‘BAŞKA BİR AKADEMİYİ TARTIŞIYORUZ’
DÜNYAYI anlamanın yanında değiştirmeyi de hedeflediğinizi söylüyorsunuz. Bu Enstitü nasıl bir değişimin ve nasıl yöntemlerin parçası olacak?
Begüm İnanç: Akademiyi bu denli eleştirirken akademiyi değiştirmek için içinde bulunmakta da ısrar eden arkadaşlarla bir araya geliyoruz. Bu tartışmaların sadece akademide var olabileceğini iddia etmiyoruz. Tersine, akademide tartışamadıklarımızı buranın gündemi haline getirerek akademideki tartışmaları da dönüştürmek, en azından bu tartışmalara da müdahale etmek istiyoruz. Hepimizin bir ayağı öyle ya da böyle akademide ya da gelecekte akademide olacak. O yüzden daha en başından akademinin geldiği hali, toplumsal olanla kurduğu ilişkiye dair derdimiz var. En temel dertlerimizden biri bu: Üstünde yoğunlaştığımız diyalektik düşünce de bize bu yolu açıyor: Toplumsal olanı sadece akademinin bir tartışma, inceleme nesnesi haline getirmek değil, akademik üretimin esas dertlerini hatırlayarak toplumsal olanı dönüştürme çabasının bir parçası olmak istiyoruz.
Ömer Batın Gül: Akademinin geldiği halin temel nedenlerinden biri de akademik yapı ve toplum arasında, bilgi ve bu bilginin yayılması arasında ciddi sıkıntıların olması. Bu bir yandan toplumu akademiden uzaklaştırırken akademiyi de toplumdan uzaklaştırıyor. Örneğin neredeyse tüm akademisyenlerin şikayet ettiği bir durum, çok çalışılarak yapılan bir araştırmanın kendi arkadaşları tarafından dahi okunmaması. Bu temelde pek çok akademisyenin motivasyonunun da kırıldığını görebiliriz. Çünkü akademinin geldiği mevcut durumda örneğin bir makaleyi hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini bilerek yazmaya çalışıyorsun. Burada akademi ve toplum arasında bir akışın olması, bilginin demokratik biçimde yayılması ile mümkün olabilir. Bunun için de ortak tartışma ve üretim alanlarının yaratılması ve başka türlü bir akademinin mümkün olduğunu göstermek için yan yana gelmek gerektiğini düşünüyoruz.
Peki sizin gibi düşünen yüksek lisans ve doktora öğrencileri size nasıl katılabilir?
Begüm İnanç: Çoğu üniversitede yüksek lisans ve doktoradaki öğrenciler bizlerle benzer yerlerde benzer konuları çalışıyor, benzer dertlere sahibiz. Bu nedenle de çoğu üniversitede Enstitüden arkadaşlarımız var zaten. Ayrıca bu röportajla bizden haberdar olanlar da sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir, 22 Mart’ta Nostalji’deki ilk etkinliğimize katılabilir.