‘ÇEVRESEL VE SOSYAL AÇIDAN OLUMSUZ ETKİLERİ OLACAK’
GÜNEŞ enerjisinin, son dönemde enerjide karbonsuzlaşma yaklaşımı çerçevesinde teşvik edilen bir yöntem olarak karşımıza çıktığını ifade eden TMMOB’YE bağlı Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), “Ancak, geniş yüzey alanına ihtiyaç duyan güneş enerjisi santrallerinin, yer seçimi ve arazi kullanımı açısından dikkatli bir teknik değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir. Ayrıca üretiminde ağır metallerin kullanıldığı güneş panelleri ve bataryaların kullanım ömrü sonunda ortaya çıkacak atıkların yönetimi için planlama yapılması da gerekir. Bunun yanı sıra, orman, mera, tarım ve sit alanlarının, doğal ve kültürel varlıklarının bulunduğu alanların enerji üretimine açılmasının, tercih edilen teknoloji ne olursa olsun, yapım, işletme ve kullanım ömrü sonunda söküm aşamalarında çevresel ve sosyal açıdan olumsuz etkiler yaratacağı unutulmamalıdır” ifadelerine yer verdi.
‘DOĞAL KORUMA ALANLARI ENERJİ ÜRETİMİNE AÇILMAMALI’
Nitelikli doğal koruma alanlarının Ges’lere açılması, ilgili alanlardaki biyolojik çeşitliliğe ve alanın doğal niteliklerine zarar vereceğine dikkat çekilen açıklamada, “Koruma altındaki alanlar talana açacaktır. Nitekim, geçmişte yanlış projelendirilmiş hidroelektrik santraller ile jeotermal enerji santrallerinin yarattığı ekolojik yıkımlar bu karar ile Ges’lere açılacak koruma alanlarında da benzer yıkımların yaşanacağına ilişkin şüphe uyandırmaktadır” vurgusu yapıldı. ÇMO, “Enerji arzının ülke genelinde coğrafi özellikleri de gözeterek planlanması, enerji tesislerinin uygun alanlarda gerekli önlemler alınarak yapılması, tek bir teknolojinin öne çıkarılması yerine saha özelinde ve tekniğine uygun biçimde yapılacak çevresel ve sosyal etki değerlendirmeler sonucunda karara bağlanması ve her ne koşul altında olursa olsun, doğal koruma alanlarının enerji üretimine açılmaması esas olmalıdır” uyarılarında bulundu.