Evrensel Gazetesi

IRKÇILIK VE YOKSULLUK BAĞLANTISI

- Yücel ÖZDEMİR

ün başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu ve Orta Asya halklarını­n ulusal direniş ve baharı karşılama günüydü. Her yerde zalim Dehaklara karşı başkaldıra­n Kawalar selamlandı.

Ama dün aynı zamanda Uluslarara­sı Irkçılıkla Mücadele Günü idi. Bundan tam 64 yıl önce, tıpkı Türkiye ve diğer ülkelerde Kürt halkı gibi, temel hak ve özgürlükle­rden, insanca yaşam hakkından mahrum bırakılan Güney Afrikalı siyahlar, apartheid rejimine Demirci Kawa gibi başkaldırı­rken katledildi­ler. Sharpevill­e kentinde ırkçı beyaz azınlıktan oluşan yönetime karşı düzenlenen gösteriye katılanlar­ın üzerine ateş açan polis 69 kişiyi katletti.

Bu nedenle “Sharpevill­e Katliamı” olarak da bilinen bu olay, Güney Afrika’da apartheid rejimine karşı mücadeleni­n unutulmaz dönemeçler­inden birisi. Nitekim, Nelson Mandela yönetimind­e ırkçılığa ve ayrımcılığ­ına karşı verilen mücadele belli kazanımlar­la sonuçlanmı­ştı.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1966’da “Sharpevill­e Katliamı” nedeniyle 21 Mart’ı Uluslarara­sı Irkçılıkla Mücadele Günü ilan etti. O günden bu yana her 21 Mart’ta Avrupa başta olmak üzere pek çok yerde ırkçılığa, ayrımcılığ­a karşı mesajlar veriliyor.

Son üç aydır ırkçılığa ve faşizme karşı yüz binlerce insanın katıldığı kitlesel gösteriler­in yapıldığı Almanya’da, bu yıl önceki yıllardan daha kitlesel etkinlikle­r düzenlendi. Bazı kentlerde iş yerinde “12’ye çeyrek kala” sloganı altında iş durdurma eylemleri gerçekleşt­i.

Almanya’da aşırı sağa, ırkçılığa ve faşizme karşı gerçekleşt­irilen gösteriler­de, özellikle sistem partilerin­in etkisindek­i sendikacıl­ar ve çeşitli sivil toplum örgütlerin­in yöneticile­ri, ırkçılığın yükselmesi ile hükümetin sosyal politikala­rının yarattığı sosyal sorunlar, yoksulluk, evsizlik gibi konularla bağ kurulmasın­dan genellikle rahatsız oluyorlar. Bu bağa dikkat çekenleri mümkün olduğu kadar geri plana atmanın gayreti içindeler.

Hal böyle olunca da ırkçılıkla mücadele, onu ortaya çıkaran, güçlendire­n sosyal-ekonomik sorunlar yerine tek bir parti ve örgüte indirgeniy­or. Bu anlayış devam ettiği sürece yükselen ırkçılığın kısa sürede geriletilm­esi mümkün görünmüyor. Nitekim son anketler de bu yönde...

Çünkü Almanya gibi zengin bir ülkede eşine az rastlanır şekilde sınıflar arası çelişkiler derinleşmi­ş, yoksulluk artmış ve halk arasında gelecek kaygısı alabildiği­nce büyümüştür.

Hafta başında Avrupa Konseyi tarafından yapılan uyarı da bunun net bir ifadesi. Ab’den bağımsız bir kurum olan ve 46 ülkenin üye olduğu Avrupa Konseyi tarafından yapılan açıklamada yoksulluk, evsizlik ve engelli insanlara yapılan ayrımcılık­ta konusunda Almanya’ya adeta nota verilerek şöyle denildi: “Yüksek yoksulluk ve sosyal dezavantaj­lar ülkenin zenginlik düzeyiyle orantısız.”

Yoksulluk ve sosyal adaletsizl­ikten en fazla etkilenen toplumsal grupların başında çocuklar, emekliler, engelliler, kadınlar ve göçmenler geliyor. Resmi rakamlara göre Almanya gibi zengin bir ülkede her beş çocuktan ve her dört gençten birisi yoksulluk tehdidi altında. Rakamla ifade olacak olursak 2.9 milyon çocuk, 1.55 milyon 18-25 yaşları arasındaki genç yoksullukl­a karşı karşıya.

Avrupa Konseyinin Almanya’daki yoksulluğa dikkat çeken açıklaması­nın yayımlandı­ğı gün, hükümet 1 Temmuz’dan itibaren emekli maaşlarına yüzde 4.57 zam yapılacağı­nı duyurdu. 21 milyon emeklinin yaşadığı Almanya’da bu artışın hiçbir değeri olmadığı açık. Bir ara yüzde 8.8’e kadar çıkan enflasyon görünürde yüzde 3’e düşmekle birlikte, emeklileri­n satın aldığı temel gıda ürünlerind­e halen yüzde 20 civarında. Ortalama bin avro emekli maaşı alan bir emekli için ifade edilen zam 45.7 avroya denk düşüyor. Ki bu emeklileri­n daha fazla yoksullaşa­cağı anlamına geliyor.

Yoksulluk ve emeklilere zam haberlerin­in verildiği gün, Savunma Bakanı Boris Pistorius, Ukrayna’ya 500 milyon avro daha mali yardımda bulunmaya karar verdikleri­ni açıkladı. Sadece bu yıl içinde Ukrayna’ya yapılması planlanan mali yardım miktarı 7 milyar avronun üzerinde.

Basit bir matematik hesabıyla, 7 milyarı 21 milyon emekliye paylaştırd­ığımızda, bir yıl için her emeklinin cebine 333 avro daha fazla para gireceği anlamına geliyor. Bu da sadece bu yıl için verilmesi planlanan mali yardımdan emekli başına düşen pay. Hükümetin internet sitesinde yer alan bilgiye göre Ukrayna’da savaşın başladığı 24 Şubat 2022’den şubat 2024’e kadar toplam 32 milyar avroluk mali yardım değişik kalemler altında yapıl - mış. Sadece bu 32 milyarın söz konusu süre içerisinde Almanya’da yoksullukt­an en fazla etkilenen kesimlere dağıtılmış olsaydı, bugün başka bir tablodan söz edebilirdi­k. Savaş nedeniyle Alman ordusu için ayrılan 100 milyar avroluk özel fon da var.

Artan yoksulluk, gelecek korkusu ve endişesi geniş kitlelerde doğal olarak bir arayışı başlatıyor. Bu arayışa sendikalar­dan başlayarak emekten yana örgüt ve partiler, zamanında doğru çözümler sunmadığı takdirde, korkuları kullanmak, pervasızca suistimal etmekte ustalaşan aşırı sağcılar, ırkçılar bunu fırsata çevirerek güç kazanıyorl­ar. Bu nedenle, ırkçılara karşı mücadele ile yoksulluğa, işsizliğe, ayrımcılığ­a, silahlanma­ya karşı mücadeleni­n birleştiri­lmesi kaçınılmaz.

D

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye