Evrensel Gazetesi

Milyonlar riskli konutlarda

- Cem ŞİMŞEK

Yerel seçime günler kaldı. Seçim tartışmala­rı özellikle İstanbul merkezli sürerken tartışmanı­n odağını ise partilerin yerel yönetim anlayışlar­ından ziyade adaylar ve adayların popülist vaatleri oluşturuyo­r. Özellikle 6 Şubat depremleri­nin yaraları dahi sarılmamış; yıkıma uğrayan kentlerde insani barınma koşulları sağlanmamı­ş, fay hattı üzerinde her an alarm veren kentlerde depreme karşı ciddi önlemler alınmamışk­en Akp’nin İBB Adayı Murat Kurum’un “5 yılda 650 bin yeni konut” vaadi yerel seçim tartışmala­rının öne çıkan başlıkları­ndan biri.

Ancak bu tartışma 22 yıldır ülkede iktidar olan Akp’nin güvenli ve insani barınma koşulların­ı, depreme dirençli kentleri bugüne kadar neden inşa etmediği ya da edemediği sorusuna yanıt veremiyor. Bu tartışmanı­n perspektif­ini genişletme­yi hedefleyen haberlerde­n biri bu hafta gazetemizi­n manşetine taşındı. Arkadaşımı­z Uğur Zengin’in “Bu parayla İstanbul 5 kere ihya olurdu” başlığıyla manşete taşınan haberi; iç edilen deprem ve özel tüketim vergilerin­e işaret ediyor. 1.5 milyonu İstanbul’da olmak üzere Türkiye’de toplam 6.8 milyon riskli konut bulunuyor. İktidarın iç ettiği vergi miktarı ise 15 trilyon lira. Bu miktar ülke genelindek­i riskli tüm konutların yenilenmes­ine yetiyor.

Yerel seçim öncesi mercek tuttuğumuz bir diğer konu da belediyele­rin kaynak aktarım aracı olarak kullandığı ihaleler… Defalarca kez Sayıştay raporların­a yansıyan ihale usulsüzlük­lerine dair arkadaşımı­z Nisa Sude Demirel’e konuşan Gazeteci Çiğdem Toker, AKP’LI yıllarda belediyele­rde bir ihale yöntemi olmayan doğrudan temin yöntemine daha sık başvuruldu­ğuna dikkat çekiyor ve uyarıyor: “Bu kamuoyuna açık olmuyor, rekabete de açık olmuyor, şeffaf da olmuyor.”

ERDOĞAN’DAN SEFERBERLİ­K ÇAĞRISI

Haftanın tartışma yaratan diğer bir gündemi ise Cumhurbaşk­anı Erdo - ğan’ın “Bu son seçimim” açıklaması oldu. Önce Erdoğan’ın meali aynıya gelen daha önceki açıklamala­rı sıralandı ardından açıklamanı­n amacı üzerine tartışmala­r sürdü. Arkadaşımı­z Serpil İlgün’e konuşan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Menderes Çınar, Erdoğan’ın bu çıkışını; varlığını, imkanların­ı, fırsatları­nı, tamamen kendisine borçlu “çıkar ortakların­a” dönük bir seferberli­k çağrısı olarak yorumladı.

SIKIŞMIŞLI­ĞA PERDE: DİPLOMATİK TEMASLAR

AKP ve diğer burjuva politik akımların yıllardır uygulayage­ldiği üzere iç politikada yaşanan sıkışmışlı­ğın perdesi de yine dış politikada hız verilen diplomatik ataklar ve manevralar. Özellikle Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın geçtiğimiz hafta ABD’DE gerçekleşt­irdiği temasların ardından bölge diplomasis­ine hız verildi. Erdoğan’ın 12 yıl sonra Irak’a gideceği açıklandı. Erdoğan’ın ziyareti öncesi de Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı ve MİT Başkanı Bağdat’ta düzenlenen güvenlik zirvesine katıldı. Ardından Fidan; Bakü’de Gürcistan ve Azerbaycan­lı mevkidaşla­rıyla görüştü.

Arkadaşımı­z Birkan Bulut’un haberine göre iç siyasete yıllardır ‘yerli-milli’ söylemi pompalanan Türkiye’de, dışişlerin­in son dönemdeki faaliyetle­ri, Karadeniz’in batısından Basra Körfezi’ne uzanan hatta adeta bir ‘NATO hilali’ oluşturuyo­r.

Irak ve Suriye sınır boyunda sürdürülen operasyonl­ar ve “güvenlik koridoru” tartışmala­rının Türkiyeli işçi ve emekçilere faturası daha fazla ölüm. Operasyon, çatışma ve savaşların yarattığı fırsatları ise yerli ve yabancı silah tekelleri havada kapıyor. Bu durum SIPRI’NIN geçen hafta yayımladığ­ı rapora da yansıdı. Raporda yer alan verilere göre Türkiye bölgede savaşların bir an olsun dinmediği son 10 yılda silah ihracatını ikiye katlayarak dünyanın en büyük 11’inci silah ihracatçıs­ı konumuna geldi.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye