YÖNETİM CHP’DE OLUNCA İŞÇİ İÇİN NE DEĞİŞİR?
Akp’nin yönettiği belediyelerde hal böyle de Chp’nin yönettiği belediyelerde neler oluyor? Bugüne dek gazetemizde Chp’nin yönettiği belediyeler tarafından kurulan SODEMSEN’E ve işlevine, Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun işçilerle alay eder gibi kurduğu Çalış-sen adındaki sendikaya ve işçileri zorla buraya üye yapmasına dair birçok yazı ve haber de kaleme alındı. Bu defa uzun yıllar AKP’DE olan daha sonra CHP’YE geçen Esenyurt Belediyesinde işçiler adına neyin değiştiğini konu edeceğiz.
ESENYURT’TA AKP TİRANLIĞI
Esenyurt Belediyesinde çalışan dört işçiyle aynı masadayız. Dört işçiden ikisi Ardahanlı Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’un hemşehrisi. İşe girmeleri de hemşehrilik üzerinden olmuş. Apayrı uzmanlık alanları olsa da bugün hepsi Esenyurt Belediyesinde şirket işçisi olarak çalışıyor. Belediyede bina içi personeli olarak çalışan bu işçilerin hemen hepsi gün içinde bir memurun yapması gereken işi yapıyor. 2018’de çıkarılan 696 sayılı KHK’YE dair çok az şey bilen işçilere, “İktidar 2018’de sizi kadroya geçirdiğini söylüyor” dediğimizde, “Yanlışınız var biz şirket işçisiyiz, kadrolu başka” cevabını alıyoruz. Her ne kadar 2018’de çıkarılan Khk’den haberleri olmasa da kendileri için yaptıkları tanım doğru, kadrolu değiller, belediye iştiraki şirketlerin işçisi olarak çalışıyorlar.
Esenyurt Akp’nin İstanbul’daki en önemli kalelerinden biriydi, müthiş bir rant merkeziydi. Yönettikleri yıllar boyunca Esenyurt’u koca bir şantiyeye dönüştürdüler. Müteahhitler zenginleşti, servetlerine servet kattı. Belediyeyi Akp’nin yönettiği yılları Esenyurt Belediyesi işçisi şöyle anlatıyor: “Necmi Kadıoğlu burada bir tiranlık kurmuş, burada çalışan çoğu işçi için Kadıoğlu bir baba figürünü canlandırıyordu. İşçilere iş vermiş, ekmek kapısı açmış, en dar günlerde yanlarında olmuş bir başkandı onlar için. Giydikleri iş kıyafetlerinin kötü olması, üstlerini değişecek yerlerinin olmaması, düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları Kadıoğlu’nun günahı değilmiş, hatta haberi yokmuş gibi bir izlenim vardı işçilerde. ‘Baba başkanın haberi olsa düzeltir’ fikri ‘Onun yanındakiler kötü’ fikri yaygındı. AKP yıllarca bu fikirlerle Esenyurt işçisini uyutmuş.”
‘SEN BAŞKANI ÜZMEK Mİ İSTİYORSUN?’
Belediye Akp’den CHP’YE geçtikten sonra koşulları değiştirmek maksadıyla Dİsk/genel-İş’in örgütlenme çalışmasını yürüten bir kadın işçi önce Hizmet-İş temsilcilerinin fiziksel şiddete varan saldırılarıyla daha sonra yeni belediye yönetiminin engellemeleriyle karşılaştıklarını anlatıyor. İşçi, “O zamanlar sendika değişikliğinin işçiyle olmadığını, ta tepeden çözüldüğünü bilmeden şantiye şantiye çalışma yürütmeye başladık. Her yere giriyor, neden Genelİş’e geçmemiz gerektiğini, Hizmet-İş’in nasıl bir sendika olduğunu anlatıyordum. Bir gün bir şantiyede Hizmet-İş temsilcileri saldırdı.
Yönetime kadar gitti tabii mesele, Kemal Deniz Bozkurt’un en yakınları beni kenara çekip ‘Ne yapmaya çalışıyorsun, başkan çok üzülüyor böyle şeylere, onu üzmek mi istiyorsun’ dedi. Maksadım sonuçta işçilerin daha iyi koşullarda çalışmasıydı, bunun için de daha mücadeleci gördüğüm bir sendikada örgütlenelim istedim ama ne de olsa Bozkurt da bir patrondu daha gelir gelmez, Başkanın ‘Sendika falan sevmem’ lafları belediyede yayılmaya başlamıştı. Saldırıya uğradığımda Hizmet-İş düzeni bozulsun istemiyor sanıyordum, Bozkurt da düzen bozulsun istemiyormuş” diyor.
Nitekim öyle de oldu, işçiler için düzen değişmedi. Kemal Deniz Bozkurt Hizmetİş ile masaya oturup 3 yıllık sözleşme imzaladı. Bugün Esenyurt işçileri tıpkı Akp’nin yönettiği belediyelerde olduğu gibi asgari ücretin biraz üzerinde ücretlere, sendika nedir, örgütlenme nedir bilmeden çalışıyor. Güvenceleri de alacakları ücret de Bozkurt’un iki dudağı arasında.