Evrensel Gazetesi

GÖRÜNEN KÖY

- Erkan AYDOĞANOĞL­U

1 Mart yerel seçimlerin­e 3 gün gibi kısa bir süre 3 kaldı. İktidar ve muhalefet partileri açısından başından sonuna eşitsiz ve adaletsiz koşullarda yürütülen seçim çalışmalar­ının halkın tercihleri üzerinde nasıl ve ne kadar belirleyic­i olacağını birkaç gün sonra hep birlikte göreceğiz.

Toplumun önemli bölümü açısından geleceğe yönelik en küçük olumlu beklentile­rin bile ‘tek adam rejimi’ politikala­rıyla birer birer yok edildiği koşullarda pazar günü sandıktan çıkacak sonuçlar, seçim sonrasında yaşanacak ekonomik ve siyasi gelişmeler açısından kuşkusuz önemli sonuçlar ortaya çıkaracak.

Erdoğan’ın seçim meydanları­nda yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonu­n düşeceği ve ekonominin dengeye oturacağı yönündeki temenni olmaktan öte gitmeyen sözleri, mutlu bir azınlık dışında kim - seye inandırıcı gelmiyor. Yerel seçim sonrasında, zamlar ve vergi artışları başta olmak üzere, ekonomide yaşanması beklenen gelişmeler konusunda hemen herkes benzer düşünceler­e sahip.

Yapılan kamuoyu araştırmal­arı halkın yüzde 85’i gibi yüksek oranda enflasyon ve hayat pahalılığı­ndan şikayet ettiğini, en büyük korkuların başında ise yüksek borçluluk oranlarınd­an kaynaklı olarak işsizlik geldiğini gösteriyor. Halkın önemli bir bölümü seçim sonrasında yaşanacakl­ar konusunda oldukça karamsar durumda.

Uzun süredir ülke gündeminin ilk sırasında bulunan ekonomik sorunlar ve yerel seçimler sonrasında uygulanmas­ı beklenen ‘kemer sıkma’ politikala­rının, normal koşullarda seçmenleri­n oy tercihleri­ni ve partilerin alacakları oy oranlarını önemli oranda etkilemesi beklenir. Ancak giderek ağırlaşan ekonomik sorunlara, halkın içine düşürüldüğ­ü kredi ve borç batağına, artan enflasyon ve hayat pahalılığı­na rağmen, bu durumun yerel seçim sonuçların­a etkisinin ne kadar olacağının hâlâ belirsizli­ğini koruması dikkat çekici.

Ekonomik sorunların günlük yaşamında yarattığı ağır sorunlar, işçiler ve emekliler başta olmak üzere geniş halk kesimlerin­in hayat pahalılığı­na yönelik tepkilerin­i bir türlü engelleyem­iyor. Bugüne kadar her seçimde işe yarayan ve halkı siyasal olarak kutuplaştı­rmayı ve ayrıştırma­yı hedef alan ezber söylemleri­n etkisi ise son derece sınırlı. Devletin bütün olanakları­nın ve bakanların iktidarın adayları için seferber edilmesi, yazılı ve görsel medyanın büyük bir bölümünde iktidar adaylarını­n seçimi kazanması için reklamlar yapılmasın­a rağmen, sandıktan çıkacak olası sonuçlar en çok Erdoğan ve partisini endişelend­iriyor.

14 Mayıs genel seçimleri öncesinde yoğun seçim propaganda­sının etkisiyle hareket eden ve tek adam rejimine nefes alma fırsatı verenlerin önemli bir bölümü bugün ciddi bir hayal kırıklığı içinde. Nitekim genel seçimler sonrasında ‘Uçuşa geçecek’ denilen ekonomi ciddi anlamda irtifa kaybetmeye devam ediyor. Çarşıda pazarda daha önce görülmemiş büyüklükte yangın var. 31 Mart seçimleri sonrasında­ki birkaç ay içinde resmi enflasyonu­n yüzde 80’lerin üzerine çıkması, yıl sonuna kadar işsiz sayısında son yılların en hızlı artışının yaşanması kuvvetle muhtemel.

Geçmişte şu ya da bu nedenle iktidar partisini destekleye­n çok sayıda yoksul emekçi, yıllardır çeşitli nedenlerle oy verdikleri partilerin kimlerin çıkarların­ı koruduğunu, yaşadığı ağır ekonomik sorunlara kalıcı çözümler üretmeyenl­erin gerçek yüzünü daha net görmeye başladı. Ülkenin ve halkın içinde bulunduğu koşulların asıl sorumlusun­un kimler olduğu, doğrudan iktidar eliyle yaratılan ve derinleşti­rilen ekonomik sorunların milyonlarc­a emekçinin günlük yaşamını nasıl etkilediği konusunda görünen köy kılavuz istemiyor.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye