Üç kitapla 2022’ye merhaba
İlk seçtiğim kitap Redhouse Kidz’den Judith Malika Liberman’ın Zeynep Özatalay tarafından nefis resimlenmiş masal kitabı YolAçık. Başlık hem yola çıkmayı hem de yolun açık olduğunu düşündürtüyor. Kitabın ön kapağında yazan “Şarkılı bir Masal” ibaresi arka kapaktaki barkodu okuttuğunuzda gerçek oluyor. Masalı yazarının sesinden de müzikli olarak dinleyebiliyorsunuz. Yazar, bu masalı “Orman, dağ, deniz… Kendini yolda arayan herkese” ithaf etmiş.
YolAçık, bir çakıltaşının masalı, öyle bir çakıltaşı ki, bu dünyayı, renkleri, değişik yerleri çok merak eden bir çakıltaşı. Bulunduğu nehre gelen göçmen kuşların şarkılarından öğreniyor yeşilleri, morları, pembe, sarı ve mavileri. Mavinin dünyanın kendi rengi olduğunu öğrendiğinden beri de tek hayali var, mavi dünyayı gezmek. Bu hayalini yüksek sesle söyleyince de olan oluyor. Gri kayalar, hep bir ağızdan gülüp bu dileğin imkânsızlığını anlatıyorlar. Başka biri, dünyanın tehlikelerinden bahis açıp, “Gölgemizde kal, burada güvendesin!” diyor. Bir başkası “Buradan iyi bir yer olsa, ben bir saniye durur muydum?” diye böbürleniyor. Fakat bizim çakıltaşı mavi dünyayı hayal etmekten hiç vazgeçmiyor.
Derken bir deve kervanı nehre su içmeye uğruyor ve develerden biri çakıltaşının üstüne basınca, bir cesaret o da devenin iki toynağı arasına yerleşiyor. Dilinde bir şarkı:
Yol açıktı, yola çıktım./Yollarda yuvarlandım/Nereye kadar?/Ucuna kadar!
Kalbimi takip ederim/Tüm renkleri keşfederim/Kalbimi takip ederim/Mavi dünyada gezerim.
Çakıltaşı dilinde şarkısı değişik maceralar yaşadıktan sonra yolu üç kardeşle kesişir. Kardeşlerden biri yerde duran taşı fark eder. Diğeri koleksiyonuna katmak ister. En küçükleri ise tam ona göre bir yer bildiğini söyler ve çakıltaşını bahçelerindeki çeşmenin en üstüne yerleştirir. O sırada birden güneş çıkar. Şeffaf çakıltaşına giren ışık, onun kalbine dokunur ve taşın içinden tekrar, etrafına yansıyan bir gökkuşağı çıkar. Çakıltaşı şaşkınlıkla bakakalır. Yol boyunca her yerde aradığı renkler şimdi içinden akmaktadır. Çakıltaşı çevresine bakar, çevresinde rengârenk bir cennet vardır. Bu mavi dünyada herkese yer var diye düşünür, çakıltaşı kendi yerini bulmuştur. Bu nefis masaldaki gibi, tüm renklerinizi keşfedip, kucakladığınız, hayalleriniz uğruna yola çıktığınız, olumsuz seslere de kulaklarınızı tıkayıp kendinize ve gücünüze güvendiğiniz bir yıl olması ilk dileğim.
hayaller bir baloncuğa sığar mı?
