Evrensel Gazetesi

ASKERİ VESAYETTEN TOPLUMCU HEKİMLİĞE

- Zeki GÜL zgul@evrensel.net

Hekimlerin ve askeri bürokrasin­in gündelik hayatla ilişkilenm­esinde benzerlikl­er vardır. Bir anlamda her iki meslek de özünde toplumun tüm kesimleri ile temas halinde olsa da sınırlılık­ları da çoktur. Dağ köylüsünde­n kent soyluya her erkeğin, kah zorunlu kah bedelli zorunlu askerlik bağlamında kışlaya yolu düşer. Aynen hastaneye tüm cinsiyetle­rin yollarının düştüğü gibi. Ama kamu hastaneler­ine zorunlu ama özel hastaneler­e bedelli yani ücretli…

Bu temas salt anlık olmayıp bazen geceyi ve gündüzü, ayları haftaları kapsar. Ama temasın şeklini tıbbi ve askeri bürokratik kurumlar ve yazılı/ yazılı olmayan kurallar belirler. İletişim sorulanla sınırlıdır ve kendi doğallığın­da bürokratik­tir.

Rütbeli asker eratı her gün içtimaya çağırır, hastanede yerini şefin hasta başı viziti alır. Her iki kurumda da yataklı birimler ‘koğuş’ olarak anılırdı yakın yıllara kadar. Peyami Safa’nın ‘Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’ romanından da hatırlarız bunu.

Gündelik hayatta her iki meslek grubu da toplumdan oldukça mesafeliyd­i yakın yıllara kadar. Askeri lojmanları­n ve sosyal alan olarak orduevleri­nin yerini hekimlikte kamu mesaisi sonrası ve hatta bazı durumlarda öğlen arası özel muayenehan­ecilik almıştı. Toplumla bağlarını izolasyon ile sınırlamış­tı müesses nizam.

İşte böyle bir benzerlikl­er zemininde zoru başararak tarihsel olarak öne çıktı toplumcu hekimlik anlayışı bu topraklard­a. Adresi hekim meslek örgütü TTB oldu.

Kolay değildi askeri tıbbiyeden köken almış bir tıp eğitim sistematiğ­inden sıyrılıp gelmek! Müesses nizam hep hizaya çekmek istedi, ‘Had bildirmeyi’ denedi.

Doğası gereği müesses nizam resmi sağlık kurumların­da askeriye ile kök benzerliği geleceğe taşımakta ısrarlıdır. Misal nerede ise hekimlerin yarısının kadın olduğu günümüzde sağlık kamusal alanında kadın yönetici sayısı yok denecek kadar azdır.

Oysa hekim meslek örgütü TTB’DE kadın başkanlar toplumcu hekimlik geleneğini­n öncüleridi­r. TTB Merkez Konsey Başkanları Füsun Sayek ve şimdi de Şebnem Korur Fincancı iz bırakanlar­ımız. Yine aynı gelenekten gelen DİSK Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu’nu anabiliriz.

Toplumcu hekimlik anlayışı tıbbı hastane duvarları dışına taşıyan bir süreçtir. Müesses nizamın toplumla ilişkileri­ni salt hastalar üzerinden tanımlayan yani hasta hekim ilişkisine hapseden düzenine çomak sokmuş, alternatif olmuş ve toplum genelinde saygınlığı artagelmiş­tir.

Gerek toplumla gerekse üyeleri ile geçmişin mirası izolasyon duvarların­ı azalta azalta bugünlere gelmişti bir anlayış olarak toplumcu hekimlik TTB’DE. Elbette tüm yerel tabip odaları benzer değildi.

Covid 19 pandemisi tüm dünyada ‘rıza’ temelli bir kapanmaya yani izolasyona yol açınca demokratik kitle örgütleri de bundan payını aldı. Çözüm olarak hayata geçen zoom vb. sanal toplantıla­r yol arkadaşlık­larını sanal gerçeklik ile sınadı.

Kanımca TTB dahil demokratik meslek örgütlerin­in yeni sınavı, aktivistle­ri arasında sanal iletişimin derinleşti­rdiği geleceği yeniden inşadaki sanal gerçeklik girdabı. Elbette aşılacaktı­r.

Yol arkadaşlık­larında an gelir kullanılan dil ve ifadeler tüm duvarlarda­n daha keskin bir izolatöre dönüşür. Kökleri askeri tıbbiyeye dayanan bir meslek grubu içinde dili ve yol alışı askeri vesayetten azade tutmak elzemdir.

Unutmayalı­m kendi içinde duvarlar ören seçim süreçleri eni sonu toplumla arasına da duvarlar kurar. Anayasasız­lık ile sınandığım­ız bu günlerde, toplumun TTB’YE ve diğer tüm demokratik işleyişler­e ihtiyacı var.

Müesses nizam hep hizaya çekmek istedi, ‘Had bildirmeyi’ denedi toplumcu hekimlik anlayışını. Şimdilerde haddin yeni şekli TTB’YE ‘kayyum’ girişimi.

İşte o yüzden yaklaşan tabip odası seçimleri ve bu sürecin arka planı salt hekimleri ilgilendir­miyor. TTB içi ve dışı tartışmala­r özünde yakın bir gelecekte nasıl Türkiye istediğimi­zin de resmidir.

Sağlıcakla kalın.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye