Eskişehir’de ucuz barınma mümkün
1968 mücadelesiyle devrimci hareketle tanıştıktan sonra gittiği İsviçre’de kimya fabrikasında çalışan Hüseyin Öğe, GBI sendikasında yabancılar bölümünde görev almış. Daha sonra Zürich kentinde havaalanında işe girmesiyle birlikte 10 yılı aşkın süre VPOD-LUFTVERKEHR Sendikasında yönecilik yapan Öğe, 2007 yılından bu yana Eskişehir’de Emek Partisi il başkanlığına kadar birçok görevde yer almış. İyi Partiden AKP’YE geçerek Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Nebi Hatİpoğlu gibi patron ve müteahitler karşısında emekçi işçi aday olarak dikkat çeken Hüseyin Öğe, sorularımızı yanıtladı. Eskişehir’de en büyük sorunların başında kiraların geldiğini ve üniversitelilerin ciddi sorunlar yaşadığını anlatan Öğe, belediye kaynaklarının öğrenci yurtları için kullanılması gerektiğini vurguluyor.
Seçim sürecinde nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Bu dönemde tek adam iktidarının Akp’nin ve Cumhur İttifakının geriletilmesi önemlidir ama bunun yanında işçi sınıfı ideolojisinin işçiler ve emekçiler arasında yaygınlaştırılması da gerekir. Türkiye’de dünyanın farklı bölgelerinde olduğu gibi yavaş yavaş işçi eylemleri gelişmeye başladı. Bunlar bazen ses getiren bazen de kazanımlarla sonuçlanan eylemler.
Dolayısıyla bu eylemlerdeki işçiler bizim adaylarımızı desteklemeye başladılar. Ama CHP çevrelerinden bazı arkadaşlarımız oyları böldüğümüzü düşünüyordı.
Oyları bölüyor musunuz? Bizim derdimiz oyları bölmek değil, esas olarak işçi sınıfının dünya görüşünü daha fazla yaygınlaştırmak. Türkiye’de tek adam iktidarına karşı toplumsal mücadeleyi büyütmek. Çünkü AKP gelmiş geçmiş en patronsever partilerden biri ve CHP de dahil olmak üzere diğer partilerin programlarında emekçilere yönelik hiçbir talep bulunmuyor. EMEP emekçilerin taleplerini karşılayacak herkesle ittifak yapmaktan yanaydı ve çok çaba harcadık. Başta sol sosyalist çevreler olmak üzere devrimci demokrat çevrelerle defalarca görüşmeler yaptık ama buna rağmen bunda ilerleme
sağlanamadı.
Eskişehir’in sorunları konusunda birçok parti ayrışıyor. Size göre şehrin temel sorunları neler?
En büyük sorun Türkiye’deki ekonomik krize bağlı olarak insanların yoksulluk içerisinde yaşaması. Bir kere bunun çözülmesi gerekiyor.
Öğrenciler bugün ev kiralarından o kadar muzdaripler ki! Belediyeler yerel kaynaklarla öğrenci yurtları yaparak, öğrencilerin ucuza barınmasını sağlayabilir.
Yine suyun ücretsiz hale getirilmemesi, ulaşımda fahiş ücretler alınması. 2 buçuk lira iken 7 buçuk liraya çıkan öğrenci biletleri var. Tüm bunlar ücretsiz hale getirilmeli. Mahallelerde yemekhaneler, çamaşırhaneler yapılarak bunların yoksul insanlara ucuz bir şekilde veya da ücretsiz bir şekilde sunulması sağlanmalıdır. Kreşlerin, çocuk bakımevlerinin açılmasını, kadın sığmaevlerinin açılmasını, yaşlılara bakım yurdalarının açılmasını, onun dışında ortak yemekhanelerin, yoksullara yemekhanelerin yapılmasını, çamaşırhanelerin yapılmasını istiyoruz. Diğer bir mesele trafik sorunu. Bu konuyla ilgili bilim insanlarının, mühendis odalarının ve şehir plancılarının çağrılarak Eskişehir’deki trafik sorunlarının ortak bir akılla çözülmesi gerekiyor.
Öte yandan Eskişehir deprem bölgesi olarak görülüyor. Dolayısıyla depreme dayanıklı evlerin yapılması gerekiyor. Kentsel dönüşüm dediğimiz şeyi parti olarak destekliyoruz ama bunun bir rant aracı olarak kullanılmaması gerekiyor. Emekçilerin çok cüzi rakamlarla kira öder gibi sahip olacakları evlerin inşa edilmesi lazım.
Seçim sloganlarınızdan birisi “Emek bizim kent bizim!” Kenti nasıl yönetmeyi planlıyorsunuz?
“Eskişehir’i emekçiler yönetsin” sloganıyla yola çıktık. Emek Partisi, her şeyi sandığa indirgeyen anlayışı tersine çevirmek istiyor. Yaşamın her alanında emekçilerin karar verdiği mekanizmanlarıyla bir yerel yönetim anlayışını savunuyoruz. Yani fabrika meclisleri, mahalle meclisleri, gençlik meclisleri, kadın meclisleri, çocuk meclisleriyle rantın değil, halkın çıkarlarının egemen olduğu bir belediyecilik anlayışının egemen olması için çaba sarf ediyoruz.