EMEP Beyoğlu ve Şişli Belediye meclis üyesi adaylarıyla kent, iktidar ve sanat tartışıldı
Emek Partisi Şişli ve Beyoğlu Belediye Meclis Üyesi Adayları Opera Sanatçısı Yağmur Su Özdemir, Şair İsmail Afacan, Bale Sanatçısı Ekim Deniz Akarslan “Kent İktidar ve Sanat” başlıklı bir buluşma gerçekleştirdi. “22 yıllık bilanço: Akp’nin kültür sanat po
Seçimlere iki hafta kala Emek Partisi (EMEP) Beyoğlu ve Şişli’den gösterilen belediye meclis üyesi adaylarıyla yerel yönetimler ve kültür-sanata dair önceki akşam Şişli’de “kent, iktidar, sanat” başlıklı bir buluşma gerçekleştirildi. Adaylar konuya ilişkin çeşitli bağlamlarda sunum yaptılar. Adaylardan, Opera Sanatçısı Yağmur Su Özdemir “22 yıllık bilanço: Akp’nin kültür sanat politikası”, Şair İsmail Afacan “Yerel yönetimler, kültür ve sanat”, Bale Sanatçısı Ekim Deniz Akarslan ise “Kültür ve sanat alanında ne yapmalı, nasıl yapmalı?” başlığı çerçevesinde konuştular.
22 YILLIK AKP BİLANÇOSU: YASAK, BASKI VE SANSÜR
Yağmur Su Özdemir Akp’nin iktidara “kültür-sanatı prangalarından kurtarma” iddiasıyla geldiğini ama bunun baskı ve sansür olarak ortaya çıktığını anlattı. Akp’nin kültür sanat politikalarının sermayenin kendi kâr hırslarını aklamanın bir aracı olarak kullandığından, kültür ve sanatın metaya, ürüne dönüşmesi sürecinden ve piyasalaşmasından bahsetti. Bağımsız sanat kurumlarının ayakta kalmakta zorlandığını ifade etti.
Özdemir, “Akp’nin iktidara gelişinden bu yana tanık olduğumuz bu uygulamaların dozunun gittikçe artmasıyla beraber bu saldırıların hedefinde muhalifler, kadınlar LGBTİ’LER ve Kürt sanatçılar var. Bu saldırıların mermisi ise milliyetçilik ve muhafazakarlık. Bu yasakçı zihniyetleriyle, sanatın gelişmesini, bağımsız ve özgür sanat alanının yaygınlaştırılmasının önüne geçiyorlar” dedi.
‘KÜLTÜR SANATA ERİŞİM TEMEL BİR HAK’
İsmail Afacan kültür ve sanata ulaşabilme hakkının temel insan hakkı olduğunu vurguladı. Kültür-sanata erişimin azalmasının insan hakkı ihlali olduğunu belirten Afacan, belediyelerin çalışma alanlarında kültür sanatın gündeme gelmesinin kentin ranta açılmasında araç olarak kullanılması olduğunu açıkladı. Milliyetçi ve muhafazakar propagandanın yeniden üretilmesi için araç olarak kullanılan kültür sanat üretiminin neredeyse yok olmaya yüz tuttuğunu, bu alanın sermaye gruplarına bırakıldığından bahsetti. Afacan ayrıca kültür sanata erişimde yalnızca ekonomik sebeplerden çıkan sorunlar değil aynı zamanda; ulaşılabilirlik, zamansızlık gibi sosyal-politik sorunlar da olduğunu belirtti.
Akp’yle birlikte 2000’lerde kamusal alanın burjuvaziye teslim edildiğini belirten Afacan,
“Akp’nin özellikle izlediği bir siyasetti, palazlandı. Kültürel sanatsal etkinlikler makyaj haline geldi. Kentin yok olmaması için talana karşı durmak lazım ve normalleştirmemek lazım. Demirören olayı, emek sineması vs. buralarda yapılan etkinlikler halka, emekçilere ne kadar ulaşıyor? Yüksek kültüre sanat çevrelerine ulaşmasıyla sınırlı” dedi.
‘KALICI MEKANİZMALAR OLUŞTURULMALI’
Ekim Deniz Akarslan ise Emek Partisinin talep ve ilkelerini özetledi. Kültür sanata dair düşünürken hem sanat emekçilerinin talepleri hem de kültür sanata ulaşmak isteyen emekçilerin taleplerini bir arada düşünmek gerektiğini anlattı.
Yerel yönetimler başta olmak üzere herkesin kendi alanlarında söz hakkının olabileceği, kültür sanat emekçilerinin de temsil edilebileceği kalıcı mekanizmalar kurmak gerektiğinden ve bunun için de birlikte mücadele etmenin zorunlu olduğundan bahsetti.
Kültür sanat emekçilerinin yerel yönetimlerden beklentilerinden bahseden Akarslan, “En büyük taleplerden biri yerel yönetiminde temsiliyet, kültür sanat örgütlerinin yerel yönetimlerde söz sahibi olması gerekir. Prova mekanından repertuvara kadar birlikte belirlenmesi, bütçenin halka açık tartışılması gerekiyor. Kültür sanat emekçilerinin önüne koyacağı mücadele patformunu tartışmak lazım” ifadelerini kullandı. (İSTANBUL/EVRENSEL)