‘EKONOMI KÖTÜ DE KIME OY VERELIM?’
FABRİKA servisi bekleyen işçilerle konuştuğumuzda, artık AKP’YE o vermeyeceğini söyleyen işçilerle karşılaşsak da hâlâ Erdoğan’dan umudun kesilmediğini görmek mümkün. Sincan’da geçim sıkıntısı herkesin ortak sorunu olmasına karşın seçenek göremediklerini bir işçi şu sözlerle özetliyor: Ekonomi kötü ama kime verelim?
“Kimseye laf anlatamazsın”, “Hakların verildiği düzene öyle kolay ulaşılmaz” gibi sözler kalabalık işçi gruplarında, işçilerin cevabında örülen ilk duvarlar oluyor. Bir işçi fazla mesai ücreti verilmeyince mahkemeye başvurduğunu ama arkadaşlarının aleyhinde yalancı şahitlik yaptığını anlatırken, bir başkası da “Onlar AKP’YE oy verdiği için böyle” diyor. İşçilerin birbirlerine güvensizliği partiler üzerinden tanımlanır durumda.
Emekli olduğu halde hizmet sektöründe çalışmak zorunda olan bir işçi ise neden yine AKP’YE oy vereceğini şöyle anlatıyor: “Yine de cebimize üç-beş kuruşu bunlar sayesinde koyuyoruz. Ekonomi kötü ama kime verelim, CHP’YE mi? O mu paramızı verecek sanıyorsun?” Muhalefetin en popüler partisinden başlayarak Cumhur İttifakı alternatiflerinin hepsine yönelik yapılan karşıt propaganda, belirli düzeylerde hâlâ etkisini koruyor. “Komünist CHP, camileri ahır yaptı” diyen 50’li yaşlarda fabrika işçisinde de “Erdoğan giderse Öcalan serbest kalır” diyen MESEM’LI gençte de bu etkiyi görebiliyoruz.
İşçiler arasında “Biz Akp’liyiz, Erdoğan kimi aday gösterirse ona oy veririz” diyenler olsa bile eskiden AKP’YE oy vermiş işçilerde AKP’YE karşı bir arayış revaçta. Siyasetçilerin seçim zamanı ortalıkta gözüküp 5 sene kaybolduğunu söyleyen bazı işçiler sandığa gitmeyeceğini söylüyor. Bir işçi de oy verdiği parti tarafından yüzüstü bırakılmasını gösteriyor. “Önceden AKP’YI çok destekledik ama ekonomiyi kötü yönetiyor” diyerek Yeniden Refah Partisine oy vermeyi düşünenle de karşılaşıyoruz. Daha önce AKP’YE oy veren bir işçi ise geçim sıkıntısı canına tak ettiği için ailesindeki 20 kişiyi CHP’YE oy vermek için ikna ettiğini söy
lüyor.