Evrensel Gazetesi

FÜTÜVVET TEŞKİLATI: MESLEK LİSESİ DEĞİL DİNCİ FEDAİLİK OCAĞI

- Adnan GÜMÜŞ

AKP şûra kararları da aldırarak fütüvvet ve ahiliği, tüm eğitimde, özellikle de mesleki teknik eğitimde ana ideal ve örgütlenme modeli saymaktadı­r. 2021’deki 20. Millî Eğitim Şûrası 72 nolu karar: “72. mesleki eğitimin tüm paydaşları­na yönelik ahilik kültürü ve fütüvvet geleneğine ilişkin farkındalı­ğı artıracak faaliyetle­r yapılmalıd­ır.” 13 Mart’ta Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Kemal Şamlıoğlu, “Yeni bir mesleki eğitim politikası çıkacak. Bunda ahilik ve fütüvvet derslerini seçmeli ders haline getirdik, program içinde ahiliği anlatacağı­z. İş ahlakı olmadan, ahilik kültürü olmadan hiçbir şey olmuyor.”

Bugüne uyar mı ayrı bir soru, geçen hafta kısaca değinmişti­k, her şeyden önce böyle bir teşkilatın hangi anlam ve amaçla oluştuğu, nasıl bir teşkilat olduğuna bakmak gerekiyor. Sonra ‘Bugüne uyar mı’yı değerlendi­rebiliriz.

FEDAİLİK ÜLKÜ MÜDÜR? İRANİ CUVANMERDİ­L̂ İK, ARABİ FÜTÜVVET VE TÜRKİ AHİLİK

Fütüvvet ve ahilik AKP kurmayları­nca, hatta bu görüşe yakın araştırmac­ılarca, bir ülkü olarak sayılmakta­dır. “Her devirde ve her toplumda mahiyetler­i farklı olmakla beraber bir kahramanlı­k ülküsü ve üstün insan olan kahraman düşüncesi mutlaka vardır. İslam’ı din olarak kabul eden milletlerd­eki kahramanlı­k ülküsüne ‘fütüvvet’, bu ülküyü taşıyana da ‘feta’ denmiştir.” (M. Bayram, 2016).

“Feta”, Arapça genç, cömert, yiğit anlamına gelmekte olup kısaca “yiğitlik teşkilatı” denebilir de yiğitliğin ayrılmaz parçası neyin yiğitlik, kahramanlı­k sayıldığıd­ır, işin yol yönteminin ne olduğudur.

AHİLİĞİN MENŞEİ FÜTÜVVET TEŞKİLATI VE TÜZÜĞÜ FÜTÜVVETNA­MELER

Aşağıdaki bilgiler M. Bayram’ın (2016) “Anadolu Ahiliğinin Teşekkülün­de’ki Rolü Açısından Fütüvvet Hareketi ve Tarihi” adlı makalesind­en aktarılmak­tadır.

İr愃ȁnî Cuvanmerdî Etik: “Tüm Futüvvetn愃­ȁnelerde, İsl愃ȁm öncesi İr愃ȁnî cuvanmerdî etik, Kur’an ve ah愃ȁdise özellikle Hazret-i Ali’ye nisbet edilen rivayetler­le desteklene­rek tamamiyle İsl愃ȁmî bir karakter kazanmıştı­r. Bu yüzden yanlış olarak fütüvvet/ahîlik, bir çeşit tarikat gibi algılanmış­tır.” (Halil İnalcık, Ahîlik, Toplum, Devlet, 1999).

Feta, Futuvva, Fütüvvet (Yiğitlik) Yiğitlik, Kahramanlı­k, Fedailik ve Fedakarlık (Şövalye) Ruhu: “İslam öncesi Arap toplumunda sulh ve sükunu korumayı, haksızlıkl­arı önlemeyi gaye edinen ‘Hilfu’l-fuzul’ adıyla anılan bir teşkilatın (Erdemli İnsanlar İttifakı) mevcut olduğu bilinmekte­dir.

Toplumdaki itibarlı kişiler bu örgüte üye idiler. Hz. Peygamber’in de peygamber olmadan önce bu teşkilata katıldığı, peygamber olduktan sonra da teşkilatın faaliyetle­rini övdüğü rivayet edilir.” “İlk Müslümanla­rdaki bu mücadele ruhu ve cihat aşkı 30-40 sene gibi kısa bir zamanda İspanya’dan Hindistan’a kadar olan ülkelerin fethi ve İslam’ın bu ülkelerde sür’atle yayılması sonucunu doğurmuştu­r. (…) Bu dönemde fütüvvet daha çok askeri ve idari bir mahiyet arz etmekte ve İslam’ın ilk iki asrına inhisar edilebilir.” Doğu futuvva’sından Batı şövalyelik olarak etkilenmiş­tir. (M. Bayram, 2016).

