KAMU İŞÇİLERİ SENDİKACILARI KARŞILARINA ALMIŞTI
TÜRKİYE’DE seneler içerisinde kamu işçisi sayısı eridi. Bugün kamuda 700 bin civarında işçi var. Özellikle AKP iktidarı döneminde kamuda taşeronlaştırma yaygınlaştı. Böylelikle kamuda çalışan daimi işçilerin üretimdeki gücü zayıflatıldı. Ancak bugün hâlâ daimi kamu işçilerinin çoğunlukta olduğu kamu işletmeleri var. Birkaç ay önce ek zam, seyyanen zam talepleriyle Eskişehir ve Sakarya’da bulunan TÜRASAŞ işletmelerinde çalışan Demiryol-İş üyesi işçiler, iş bırakma eylemleri yaptı. Yine Harb-İş üyesi işçiler iş yavaşlatmadan Ankara’ya gitmeye kadar bir dizi eylem yaptı. Eylemler Türkiye’de birçok kamu işletmesine yayıldı. İşçiler üyesi oldukları Türk-İş’e bağlı sendikaların yöneticilerini yaptıkları eylemlerle karşılarına aldı.
KAMU İŞÇİLERİNİN ÜCRETLERİNDEKİ ERİME GÖRÜNENDEN DE FAZLA
Bugün kamuda çalışan 10 yıllık bir işçinin her şey dahil aldığı ücret 27-28 bin lira civarında. 15 yıllık işçi ortalama 30 bin lira, 35 yıllık işçi 36-37 bin lira ücret alıyor. 13 yıllık bir kamu işçisi işe girdiği ilk yıllarda asgari ücretin tam iki katı ücret aldıklarını, bugün aldıkları ücretin ise asgari ücretin 1.5 katı olduğunu söylüyor. Alım güçlerindeki düşüşün, oranların söylediğinden de da fazla olduğunu vurgulayan kamu işçisi şöyle devam ediyor: “Kamu işçisinin birikim yapma, bir dikili ağaç bırakma şansı kalmadı. Önceden ne aldı, ne yaptıysa o. Bugün aldığımız ücret ancak evimizin, ailemizin ihtiyaçlarına, yani yaşamı devam ettirebilmeye yetiyor. Bunu dahi borçla yapıyoruz. Kredi kartlarının hepsi patlak, kamu işçileri borçlu… Eskiden kamuda çalışıyor olmanın bir forsu vardı. İşçi kız istemeye gittiğinde önce bir ‘ooo’ çekiyorlardı, kamu işçisi kız istemeye gelmiş diyorlardı. Şimdi neyin var senin diye soruyorlar. Genç işçiler var, ellerinde hiçbir şeyleri yok, ne birikim ne bir şey. Gelecek kuramıyorlar yani. Eskiden iki sene çalışan kamu işçisi evlenebilecek kadar para biriktirebiliyordu. Şimdi bunlar hayal genç işçiler için.”
‘EK ZAM EYLEMLERİNDEKİ TALEPLERLE 1 MAYIS’A’
TÜRK-İŞ’IN 1 Mayıs için Bursa’ya çağrı yaptığını hatırlatan işçi, “1 Mayıs’a vergide adalet ve ücretlerin iyileştirilmesi sloganıyla gideceklerini söylüyorlar. Söylemekte bir şey yok, asıl olan bunu işçilerle beraber söyleyebilmek. Kamu işçilerinin aylar öncesinde gündemi tam olarak buydu. Ergün Atalay’ın karşısına da bu taleplerle çıktık ancak sendikacılar önümüze bariyer çekti. Şimdi bu taleplerle 1 Mayıs’a gittiklerini söylüyorlar. Dün eylem yapan kamu işçilerinin 1 Mayıs’a ücret talepleriyle gitmeleri gerekiyor. Birkaç ay önce istediklerimizi daha gür sesle dillendirme zamanıdır 1 Mayıs” diyor.
Ayrıca 1 Mayıs’ın kamu işçileri arasında gerektiği gibi tartışılmadığından yakınan işçi, “Bugün işçiler 1 Mayıs gününü iş olsa da fazla mesai yapsak diye görüyor. Bundan 3-5 sene önce tatil günü olarak görüyordu, daha da geriye gittiğimiz çok açık. Elbette işçinin hatalı bir bakışı var ancak tek suçlu o değil. Ben 15 yılda bir tane sendikacının fabrikalara girip 1 Mayıs’a dair eğitimler yaptığını, etkinlikler düzenlediğini görmedim. Biz öncü işçiler bunu anlatmaktan yılmamalıyız. Kimi sendikacılar bu şekilde ‘1 Mayıs belasından’ kurtulmayı deniyorlar ama biz işçilere 1 Mayıs’ı ve önemini anlatmaktan vazgeçmemeliyiz” diyor.