Tüm suçsuzların mağduriyeti giderilmeli
‘F‘FEETTÖÖ’’SSOORRUUŞŞTTUURRMAASSII GGEEÇÇİİRREENNÖÖĞĞRREETTMEENN:: Tanık olarak dinlenen şahsın ifadesinin bile lehine olmasına rağmen 6 yıl 3 ay ceza verilen İngilizce Öğretmeni Ş.N.A. dava sürecini ve yaşadıklarını anlattı.
013-2016 yılları arasında çalış2 tığı eğitim kurumu dolayısıyla hakkında 2018 yılında “FETÖ” soruşturması başlatılan ve aleyhinde hiçbir delil üretilememesine karşın 6 yıl 3 ay cezaya çarptırılan İngilizce Öğretmeni Ş.N.A. ile dava sürecini ve yaşadıklarını konuştuk.
Üniversiteden mezun olduktan sonra uzun bir süre işsizlikle ve yoksullukla mücadele ettiğini dile getirerek sözlerine başlayan Ş.N.A. öyküsüne dair şunları aktardı: “Üniversiteyi kazandığım dönem babam işten çıkarılmıştı. Dolayısıyla Ankara’da üniversite öğrenimi gördüğüm dönem, ailem beni binbir zorlukla okuttu. Mezun olup İzmir’e, ailemin yanına döndüğümde bir an önce KPSS’DEN iyi bir puan alıp, öğretmen olarak atanmanın hayalini kuruyordum. KPSS’YE ilk girdiğim sene aileme daha fazla yük olmamak adına herhangi bir kursa gitmedim, neticede aldığım puan da atanmama yetmedi. Daha sonrasında bir yandan elim ekmek tutsun istedim, ücretli öğretmenlik yaptım. Dersbaşı aldığım ücretler ayın sonunda o dönemin asgari ücretinin yarısı dahi etmiyordu. Bu sebeple, ücretli öğretmenliği bırakıp dershanelerde ve diğer özel eğitim kurumlarında iş aramaya başladım.”
Birçok eğitim kurumuna başvuruda bulunduğunu söyleyen Ş.N.A, “En son Çankaya’daki Körfez Dershanesine de başvurdum. O dönem hükümetin dahi destek verdiği, televizyonlarda hem dershaneleri hem de yayınevleri tanıtılan bir eğitim kurumuydu. İş görüşmesinde maaş olarak asgari ücret teklif edildi, öte yandan kurumda çalışmam halinde aynı binada bulunan KPSS kursuna indirimli kayıt olabileceğim söylendi. Bir yandan para kazanıp diğer yandan KPSS’YE hazırlanabilmek için iyi bir fırsat olduğunu düşündüm ve işe başladım” diye konuştu.
‘SÜREÇ ÖNCESİNDE İSTİFA ETTİM’
İki buçuk sene kadar bahse konu dershanede çalıştığını aktaran Ş.N.A, “Çalıştığım son dönemde hükümet ile aralarının açıldığı bir sürece girildi. Hem kendi adıma endişelenmeye başlayışım hem de son iki ay paramı alamayışım sebebiyle istifamı verdim. Benim istifa etmem akabinde kısa bir süre sonra ise dershaneler kapatıldı. O sene girdiğim KPSS’DE fena sayılmayacak bir puan almama rağmen ufak farkla atanamadım. Bir süre yine işsizlikle mücadele ettim, bir süre ise alanım olmayan işlerde çalıştım, evlendim yuva kurdum. 2018 yılında ise hakkımda FETÖ soruşturması açıldı” dedi.
HUKUK ADINA ENDİŞE VERİCİ
Dava sürecinin hukuksuzluklar silsilesi ile dolu olduğunu ve yargılamasının hukuk adına endişe verici detaylarla bezeli olduğunu vurgulayan Ş.N.A. yaşadıklarını şöyle anlattı: “Hayatımın hiçbir döneminde tarikat-cemaat benzeri yapılardan hazzetmedim, herhangi bir sempati duymadım. Herhangi bir etkinliklerine dahi katılmış değilim. Savcılık da aleyhimde hiçbir delil öne süremedi. Öyle ki çalıştığım dershane maaşları Bank Asya üzerinden yatırıyordu. Söz konusu bankaya para yatırıp yatırmadığım araştırıldı. Maaşlarım haricinde banka ile ilişiğime rastlanmadı. Kaldı ki söz konusu bankanın açılışındaki siyasileri ve devlet büyüklerini de unutmuş değilim. Akabinde Bylock denen bir mesajlaşma uygulaması araştırıldı ancak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere hakkımda herhangi bir içeriğe rastlanmadı.”
FETÖ ile iltisaklı yakın akrabasının olup olmadığının sorulduğunu, tıpkı hastalık inceler gibi genetik yatkınlığının dahi araştırıldığını söyleyen Ş.N.A, “Bunun nasıl bir hukuki dayanağı olabilir hâlâ anlamış değilim. Son kertede ise hakkımdaki soruşturmanın başlamasının nedeni olarak gösterilen ve ifadesi muğlak olan tanık SEGBİS ile mahkemeye bağlandı. Şahıs, benim hakkımda yalnızca İngilizce öğretmeni olarak çalıştığımı, herhangi bir faaliyete dahil olmadığımı söyledi ve ‘FETÖ ile ilişkili olduğuna şahit değilim’ dedi. Hakkımda soruşturma açılmasına neden olan ve tanıklık eden şahsın dahi tüm söylemleri benim lehime olmasına karşın mahkeme 6 yıl 3 ay ceza verdi. İstinaf ise kararı onayladı ve dosyam şu an Yargıtay aşamasında. Açıkçası kendimi bir hükümlü gibi hissetmiyor ve mağdur olarak görüyorum, alınan kararın ise korku ile tecelli ettiğini düşünüyorum” dedi.