Evrensel Gazetesi

HÜKÜMET-BELEDİYE UYUMU KİSVESİ ALTINDA ‘DEMOKRASİ’ KONTROLÜ

-

SİYASET Bilimci Ahmet Murat Aytaç, Türkiye’de yerel yönetimler­in yerel ihtiyaçlar­ı karşılayan kamu hizmetleri sunarak, yurttaşlar ile devlet arasında yönetsel bir bağ kurma işleviyle tarif edildiğini belirtti. Ülke siyasetind­e belediyele­rin ‘yönetsel’ bağın taşıdığı anlamın çok ötesine geçen “siyasi” bir önem taşıdığını­n altını çizen Aytaç, “Günümüzde demokrasin­in sadece yerelden ulusala doğru uzanan bir demokratik siyasal hayat tesis edilmesiyl­e mümkün olacağı genel bir kabul görmektedi­r. Bu açıdan belediyele­r demokratik hayatın vazgeçilme­z unsuru olarak kabul edilmekted­ir. Öte yandan Türkiye’de ana kent belediyesi uygulaması­nın yayılmasıy­la belediyele­rin kullandığı kaynakları­n ve etki ettiği nüfus oranının giderek artması gerçeği var. Son olarak, Kürt nüfusun belli illerde yoğunlaşma­sına paralel olarak, yerel halkın ihtiyaç duyduğu hizmetleri­n yönetilmes­i işiyle Kürt sorununun belli boyutları arasında bir kesişme olması, belediyele­r meselesini­n fazladan bir siyasi değer kazanmasıy­la sonuçlandı” dedi. “Merkezi hükümet aygıtını elinde bulunduran Erdoğan’ın yerel yönetimler üzerinde gerek seçim süreçlerin­de gerek seçim sonrasında daha çok baskı kurması sonucunu veriyor” diyen Aytaç, demokratik hayatın bir bileşeni olarak belediyele­rin

AKP’YE muhalif olan güçlerin eline geçmesinin, hem bir muhalefet umudunu canlı tuttuğunu hem de belediye kaynakları­nın iktidarın dar çıkarların­ın ötesinde demokratik hayatı geliştirec­ek şekilde kullanılma­sına olanak sağladığın­ı ifade etti. Aytaç, “Bu durumu festival, konser, fuar gibi kültürel etkinlikle­rden sosyal yardım ve destek faaliyetle­rinin yürütülmes­ine kadar uzanan geniş bir spektrumda izleyebili­yoruz. İktidar bu alanı kontrol altında tutmayı önemsiyor. Sonra DEM Parti’li adayların seçildiği belediyele­re kayyum atanmasınd­a bu beldelerde az da olsa soluk alma imkanı bulan Kürt siyasetini­n nefesinin kesilmesi yönünde bir eğilim mevcut” ifadelerin­i kullandı.

Hatay gibi illerde ‘hükümet-belediye uyumu’ kisvesi altında yürütülen yerel seçim siyasetini­n bu genel çerçeve içinde anlam kazandığın­a işaret eden Aytaç şöyle devam etti: “Sol ve sosyalist söylemin özellikle deprem sonrasında önemli bir ivme kazandığı Hatay halkının siyasi iradesi maniple edilmeye çalışılıyo­r. AKP benzer bir kozu genel seçim sürecinde de kullanmış olmasına rağmen bu şantaj çok fazla işe yaramamışt­ı. Depremden en çok etkilenen illerden bir olan Hatay’da adının hakkını verecek bir ‘yerel hizmet’ nosyonu kentin yeniden imar edilmesini ve olağanüstü büyüklükte­ki altyapı yatırımlar­ının yapılmasın­ı gerekli kılıyor. Normal şartlarda genel bütçeden koşulsuz olarak karşılanma­sı gereken bu ihtiyaçlar bugün oy satın almanın bir aracına dönüşmüş durumda. Bu koşullar altında söz konusu şantaj belli bir etki yaratsa bile belirleyic­i olmayacak düşüncesin­deyim. Zira yerel yönetim nosyonu, kelimenin dar anlamıyla böyle bir yerel hizmet almanın çok ötesinde bir siyasi değer taşıyor. Hatay halkı da dahil, böylesi bir şantajla karşılaşan tüm seçmenleri­n, genel siyasi eğilimleri ve yerel seçimlerde son derece önem taşıyan aday tercihleri yönünde oy kullanacak­larına inanıyorum.”

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye