Boşanmak artık imkansız olacak
nayasa Mahkemesi, “Ret ile sonuçlanan davalarda üç yıl fiili ayrılık halinde otomatik olarak boşan ma kararı verilir” şeklin deki Türk Medeni Kanun’un 166/3 maddesini tümden iptal etti. Dokuz ay içerisinde Meclis tarafından yeni bir düzenleme yapılmazsa, artık dava sı reddedilenler ömür boyu boşana mayacak.
Amaç ve gerekçe ilk bakışta doğru görünmekle birlikte, ne yazık ki sonuç tam da kaş yapalım derken göz çıkar maktır. Çünkü boşanma talebinin red dinden sonra üç yıllık bekleme süresi oldukça uzun bir süredir ve üstelik bu süre içinde eşlerin sadakat yükümlülü ğü de devam etmektedir. Çarpıcı bir ör nek vermek gerekirse 40 yaşında bir ka dının, açacağı boşanma davasının orta lama olarak üç yıl sürdüğü öngörüldü ğünde, buna üç yıl bekleme süresi ekle nirse, evlilik devam ettiği için başka bir birliktelik yaşayamayacağından, doğur ganlık çağı bile etkilenecek, belki de bu sebeple çocuk sahibi olamayacaktır. So nucun rahatsız edici olduğu açıktır. Ni tekim Anayasa Mahkemesi de üç yıllık bekleme süresini Anayasa’nın 13. mad desindeki orantılılık ilkesine aykırı bul duğu için iptal etmiştir. Bu gerekçe ma kul ve yerindedir.
Ne var ki iptal kararı verilirken bo şanmanın temel maddesi olan 166/1 göz ardı edilmiş, bundan sonra eşlerin fiili olarak bir araya gelmeyecekleri, yeni bir vakanın yaşanmayacağı bu nedenle de evlilik birliğinin temelinden sarsıldı ğının hiçbir şekilde ispatlanamayacağı öngörülmemiştir. Başka deyişle boşan ma davası, karşı tarafın kusuru ispatlan madığından ya da kendisi tam kusurlu olduğu için reddedilen tarafın açacağı evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı her dava ret ile mukad der olması kaçınılmazdır. Zira temel boşanma sebebi olan Türk Medeni Ka nunu m. 166/1’de doğrudan kusur yaz masa bile devamındaki maddede kusu ra atıf vardır ve TMK 2. maddesi gereği de kusurlu olanınlehine sonuç alması olanaksızdır. O halde boşanma davası açıldıktan sonra eşlerin bir araya gel meye zorlanamayacağı için artık fiili olarak bir kusur da söz konusu olama yacağından bu insanlar ömürlerinin so nuna kadar boşanamayacaklardır. Oysa üç yıllık süre, insanları istemedikleri bir evliliği sürdürmeye zorlamanın abesliği ne karşı bir sigortadır. Bu sigortanın yokluğu, yani üç yıl bekledikten sonra boşanma kararının otomatik olarak ve rileceği şeklindeki düzenlemenin iptali
TÜRKİYE’DE son 20 yılda evlenme oranı düşerken boşanma oranı yükseldi. 2004’te 615 bin 557 olan evlenen çift sayısı 2023’te 565 bin 435’e geriledi. 91 bin 22 olan boşanma sayısı da 171 bin 881’e yükseldi. Boşananların sayısının yüzde 89 arttığı son 20 yılda; 11 milyon 800 bin 266 çift evlendi, 2 milyon 559 bin 910 çift yollarını ayırdı. 2004-2023 yıllarını kapsayan süreçte 1000 nüfus başına düşen evlenme sayısını ifade
ise boşanmayı daha da imkânsız hale getirmiştir.
Peki hiç mi çare yoktur? Hakimin as lında hukukçunun TMK m. 1 gereği gö revi çözüm bulmak olmakla birlikte bi zim gibi pozitif hukuk sistemine tabi ül kelerde, bu gibi durumlarda çözüm yeni bir yasal düzenlemeyle mümkün olabil mektedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi de kararında, yasama organını işaret et miştir. Yasama organının dokuz aylık süre içerisinde düzenleme yapmaması halinde bu sorun akut hale gelecektir. Bu durumda aile hukukunda uzman olan bir avukat aracılığıyla terk nedeni ne dayanarak açılacak bir dava ile karşı tarafın ihtara uymaması halinde boşan ma kararı alınabileceği gibi yine koşul ları varsa akıl hastalığının ispati halinde de boşanma kararı alınabilirse de görül düğü üzere bu çözümler çok kısıtlı hu kuki sebepler içindir.
Sonuç olarak, “Reddedilen davalar için sigorta vazifesi gören üç yıllık fiili ayrılık süresi sonunda, otomatik olarak boşanma kararı verilir” düzenlemesinin Anayasa Mahkemesince iptali, eğer ya sama organı tarafından dokuz aylık sü eden ‘kaba evlenme hızı’ yüzde 37 düştü, ‘kaba boşanma hızı’ yüzde 49 arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2023 yılında gerçekleşen boşanmaların yüzde 33.4’ü evliliğin ilk 5 yılı, yüzde 21.7’si 6-10 yılı içinde gerçekleşti. Geçen yıl 165 bin 51 çift geçimsizlik, 33 çift cana kast ve fena muamele gibi nedenlerden boşandı. Boşanmalar daha çok 30-39 yaşında gerçekleşti. (HABER MERKEZİ)
20 YILDA BOŞANMALAR ARTTI, EVLİLİKLER AZALDI
rede uygun bir yasal düzenleme yapıl mazsa, evlilikleri kağıt üzerinde de kal sa bu insanları istemedikleri bir evliliği ömür boyu sürdürmeye zorladığından, niyet edilenin tam aksine sonuç doğura cak ve toplumsal barışı olumsuz etkile yecektir.
Öte yandan hangi süre makuldür so rusu da oldukça çetindir. Bu süre bir ay mı, bir yıl mı, iki yıl mı olmalıdır? Han gi seçenek kabul edilirse edilsin sonuç yine sübjektif ve izafi olacak, her an de ğişebilecek toplumsal ihtiyaç veya olgu lara göre geç veya erken sayılabilecek tir. Bunun tartışılması başka ve çok da ha derinlikli bir yazının konusu olmakla birlikte, çözüm yukarıda yazıldığı üzere yasama organındadır. Ancak böyle bir düzenleme, bireysel ve toplumsal ya şamda çok temel sonuçlar doğuracağın dan ilerdeki olası değişme ve gelişmeler dahi göz önünde bulundurularak, me deni hukukçular yanında, siyasetçiler ve ekonomistlerle birlikte çok geniş kat manlı olarak tartışılmalı, aceleye getiril memeli, Türk Medeni Kanun’un eşlere, özellikle de kadınlara sağladığı kurum sal güvenceler gözden kaçırılmamalıdır.