ÖĞRENCİLERİN MÜCADELESİ
YASA tasarısının 8 Mart’ta meclisten geçmesine kadar 150’nin üzerinde fakültede ve okullarda işgaller yapıldı. Perşembe günleri tüm ülke genelinde koordineli öğrenci eylemleri gerçekleştirildi. Başkent Atina’da yapılan merkezi gösterilere 50 binin üzerinde öğrenci katıldı. Aynı günlerde yapılan köylü direnişleri ve işçi grevine de güçlü katılımlar sağlandı.
Ülke genelinde kurulan öğrenci koordinasyon komitelerinin çağrısıyla hemen hemen tüm okullarda öğrencilerin ezici çoğunluğunun katıldığı genel kurul toplantıları yapıldı. Toplantıların birkaçı hariç hepsinden direniş kararları çıktı. Hükümet yanlısı medyanın işgalleri gerçekleştirenlerin azınlık olduğu propagandasına karşılık yapılan kitlesel genel kurul toplantıları direnişleri daha da meşru duruma getirdi.
Polisin üç okulda yapılan işgalleri şiddetle kırması karşısında yılmayan öğrenciler yeniden işgallere yöneldiler. Kısa sürede hareketin kitleselleşmesi karşısında hükümet planlanan süreçten bir ay sonra yasa tasarısını meclise getirebildi ve yasa tasarısının kamu eğitimini daha da güçlendirmek için hazırlandığı açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Özel üniversiteler üzerinde sürekli bir kamu denetimi olacağı propagandasıyla kamuoyu oluşturulmaya çalışıldı.
HÜKÜMET PROPAGANDASI VE MECLİS MUHALEFETİNİN TUTUMU
Hükümetin “Yunanistan ve Küba dışındaki tüm ülkelerde özel eğitimin yasal olduğu” propagandası kamuoyunda belli bir des - tek sağladı. Mecliste, Yunanistan Komünist Partisi (KKE) dışında kalan diğer muhalefet partilerinin hepsi cepheden tutum almaya - rak, “kâr amacı gütmeyen” özel üniversitelere karşı olmadıklarını tersine desteklenmesi gerektiğini açıkladılar. SYRIZA uygulama yasalarına, yani kuruluş biçimine karşı olduğunu açıkladı. Bu tutum, hükümete propaganda olanakları sağlarken yasa tasarısının sokaktaki halk ve gençlik muhalefetine rağmen meclisten rahatlıkla geçmesine yol açtı. Muhalefet partileri parasız-demokratik eğitim hakkı değil yasa tasarısının anayasaya uygun olup olmadığı tartışması içine girdi. Dolayısıyla hükümetin propagandası güç kazanırken muhalefet savunma pozisyonunda kaldı.
Muhalefetin bu tutumu köylü direnişinde de kendini gösterdi. AB ortak tarım politikalarına karşı cepheden tutum alınmadı. Üreticilerin temel sorunlarının çözüm bulmamasının nedeni olarak AB ile “yeterli görüşme” yapılmaması ve doğru politikaların izlenmemesi gösterildi.
Özel üniversitelerin kurulmasını “fırsat” olarak değerlendiren -çoğunluğu oluşturmasa da- bir gençlik kesiminin olduğunu da belirtmek gerekir.
AMFİLERDEKİ BİRLİK SOKAĞA YETERİ KADAR YANSIMADI
Üniversite amfilerinde yapılan genel kurul toplantılarının kitlesel olması ve kitlesel olarak kararlar alınması kuşkusuz öğrenci gençlik hareketinin esas gücünü oluşturuyordu. Polis terörüne ve sistemli kara propagandaya rağmen on hafta süren ve kitleselliği ile dikkat çeken hareketi daha da güçlendirecek birlik ve ortak hareket etme çağrıları yetersiz kaldı. Amfilerde oluşan birlik ve ortak tutum sokaklara yansımadı. Koordinasyon komitelerinin farklı siyasi yapılanmaların etkisi altında olması, ülke genelinde devam eden direnişin beklenen merkezileşmeyi oluşturamamasına neden oldu. Hareketin kitleselliği ile direnişin boyutları ve biçimleri arasındaki uyumsuzluk var olan potansiyelin alanlarda temsil edilememesine yol açtı.
Haftalar boyu ana yollara traktörlerle ve diğer tarım araçlarıyla çıkan köylülerin temel taleplerinin kısmi olarak kabul edilmesi karşısında köylü direnişinin son bul - ması gençlik hareketi içinde belli bir umutsuzluğa neden oldu denebilir. Birçok bölgede köylü, gençlik ve işçi direnişlerinin dayanışmasının canlı ve radikal bir atmosfer oluşturduğunu gösterdi. Ancak sendikalar genel olarak dayanışma ötesine geçen somut adımların atılmasında yetersiz kaldılar.
Meclisten geçen yasa tasarısı amfi ve meydanlardan henüz geçmiş değil. Üniversitelerin amfilerinde yeni süreçte nelerin yapılacağı tartışılıyor.