Belediye işçileri ve üye oldukları sendikalar
KAMUDA çalışan taşeron işçiler 2018 yılında çıkarılan 696 sayılı KHK ile kadro vaadiyle iştirak şirketlere geçirilmeden önce AKP iktidarı yükselen kadro talebinin bir nebze önünü alabilmek için ortaya “Fiyat Farkı” diye bir yönetmelik attı. Bu yönetmeliğe göre taşeron işçiler için mevzuata göre yapılacak toplu iş sözleşmeleri nedeniyle oluşacak maliyeti (fiyat farkını) kamu karşılayacaktı. Böylelikle kamudaki taşeron şirketler işçilerin sendikalara üye olmasına ses çıkarmayacaktı. Öyle de oldu, bu yönetmelikle birlikte taşeron işçilerin sendikal örgütlenmesinde adeta bir patlama yaşandı. Pastadan aslan payını Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş kaptı. Bu yazımızda belediye işçilerinin örgütlü olduğu bu sendikaların pozisyonlarını ve işçilerin kadro talebine dair ne dediklerini ele alacağız.
İŞÇİYE KAPI DUVAR, PATRONA BAHAR BAHÇE
Bugün Akp’nin yönettiği belediyelerin hemen hepsinde örgütlü olan Hizmet-İş belediyeler içinde adeta yönetimin bir bekçisi gibi hareket ediyor. Patronlar için bulunmaz bir sendika olan Hizmet-İş’i işçiler, habersiz toplu iş sözleşmeleriyle, patronu patrondan çok savunmasıyla, aradıklarında ulaşamamakla ve sözleşme dönemleri hariç iş yerlerinde görememekle anlatıyor. Örgütlü oldukları yerlerdeki düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları işçilerin anlattıklarını destekliyor. Daha çok işçileri baskılama görevi gören Hizmet-İş bu misyonunu en son Akp’nin yönettiği 23 belediyede “İnsanca yaşayacak ücret” talepli eylemlerde sergilemiş, işçileri bir saatliğine sokağa çıkarıp daha sonra oturduğu masada kök ücretlere yansımayan, birkaç ay içinde eriyip giden zamma imza atmıştı.
İşçilerin kadro talebine dair bugüne dek bir eylemi olmayan Hizmet-İş dosyamız kapsamında sorduğumuz soruları da yanıtsız bıraktı.
SENDİKALAR TEPİŞİR, İŞÇİLER EZİLİR
Genel-İş ve Belediye-İş ise genellikle Chp’nin yönettiği belediyelerde örgütlenme çalışması yürütüyor. Dönem dönem CHP ile kurulan yakın ilişkileriyle gündeme gelen Genel-İş Genel Merkezi birçok toplu iş sözleşmesi görüşmesi ve grev sürecinde CHP ile ilişkilerin sonucunu işçilere yansıtmasıyla eleştirildi. Bu ilişkiler uğruna kimi zaman şubelerin baypas edildiği de yapılan eleştiriler arasındaydı.
Öte yandan belediyelerde yönetimlerinin Belediye-İş ve Genel-İş ile ilişkilerini, genellikle işçiyi yetki davalarıyla uğraştırıp toplu sözleşmesiz bırakmak niyetiyle kurduğu örnekler de var. Böylesi durumlarda belediye yöneticileri, Genel-İş’in örgütlü olduğu yerde Belediye-İş’i, Belediye-İş’in olduğu yerde Genel-İş’i devreye sokmaya çalışıyor, böylece mevcut sendikanın yetkisi düşerek işçiyi toplu sözleşme için yıllarca sürecek olan yetki davalarını beklemeye mahkum ediyor. Bunun bir örneği kısa bir önce Bakırköy Belediyesinde yaşandı ve belediye yönetiminin Çalış-sen diye bir sendika kurmasıyla sonuçlandı.
Belediye-İş Genel Merkezi işçilerin kadro talebine dair yaptığımız görüşme talebine yanıt vermedi. Bu konuya ilişkin gazetemize sadece Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan dönüş yaptı.