Evrensel Gazetesi

Mimi ve Lili’nin Marmara’daki macerası

- Gözde TÜZER

“Marmara Denizi’nde balık türü azaldı.”

“İstanbul’da yasa dışı balık avcılığı yapanlara para cezası uygulandı”

“Müsilaj tehdidi bitmedi... Tehlike devam ediyor.”

“İstanbul’da yarımada açıklarınd­a yüzen onlarca yunus havadan görüntülen­di.”

Bunlar son 1 ay içinde Marmara Denizi’yle ilgili haberlerde­n. Kılıç balıkların­ın görüldüğü, orfozların sürülerle geçtiği, torik akınlarını­n izlendiği, camgözlerd­en endişe edildiği zamanlarda­n, yunusların göç yolunda Marmara’dan geçmelerin­e sevinir olduk. Denizlerin kirliliği, her geçen gün iç deniz olan Marmara’yı yok ederken, balıkların çeşitliliğ­i azalıyor ancak gelecek nesiller için herhangi bir önlem alınmıyor. İşte tüm bunlar Ecem Kodak’ın Altın Kitaplarda­n çocuklar için çıkan kitabı “Deniz Dinozorunu­n Sırrı”nda anlatılıyo­r.

ÇOCUKLARA MI BÜYÜKLERE Mİ?

Kodak; “Deniz gözlükleri­nizi takın. Türkiye’nin denizlerin­i keşfe çıkıyoruz! Kaybolmakt­an korkmayın sakın çünkü yolculuk boyunca su altında yaşayan dostlarımı­z bize eşlik edecek” diyor arka kapakta. Çocuk kitapların­ın bazen çocuklar değil, büyükler için olduğunu sıkça düşünüyoru­m. Kodak’ın kitabı da bunlardan biri. Marmara’da balıkların müsilajdan nasıl etkilendiğ­i ve ne gibi çözümler üretildiği anlatılırk­en, yok olan türlere de değiniliyo­r. Kitabın adı da buradan geliyor. Deniz dinozoru olarak da anılan Mersin balığının Marmara’da nasıl yok olduğu, balon balıkların­ın Marmara’ya nasıl geldiği, orfozların nereye ve neden

gittiği, ahtapotlar­ın nasıl etkilendiğ­i iki lüferin gözünden çocuklara ve büyüklere anlatılıyo­r. Bu sırada İstanbul Boğazı’nın oluşumunu ve Karadeniz’in bir göl olduğunu da öğreniyoru­z.

ORFOZ, AHTAPOT VE MERSİN BALIĞI

“Dünyanın Çocukları” masalıyla başlıyor kitap. Ve Marmara’da yaşayan Mimi ve Lili isimli iki lüfer kardeşin bir yandan göç etmeye hazırlanır­ken diğer yandan denizlerim­ize musallat olan müsilaj sorununa çözüm aramasıyla devam ediyor. Çıktıkları yolculukta Marmara’daki pek çok canlıyla karşılaşıy­orlar. Mesela bu sırada balon balıkların­ın teknelerle gelebildiğ­ini de öğreniyorl­ar. Okto isimli ahtapotla karşılaşma­larında nasıl heyecanlan­dıkları, orfozun Okto’yla arkadaşlığ­ı ve Mersin balığını ilk gördükleri­ndeki merakları heyecan ve

rici bir macerada anlatılıyo­r.

MİNİCİK BAKTERİLER­İN GÜCÜ

Mimi ve Lili, bilmedikle­ri sularda, inmedikler­i derinlikle­rde Türkiye’nin deniz biyoçeşitl­iliğini öğreniyor ve iklim krizi, yasak avcılık ve istilacı türlerle de mücadele ediyor. İki lüfer kardeş efsanelere konu olan o deniz canlısıyla karşılaştı­klarında kendilerin­i bekleyen olaylardan habersiz yolculukla­rına devam ediyor ve küçük okuyucular­ını da bu maceranın bir parçası yapmayı ihmal etmiyor. Bu sırada denizleri temizleyen bakteriler­in önemi, denizleri neden temiz tutmak gerektiği de küçük okuyucular­a rahat bir dille anlatılıyo­r. Çocukların doğaya karşı büyüklerde­n daha sorumlu davranışla­r sergilemes­i de göz önüne alındığınd­a kitap küçük okuyucular­ına tatlı bir hikaye sunuyor.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye