‘DİYALEKTİK GÖRÜŞÜNÜZÜ ÖNDE TUTUN’
düşe bir gerçeği ekledim” diyen Ahmet Özer için şiir bir düş müdür yoksa ger çek mi?
Şiir, gerçeğin içindeki düş, düşün içindeki gerçektir di yebilirim. Siz yaşa mın en gerçek gö rüntüsünü izlemiş olsanız da onu sa nata dönüştürürken estetik düzlemde bir düş gücüne sahip olmanız gerekir.
Şiir, yazın türle rinden biri olmasına karşın dize özgünlüğü, imge zenginliği, sözcük seçimi, çağrışımlar, göndermeler… Okuyana so yuttan somuta ivme kazandırır. Nâzım Hikmet Saat 21-22 Şiirleri’ni yazarken şiirin soyutluğun dan Piraye’nin somut gerçeğine yolculuk yapa bilmiştir. Tıpkı Şeyh Bedreddin Destanı’nında, Kuvayi Milliye Destanı’nda olduğu gibi. Ressam renklerden, heykeltıraş taştan, tunçtan, mer merden… Müzisyen sesten, şair de sözcükler den yaklaşır özneye. Sonuç gerçekten, düşe yol culuktur.
“Alın Gözlerimi” adlı şiirinizde “Oysa alın gözlerimi / onlarla bakın” diyerek şairin du yarlılığına dikkat çekiyorsunuz. Ancak okur bana göre şairin şiirindeki gizlerin peşinde de ğildir. Onun aklı şiirin kendisindeki karşılığın dadır. Şiir anlam saklama/arama oyunudur çoğu zaman okur için…
“Alın gözlerimi” üzerine yaptığın yoruma şunu ekleyebilirim: Benim gözlerim değildir önde olan, benim düşüncelerimdir. Göz yanıltabilir. Bir ger çeğe bakarken aklı kullanmak önemlidir. Daha doğrusu felsefi bakışınızı, diyalektik görüşünüzü önde tutun anlamına gelir bu. Diyalektik bakış tan yoksun kişiler, yanlışa daha kolay varırlar.
Bir sanat yapıtına zaman içinde yeniden bakmanın bir kitabı yeniden okumanın anlamı, onunla belli süreçte yakalanamayanı da yakala maktır. Yapıt yerindedir ancak kişinin algılarının değişimi ona yeni bakış açıları da getirecektir.