GALAKSIDE YAŞAM ARAYIŞI
Dünya'dakinden çok farklı yaşam formları düşünmek mümkün olsa da, astrobiyologlar (dünya dışı yaşamı araştıran bilim insanları) genellikle Dünya benzeri biyolojiye odaklanırlar çünkü tam olarak hangi işaretleri arayacaklarını bilirler. Gezegenimizi Güneş Sistemi'nde yaşam olmayan diğer yerlerle karşılaştırdığımızda, sıvı suyun, atmosferin, bol miktarda karbon bazlı kimyasalın ve gezegeni zararlı radyasyondan koruyacak güçlü bir manyetik alanın varlığının temel gereklilikler olduğunu biliyoruz.
NASA'nın Kepler Uzay Teleskobu ve Geçiş Yapan Ötegezegen Tarama Uydusu (TESS) gibi girişimler sayesinde artık kendi Güneş Sistemimizin ötesinde binlerce ötegezegen olduğunu biliyoruz. Ancak bu gezegenlerin hepsi Dünya benzeri yaşam için uygun habitatlar değil. Bu niteliklere sahip olabilmek için bir gezegenin Jüpiter gibi bir gaz devinin aksine bizimki gibi kayaç bir bileşime sahip olması gerekiyor. Ayrıca ana yıldızının etrafında Goldilocks bölgesi (yaşanabilir bölge) olarak adlandırılan, suyun sıvı halde bulunabileceği mesafe içinde yer alması gerekiyor. Eğer bir gezegen, yıldızına çok yakınsa çok sıcak olacağından yüzeyindeki su kaynayacaktır, çok uzakta olan bir gezegen ise çok soğuk olacağından su sadece donmuş halde buz olarak var olacaktır. Bugüne kadar, yıldızlarının yaşanabilir bölgesi içinde yörüngede dolanan ve bizim gezegenimize benzer boyut ve bileşimlere sahip en az iki düzine potansiyel yaşanabilir gezegen keşfedildi. Bu gezegenlerin çoğu farklı yıldız sistemlerine ait, ancak TRAPPIST-1 adı verilen yakın bir yıldızın etrafında en az dört potansiyel yaşanabilir gezegen bulunuyor.
Ne yazık ki, sadece bir yıldızdan doğru uzaklıkta bulunan kayaç bir dünya olmak, bir gezegende mutlaka yaşam olduğu anlamına gelmez. Örneğin atmosfersiz ve sıvı sudan yoksun olan Ay'ı düşünün. Aynı durum, ilk bakışta yaşanabilir gibi görünen bazı ötegezegenler için de geçerli olabilir. Kepler ve TESS gibi gezegen avcısı teleskoplar bize bir ötegezegenin atmosferi olup olmadığını söyleyemezken, bunu yapabilecek başka araçlar var. Bu bağlamda en önemli araçlardan biri NASA'nın James Webb Uzay
Teleskobu'dur. Bu teleskop örneğin TRAPPIST-1'in en yakın iki gezegeninin atmosferden yoksun olduğunu ortaya koydu. Ancak bunlar ana yıldıza zaten yaşanabilir olamayacak kadar yakındı ve bilim insanları hâlâ TRAPPIST-1'in Goldilocks bölgesinde yer alan daha ilginç gezegenler için Webb'in sonuçlarını bekliyorlar.
Bir yıldızın yaşanabilir bölgesinde bulunan kayaç, Dünya benzeri bir gezegenin etrafında bir atmosfer tespit edildiğinde, bu gezegen dünya dışı yaşam arayışında birincil hedef haline gelir. Bu noktada devreye giren anahtar kavramlardan biri de "biyo-imza"dır: canlı süreçler tarafından üretilen bir kimyasalın varlığı. Anahtar biyo-imzalar arasında oksijen, ozon ve dimetil sülfür gibi maddeler bulunuyor ve Webb'in ana görevlerinden biri de diğer dünyalarda bu tür kimyasalları aramak olacak.