzleştirdiğini de anlatıyor Leyla: “Bir kadının bence kesinlikle çalışması lazım. Düşünün gece çalışmaya gitmeden önce bile eşim farklı davranıyordu. Şimdi bana destek oluyor. Ekonomik güvencemiz olmayınca erkekler tarafından eziliyoruz. ‘Nasıl olsa bana bağlılar’ diye bakıyorlar. Bu durum da bizi daha çok eve bağlıyor. 22 senedir iktidardalar, sorun devam ediyor. Bizim menfaatimizi düşünseler çalışma hayatına katılmamız için üzerimizdeki çocuk yükünü alırlardı.
Nasıl, hangi koşullarda baktığımızla ilgilenmiyorlar. Eve kapanmak çok kötü bir şey. Dört duvar içinde bu bodrum kattayım hep. Özgüven kalmıyor insanda.”