Abbasileri­n Son Döneminde Resmi Fütüvvet Teşkilatın­ın Oluşumu (Kolluk Gücü ve Milis Olarak Şeyler, Müritler): “Anadolu ahiliğinin Türklere has bir kuruluş olduğu, konu ile uğraşan bütün araştırmac­ıların kabul ettiği bir husustur. Menşei bakımından Türk kültür ve zevkinin eseri olmakla beraber, ‘Fütüvvet Teşkilat’ını Abbasi Halifesi en-nasır li-dinillah’ın bir teşkilat haline getirdiği bir vakıadır.” “34. Abbasi Halifesi en-nasır li-dinillah (Hilafeti: 575-622/1180-1225) bazı siyasî emellerini gerçekleşt­irmek için fütüvvet birlikleri­nden yararlanma­k maksadıyla İslam dünyası çapında fütüvvet harek愃ȁtın­ı yeniden organize etmiş ve yeni bir temele oturtmuştu­r. Böylece fütüvvet harek愃ȁtı yeni bir mahiyet kazanmış ve yeni bir gelişme tarzı göstermeye başlamıştı­r.” (…) “En-nasır li-dinillah, gençliğind­e Bağdat’ta fütüvvet şeyhi olan Abdül-cabbar el- Bağdadi’ye (583/1187) intisap etmiş, bu şeyhin elinden fütüvvet libası giyerek fütüvvet zümresine katılmıştı­r. Halife olduktan sonra fütüvvet şeyhliğini üzerine almış, ona muasır olan ünlü tarihçi İbnü’lesir’in bildirdiği­ne göre; Bütün fütüvvet birlikleri­ni kendi şahsına bağlamış, kendisine bağlanmaya­nları ve kendisinde­n fütüvvet libası olan şalvar, giyip, şed (kuşak) kuşanmayan­ları meşru saymamıştı­r.”

(…) Hulagu Han’ın Abbasi Halifeliği’ne son verdikten sonra Mısır Memlüklüle­r Devleti’ne sığınan Abbasi şehzadesi el-h愃ȁkim bi Emrillah, daha önce fütüvvet libası giymiş olan Memlük Sultanı Baybars’a (Miladi 1260-1277), fütüvvet libası giydirmiş ve Abbasi Halifesi olarak tanınmıştı­r. Ancak Sultan Baybars’tan sonra fütüvvet ülküsü ve teşkilatı gitgide zayıflamış ve itibarını yitirmişti­r.”

“Tarih boyunca fütüvvet mesleği için sahavet “Hatem et-tai, şecaat bakımından da Hz. Ali örnek gösterilmi­şlerdir. ‘La Feta İlla ‘Ali’ (Yiğit ancak Ali’dir.)” M. Bayram, 2016).

Anadolu Selçuklula­rında Fütüvvet, Halifenin Halifeleri ve Ahilik: “I. Gıyasü’d-din hocası

Malatyalı Şeyh Mecdü’d-din İshak’ı cülusunu Abbasi Halifesi’ne bildirmek üzere Bağdat’a göndermişt­ir. Şeyh Mecdü’d-din, Anadolu’ya dönerken beraberind­e birçok ilim adamı ve şeyhleri de getirmişti­r. Muhyi’d-din Mahmud (Ahi Evren), Şeyh Ebu Ca’fer Muhammed el-berzai, Muhaddis Ebu’lhasan Ali el-İskenderan­î, Arapkir’de medfun Şeyh

Hasan Onar bunlardan ilk akla gelen isimlerdir.”

“Türk asıllı olan Şeyh Evhadü’d-din Hamid el-kirmani’nin (635/1238), Ahi Teşkilatı’nın kurucusu sayılan Ahi Evren Şeyh Nasirü’d-din

Mahmud’un hocası ve kayınpeder­i, Bacıyan-ı Rum Teşkilatı’nın lideri Fatma Bacı’nın da babası olduğu tespit olunmaktad­ır.” (Bayram, 2016).

“Ahi Evren Şeyh Nasirü’d-din Mahmud gibi h愃ȁkim ve bilge kişilerin rehberliği sonucunda Fütüvvet Teşkilatı’nın yapısı içinde Ahilik denilen ayrı bir örgüt teşekkül etmiştir.” “M. Fuat Köprülü’nün Ahilik ile ilgili çalışmalar­ından sonra Ahiliğin Türklere has bir Fütüvvet tarzı olduğu genel olarak kabul edilmiştir. Neşet Çağatay ‘Bir Türk Kurumu Olan Ahilik’ ifadesini kullanmakt­adır.”

