HOBBESÇU BAKIŞI REDDETTİ
ŞEMPANZELERDE ve bonobolarda uzlaşma davranışlarının nasıl şekillendiğine aralarındaki farklara ve benzerliklere odaklandı. Bu çalışmaları ve kuyruksuz maymunlar ve maymunlarda ahlak ve empati konusunda yaptığı araştırmaların sonuçlarının yarattığı etki bilim camiasıyla sınırlı kalmadı. Ama tartışmalı bir gündem olarak bilim insanları arasında çok fazla konuşuldu.
Şempanzelerin insanlara benzer uzlaşma örüntüleri gösterdiğinde antropomorifzm suçlamalarına maruz kaldı ve hatta insan davranışlarını biyolojik-genetik özelliklere indirgemekle de itham edildi. Benzer tartışmalar empati başta olmak üzere diğer araştırma alanlarındaki çalışmalarının sonuçlarını duyurduğunda da yaşandı. Hayvanlara ve doğaya Hobbesçu bakışı reddetti. Hayvanların, özellikle de primatların, dünyası sadece yarış ve bencillik içermiyordu; uzlaşma, yardımlaşma ve empati de yaygındı. Aslında kendisi daha sonra antropomorfizmi başka bir açıdan sorunsallaştırtı ve “antropo-inkar” terimini ortaya attı. Burada hayvan davranışlarının insana benzeyen taraflarını veya insanda görülen “hayvansı” yönlerin kökten reddedilmesini eleştirdi.
Tabii ki çalıştığı bunca konu arasında ölüme dair cevaplar ve yeni sorular da vardı. Frans de Waal’a göre primatlar ölümü ve ölümün kalıcı bir durum olduğunu anlıyorlardı. De Waal bu durumu bonobolarla yaptığı çalışmaların anekdotlarıyla anlattı. Yine ölüme dair bir başka yazısında ölümün arkasından hayvanların birbirlerini özleyip özlemediğini, onlar hayattayken nasıl olduğunu düşünüp düşünmediklerini sordu.