Kadro acil ihtiyacımız
KARA Etlik Şehir Hastanesinde çalışan işçi ler, kötü çalışma koşullarından şikayet ederken ka muda kadrolaşmanın acil bir ihtiyaç olduğunu söy lüyor. Bir sağlık işçisi, “İnsanlar işe ihtiyacı olduğu için tüm fenalıklara göz yummak zorunda kalıyor, oysa kamuda çalışan herkesin aynı koşullarda çalış tırılması lazım” diyor.
Kuruluşunda AKP iktidarı sözcüleri tarafından sağlık sistemindeki “modern” yapı olarak dillendi rilen Etlik Şehir Hastanesi, modern yüzünü yalnız ca parası olanlara gösteriyor. Alışveriş merkezi gibi tasarlanan bloklarda hizmet bekleyenler de içeriye sıkıştırılmış müşteriler gibi ele alınıyor, hasta ve hasta yakınlarının temel ihtiyaçlara ulaşması için ateş pahası ödemeler yapması gerekiyor. Kamu-ö zel iş birliği diye sunulan rant projelerinin parçası olan Etlik Şehir Hastanesinde Türkerler Holding tiranlığını kurmuş durumda. İktidarın birçok deste ğini arkasına alan Türkerler kendisine bağlı taşe ron şirketler ile de hastanenin birçok hizmetini ihale başlığı biçimine dönüştürmüş. Temizlik, tek nik, güvenlik, yemek hizmetleri gibi birçok alanın taşeronlara bırakıldığı hastanede, yetkililerin anlat tığı “modernlik” işçilerin çalışma koşullarının kıyı sından köşesinden dahi geçmiyor. Varsa bir moder nlik, işçileri modern köleye çevirdikleri sömürü or tamına bakılabilir, bu koşullar kime nasıl fayda sağlıyor diye sorulabilir.
‘VERGİ BAHANE EDİLİYOR MESAİLER VERİLMİYOR’
Vardiya değişimde denk geldiğimiz taşeron iş çisi kadınlar şehir hastanesindeki çalışma koşul larını “Gelen geçen herkes bizi ezmeye çalışıyor, ne doğru dürüst iş tanımımız var ne de insana yaraşır çalışma şartları” diye anlatıyor. Kâr ve rantın büyük bir payını tutan taşeron şirket yetki lileri; ihale değişim sürecinde işçilere haklarını vermemek için türlü sözleşmeler ile işçileri sıkış tırmaya, işten çıkarmalarla tehdit etmeye, sesini çıkaranı, işçiler arasında tecrit etmeye kadar bir çok yöntemi denedi. Taşeron şirket tarafından mesaisinin tam yatırılmadığını anlatan bir temiz lik işçisi “Vergiyi bahane ederek mesailerden ke sintiler oluyor. Asgari ücretin 2 lirasını vermeyen şirket, mesaileri de vergiye takılırsınız bahanesi ile olması gerektiği gibi yatırmıyor” derken bir başka bir temizlik işçisi “Ne bayram var ne de özel gün tatili. Sürekli çalışıyoruz, mesailerin tam yatırılmadığını görmek onca emeğin boşa gittiği ni hissettiriyor” diyor.
EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET, EŞİT HAK
Şirketler kâr ve rantın bölüşümünde yaşadık ları anlaşmazlıklarda filler tepişir çimler ezilir misali faturayı işçilere kesiyorlar. Taşerondaki genç işçiler arasında yaygınlaşan istifalar, sürecin belirsiz yönetilmesinin bir sonucuyken daha uzun süreli çalışmış işçiler ise sahip oldukları hakların üzerine çökülmesinden endişeliler. Şir ketlerin kurduğu baskılar, net açıklamaların ol madığı ihale süreçleri, emek yoğun çalışma ko şulları derken taşeron işçiler arasında kamuda kadro talebi öne çıkıyor. “Birkaç sene öncesinde bizim gibi taşeron işçileri kamuya almışlardı, bize göre daha iyi şartlarda çalışıyorlar. Onlarla aynı işi hatta daha fazlasını yapıyoruz fakat hem ücre timiz farklı hem de hakkımız hukukumuz yok” diyen oda destek biriminde çalışan bir işçi kamu da kadrolaşmanın acil bir ihtiyaç olduğunu ifade ederken bir başka temizlik işçisi, “Şirketlerden bıktık, bizi iyice kendilerine bağımlı ettiler. İn sanlar işe ihtiyacı olduğu için tüm fenalıklara göz yummak zorunda kalıyor, oysa kamuda çalışan herkesi aynı koşullarda çalıştırmalılar” sözleriyle kadronun gündem edilmesi gerektiğini söylüyor. Bir başka kadın temizlik işçisi “Burada insanla rın;eli kırık, dikişleri açık hâlde çalıştıkları zaman oldu. Ben hastane ilk kurulduğundan beri çalışı yorum, tırnaklarımla fayansların arasını kazıdım, çocuklarımın yüzünü görmeden çalıştığım günler oldu. Şimdi iktidar şirketlerle bize kan kusturu yor. Şirkette çalışan işçiler üvey evlat gibi görülü yor, oysa bizim de kamu işçisi olmak hakkımız” cümleleriyle seçimden seçime vadedilen kadro meselesinin göz boyama olduğuna işaret edi