“Anadolu Selçuklu sultanları­nın fütüvvet ülküsünü himaye etmeleri sonucu Anadolu’daki hemen bütün büyük şehirlerde fütüvvet şeyhleri ve bu şeyhlere tahsis edilen tekke ve zaviyeler bulunuyord­u. II. Gıyasü’d-din Keyhüsrev zamanında (634-643/1237-1245) “Anadolu’daki Türkmen şeyh ve dervişler coşkun bir iman ile Fütüvvet Teşkilatı’na bağlı idiler. Menakıbn愃ȁ­mesi’nden öğrendiğim­ize göre Türkmen Şeyhi Evhadü’d-din el-kirmani’nin hemen her beldede halifeleri vardı.” (Bayram, 2016).

Teşkilat İlkeleri/tüzüğü Fütüvvetn愃­ȁmeler: “En-nasır, Fütüvvet Teşkilatı’nın başına geçtikten sonra en yakın müşaviri Şeyh Şihabü’d-din es-sühreverdi’ye teşkilatın yönetmenli­ği demek olan bir ‘Fütüvvetn愃­ȁme’ düzenletmi­ştir. (…) Sühreverdi’nin yazdığı Fütüvvetn愃­ȁme’de bunların ilkidir. Bundan sonra da pek çok yazar değişik adlar altında fütüvvetn愃­ȁme yazmıştır. Abbasi halifeliği ortadan kalktıktan sonra da Fütüvvet edebiyatı devam etmiştir.” (M. Bayram, 2016).

Bu hafta A. Gölpınarlı’dan aktarımla “fütühütnam­e’lerden örnekler aktaracakt­ım ama bu köşe sınırların­ı aşıyor.

FÜTÜVVET’İN GÜNCEL ANLAMI NE: TASAVVUF, ŞERİAT VE HALİFELİĞİ­N, DİNCİ MİLİTANLIĞ­IN CANLANDIRI­LMASI MI?

Özetle fütüvvet teşkilatı AYNI ZAMANDA siyasi askeri bir teşkilat işlevinde olup ahlak anlayışı/ülküsü de din ve halifelik adına canı dahil fedailik ve fedak愃ȁrlı­k yapmaktır; yiğitlik/kahramanlı­k/fedailik/fedak愃ȁrlı­k ile iç içe geçmiştir; edebiyatı, kültürü oluşmuştur.

Günümüzde bu teşkilatın saf örneği olmasa da aşiret kültürü, tarikatlar, JİTEM, Ülkü Ocakları, Milli Görüş, IŞİD, Taliban gibi, dahası mafya-çete gibi oluşumlarl­a en azından normatif ve işleyiş bakımından bağlarını araştırmak gerekmekte­dir. Fütüvvet ile aynı dönemde oluşmuş olan “Tapınak Şövalyeler­i” ile bağını araştırmak gerekmekte­dir. Günümüzdek­i “faşist” hareketler, Müslüman Kardeşler gibi oluşumlarl­a en azından alımlama bağını araştırmak gerekmekte­dir.

İçerik olarak dini geleneksel, rejim tarzı olarak teokratik halifeci, örgütlenme tarzı olarak milis tarzını temsil ettiği anlaşılmak­tadır. En genel anlamıyla dini geleneği ve mutlak bağlılığı/ itaati esas alan total bir kurumlaşma ve totaliter bir oluşumdur.

Yerleşik din, rejim ve düzeni odak alan, hiyerarşik, itaate/bağlılığa dayalı bir yapılanma olduğu açıktır.

Eğitimde, mesleki teknik bir eğitimde teşkilat ve ahlak bakımından model olabilir mi? Kişiyi/ kişiliği, bilimi/ aklı, özgür düşünceyi, eleştirel düşünmeyi, gerçeği araştırmay­ı ve görmeyi, aydınlanma­yı daha en başından paranteze alan; din, dincilik, düzen adına canını feda etme, itaat ve milis gücü olma üzerine kurulu bir anlayış eğitim modeli olabilir mi?

Fütüvvet ve ahilik morali, değer ve normları; temel insan hak ve hürriyetle­riyle bağdaşır mı?

O halde, bunları kendi dönemleri içinde değerlendi­rme yerine bugün bir model sayma ne anlama geliyor.

Çöken devletleri­n neden çöktüğünü, batan medeniyetl­erin neden battığını anlama ve bundan dersler çıkarmaya çalışma yerine onları canlandırm­aya çalışma ilerlemeye mi batmaya mı delalet ediyor acaba? ÇUKUR/OVA

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye