Scholz’un İsrail ziyareti: Ateşkes bile diyemedi
ALMANYA İsrail’in güvenliğini devlet politikası ilan ederken Başbakan Scholz’un ikinci İsrail ziyareti Alman ya’nın İsrail üzerinde bir etkisi bulunma dığını gösterdi. Scholz, İsrail’de “ateşkes” bile diyemedi
7 Ekim’de Hamas tarafından İsrail’e yö nelik düzenlenen terör saldırısından sonra aşırı sağcı Benyamin Netanyahu hükümeti ne bizzat Tel Aviv’e giderek tam destek ve ren Almanya Başbakanı Olaf Scholz, pazar günkü ikinci ziyaretinde ise bölgedeki ge lişmelerin gidişatından endişe duyduğunu belirterek barış çağrısı yaptı.
İsrail’e giden ilk devlet temsilcilerinden birisi olan Scholz, İsrail’in kendisini savun ma hakkının olduğunu belirterek her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade et mişti. İsrail’e askeri desteği hızla arttırdı. İçeride İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam lara karşı düzenlenen eylemler terörize edilerek, İsrail’in bölgede bir insanlık suçu işlediğini ifade edenler susturuldu.
ÖLÇÜLÜ KATLİAM İSTEDİ!
Bu süreçte Netanyahu ve İsrail devleti ne toz kondurmayan Scholz, pazar günü ikinci kez İsrail’e gitti. Bu kez Kudüs’te Netanyahu ile bir araya gelen Scholz, ba rış çağrısını asıl olarak gezisinin ilk durağı olan Ürdün’de yaptı. Kudüs’te ise Gaz ze’de yaşanan insanlık dramına daha fazla seyirci kalınmaması çağrısında bulundu. Ürdün üzerinden başlayan insani yardı mın önemine dikkat çekti.
İsrail’in Hamas ile mücadele adı altın da Gazze’de sürdürdüğü savaşa tam des tek veren Scholz, bu ziyaretinde bunun “ölçülü bir şekilde” sürdürülmesi gerekti ği mesajını verdi.
Birinci televizyon kanalı Ard’nin in ternet sitesinde Gabriele Dunkel’in yazdı ğına göre, Scholz-netanyahu görüşmesin den sonra her iki başbakanın ortak basın toplantısı düzenleyip düzenlenmeyeceği konusunda kapalı kapılar arkasında pa zarlıklar yapıldı. İsrail tarafı ortak basın toplantısından yana değildi, ancak sonun da ortak basın toplantısının soru alınma dan yapılmasına karar verildi.
ORTAK AÇIKLAMADA ATEŞKES DEMEDİ
Baş başa yapılan görüşmelerde Scholz’un dört konuda Netanyahu’da ta lepte bulunduğu ileri sürülüyor. Bunlar: Refah’ta askeri operasyonun yapılmama sı, ateşkes, Gazze’ye insani yardım ve iki devletli çözüm.
Ortak basın toplantısında ise doğrudan ateşkes çağrısı yapmayan Scholz, Alman ya’da daha önce gündeme getirdiği iki devletli çözümü de dillendirmedi. Asıl olarak Gazze’ye insani yardımın önünün açılmasını isterken, İsrail’in düzenlediği askeri operasyonların Hamas’ın elindeki rehinelerin canlı güvenliğini tehlikeye at tığına işaret etti. Ürdün’ün Akaba kentin de Kral II. Abdullah ile görüşmesinden sonra yaptığı barış çağrısını aynı ton ve kararlılıkla Kudüs’te tekrarlamadı.
Eleştirilerin yumuşak ve kimisinin soru işaretli olması İsrail rejiminin bundan sonra da bildiğini okumaya devam etme sine zemin hazırlıyor. Zaten Netanyahu da ortak basın toplantısında planlarında bir değişiklik yapmayacaklarını ifade etti. Gazze’nin güneyindeki Refah’a asker göndermeye kararlı görünen Netanyahu, Scholz ile görüşmesinden önce gerçekle şen kabine toplantısında Gazze’deki sava şı durdurma çağrılarını reddederek, “Hiç bir uluslararası baskı savaşın tüm hedefle rine ulaşmasını engelleyemeyecek. Hede fimiz Hamas’ı ortadan kaldırmak, tüm re hinelerimizi serbest bırakmak ve Gazze Şeridi’nin bir daha asla İsrail için bir teh dit oluşturmamasını sağlamak” demişti.
Bu açıklama aynı zamanda Scholz’un Ürdün’de yaptığı barış çağrısına bir yanıt özelliği taşıyordu. Zira Scholz, ateşkesi çağrısında gündeme dahi getirmedi. Ha tırlanacağı gibi ABD Başkanı Joe Biden daha önce ramazan ayı boyunca İsrail’den ateşkes ilan etmesini istemişti. Ancak Ne tanyahu bunu dinlememişti.
ALMANYA’NIN İSRAİL ÜZERİNDE ETKİSİ YOK
Scholz’un son ziyareti bir taraftan Al manya’nın İsrail’in Filistin halkına yönelik yaptığı katliamları durdurmaya yanaşma dığını gösterirken, diğer taraftan ise Ne tanyahu’nun Almanya’yı dinleme niyetin de olmadığını gösteriyor.
Bundan sonra da Almanya’nın İsra il’in izlediği politikalar üzerinde bir etki sinin bulunması beklenmiyor. İsrail’in güvenliğini bir devlet politikası olarak ilan eden Almanya, bundan sonra da İs rail’e her türlü desteğini vermeye devam edecek. Bu nedenle Gazze’de olanların tümünde aynı zamanda Almanya’nın da sorumluluğu var.