AKP işçiye kadro vermedi yepyeni bir mağduriyet yarattı Ü
24 Aralık 2017 tarihinde AKP ve yandaşları tarafından “Taşeronu bitiriyoruz herkese kadro geliyor” denilerek yayımlanan 696 sayılı KHK işçilere kadro getirmediği gibi yeni hak mahrumiyetleri de doğurdu.
lkemizde milyonlarca çalışabilir insan nüfusu, yeteneğine ve eğitim durumuna göre iş bulamadığı için belediyeleri istihdam kapısı olarak görmektedir. Belediyede istihdam edilen işçilerin büyük çoğunluğu; yeteneğine, mesleğine göre veya herhangi bir sınav sonucu işe alınmadığı için siyasi parti ve belediye başkanının ya da meclis üyelerinin torpiliyle işbaşı yaptırılıyor.
Bu durum siyasi partiler için koşulsuz bir oy desteği oluştururken işçiler ise tercih etmedikleri belediye başkan adayına da iş kaygısı nedeniyle destek vermek zorunda kalıyor.
SENDİKA ‘TERCİHİNİ’ DAHİ BAŞKAN BELİRLİYOR
Bu nedenle belediye çalışanları; ücretleri, diğer sosyal hakları ya da çalışma koşullarının iyileştirilmesi için eylem ya da grev yaparlarsa belediye yetkililerini ve siyasi parti temsilcilerini karşılarında görüyorlar. “Size iş verdik, daha ne istiyorsunuz” gibi söylemlere maruz kalıyorlar. Diğer yandan eylem ya da grev nedeniyle hizmet alamayan vatandaşları işçilerin üzerlerine salarak işçilerin haklı talepleri bastırılmış oluyor. Birçok belediyede işçilerin sendika tercihlerinde belediye başkanı ve bürokratlar belirleyici olurken işçiler sırf bu nedenle belediyelerde istemedikleri sendikalara üye olmak zorunda kalıyorlar.
BORÇLANARAK YAŞAYAN İŞÇİLER
Dışarıdan bakıldığında belediye işçilerinin güvenceli iş, yüksek ücret, yaşam koşullarının iyi olduğu yönünde bir algı var. Ancak gerçek öyle değil. Özel sektörde çalışan işçilerin bir kısmından bir tık daha yüksek ücret ve güvenceli, kurallı çalışma ortamı var diyebiliriz ama işçilerin büyük çoğunluğu geçinmekte zorlanıyor, bankalar ve kredi kartlarına borçlanarak yaşam mücadelesi veriyor.
Doğumdan ölüme, ulaşımdan altyapıya ve kent yaşamını kolaylaştıran hizmetlerin tamamında belediye çalışanlarının emeği var. Belediye çalışanlarının (kamu emekçileri dışında) büyük çoğunluğu belediyenin kadrolu işçileri olarak değil belediye şirketlerinde istihdam edilmektedir. Bir kısmı da taşeron şirketler üzerinden çalıştırılmaktadır. Birden fazla şirkette çalışan belediye işçileri birbirleriyle rekabet halinde, ücrette ve çalışma koşullarında eşitsiz uygulamaya tabi tutulmaktadırlar.
EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET VE GÜVENCELİ İŞ YAKICI BİR SORUN
İzmir Büyükşehir Belediyesinden örnek verirsek İZELMAN, İZENERJİ, İZDOĞA, ÜNİBAL, İZFAŞ ve İZBETON gibi şirketlerde çalışan işçiler aynı alanda çalışmasına rağmen, ücretlerde eşitsizlik uzun yıllardır devam ettiği gibi bu eşitsizlikler işçilerin ilişkisini de olumsuz yönde etkilemektedir. İZELMAN ile İZENERJİ arasındaki ücretler son iki toplu sözleşmede kısmen kapansa da gruplar arasındaki makas her geçen gün açılmaktadır. Özellikle dış sahada çalışan işçilerin barınma ve çalışma ortamı iş sağlığı ve iş güvenliğine aykırı olduğu gibi koruyucu ekipman yetersizdir. İşçilerin eşit işe eşit ücret ve güvenceli iş talebi yakıcı bir sorun olarak devam ediyor.
‘KADROLU İŞÇİ SAYISI PARMAKLA SAYILACAK KADAR’
1980’lerin ortalarında başlayan son 21 bir yıldır ülkeyi tek başına yöneten
AKP iktidarı aracılığıyla uygulanan ve bir sermaye programı olan özelleştirme sonucu esnek, güvencesiz, düşük ücret uygulamaları ve köle pazarına dönüştürülen taşeron çalışma yönteminden belediye çalışanları da fazlasıyla nasibini aldı. Bugün belediyelerin kendi alt şirketlerine veya taşeron şirketlere yaptırdığı işlerin büyük bir kısmını kadrolu işçiler yapıyordu. Şimdi kadrolu işçiler parmakla sayılacak kadar azaltıldı. 2001-2018 tarihleri arası başta kamu kuruluşları olmak üzere bütün iş kollarında taşeron çalışma yaygınlaştırıldı.
Bir taraftan işçiler kuralsız, güvencesiz ve taşeron çalışmaya karşı eylemler örgütlerken diğer taraftan açılan muvazaa davalarının tamamına yakınını işçilerin kazanması sonucu AKP hükümetinin köşeye sıkışmasına neden olmuştur. Köşeye sıkışan AKP iktidarı bir seçim takvimi döneminde kendi yarattığı mağduriyeti gidermek için kamuda çalışan yaklaşık 1 milyona yakın işçiye kadro sözü verdi.
24 Aralık 2017 tarihinde AKP ve yandaşları tarafından “Taşeronu bitiriyoruz herkese kadro geliyor” denilerek yayınlanan 696 sayılı KHK işçilere kadro getirmediği gibi yeni hak mahrumiyetleri de doğurdu. Belediye çalışanları, belediyenin kendi taşeronu olan şirketlere mahkum edilirken yine binlerce işçi bu haktan yararlanmak için daha önce açtıkları muvazaa ve kadro davalarından vazgeçmek zorunda kaldı.
‘MÜCADELEYİ ÖRGÜTLEMEZSEK YARIN GEÇ OLACAK’
Ne yazık ki birçok sendika bu durumu olumlu karşılamıştır. AKP iktidarı, bir kadro vermedi; yeni bir mağduriyet yarattı. Bugün belediye şirket işçilerinin iş güvencesi pamuk ipliğine bağlı ve belediye başkanlarının iki dudağı arasındadır. Sözde değil özde kadro, güvenceli iş ve insanca yaşanabilecek bir ücret talebi elzem bir durum oluşturmuştur. Mücadeleyi şimdiden örgütlemezsek yarın çok geç olacak!
-BİTTİ