İkinci dileğim için seçtiğim kitap “Hayaller Bir Baloncuğa Sığar mı?”. Yazan Deniz Alter, resimleyen Sezen Aksu Taşyürek ve yayıncı Sincap Kitap. Yazar Deniz Alter, P4C (Philosophy for Children/Çocuklar için Felsefe) eğitim uzmanı. P4C eğitimini Kasım sonunda tamamlamış bir eğitim uzmanı olarak kitap çok ilgimi çekti ve yararlı buldum. Deniz Alter, felsefe mezunu ve yüksek lisansını Maltepe Üniversitesi Felsefi Danışmanlık yüksek lisans programında sürdürüyor. Doğal olarak bu birikim ürettiği esere de çok olumlu yansımış, Sezen Aksu Taşyürek de sade, sıcak renk seçimleri ve sevimli karakterleri ile kitabın canlanmasına çok katkıda bulunmuş. Çocuklar için felsefe eğitiminin özünde çocukları düşünmeye ve eleştirel sorgulamaya yönlendirmek yatıyor. Bu amaçla okunan kitabı (ki Buna P4C eğitmenleri uyaran diyorlar) kullanarak değişik felsefi soruları tartışmak yatıyor. Alter, bu soruların neler olabileceğini ilgili sayfanın altında belirtmiş. Bu uygulayıcıya da kolaylık sağlıyor, eğer çocuk kitabı tek başına okuyorsa ona da düşünmek için bir pencere açıyor.
Kitabın ana karakteri Ela’nın en sevdiği şey hayal kurmak. Ela, o gün yine çimlere uzanıp hayal dünyasına daldığında aklında sorular vardı: “Acaba diğer çocuklar da hayal kuruyor mu? Peki ya büyükler? Onların da hayal dünyaları var mı?” Bu karşılıklı iki sayfanın altında ise düşünme soruları daha küçük puntolarla yazılmış.
İnsanlar neden hayal kurarlar? Hayal kurmak nedir? Hayal kurmak ne işe yarar?
Öykü, Ela’nın hayal balonlarını özgür bırakması ile sürüyor. Bir balonda Eyfel Kulesi, diğerinde yavru kedi, üçüncüsünde uzay roketi var. Tartışma soruları yine sayfanın altında: Nasıl hayal kurmaya başlanır? Hayaller nereden gelir, nereye gider? Daha sonraki bölümde hayal ettiğin şeyler gerçek midir? Ve hayal ile gerçeği nasıl ayırt edebiliriz soruları yer alıyor. Öykünün devamında uzak ülkeler hayal balonu Arda’nın penceresinden içeri girer. Arda, önce “Ne güzel bir hayal baloncuğu! Buraya gitmek çok isterdim” diye düşünür sonra kendi hayalini anımsar. Bu bölümün beraber düşünme soruları:
Hayal kurmayı sağlayan nedir? İnsan hayal gücünü kaybedebilir mi?
Öykü devam ettikçe sorular da çeşitleniyor: Hayal gücü insanı yanıltabilir mi? Hayal kırıklığı nedir? Hayal kurduğunu nasıl anlarsın? Eğer hayal gücü olmasaydı ne olurdu? Bir hayali nasıl gerçekleştirebiliriz? Hayal gücünü ne engelleyebilir? Hayvanlar hayal kurar mı?
Kitabın sonunda koca bir baloncuk var. O baloncuğun içine de okur kendi hayalini çizebilecek. Son sayfa çocuklarla felsefi diyalog uygulayacak yetişkinlere ipuçları verilmiş. Çok yararlı bir kitap olmuş. Belki ikinci baskıda barkod okutarak ulaşılabilecek, bu kitapla gerçekleştirilmiş bir felsefi diyalog uygulaması örneği izlenebilir. O zaman da bu eğitimden geçmeden bu kitaptan esinlenenler çok güvenle uygulamaya başlayabilirler. Çocuk edebiyatı alanında bir kazanç olduğunu düşündüğüm Hayaller Bir Baloncuğa Sığar mı? eserinden hareketle yeni yıla ilişkin ikinci dileğimi sunuyorum:
Hayalleriniz bir bir gerçek olsun. Özgür diyalog ortamını önce kendi evinizde sonra tüm yurtta yaşayabilin, yaşatabilin.
geri dönüşüm ülkesi
Seçtiğim üçüncü kitap Geri Dönüşüm Ülkesi, Uluslararası Çocuk Kütüphanesi (IJB)) tarafından öne çıkmaya değer bulunan kitaplar kataloğu White Ravens 2021’de Türkiye’yi temsil eden iki kitaptan biri. Yazarı, Meryem Ermeydan, çizeri Merve Atılgan ve yayınevi Uçan Fil. Bu resimli kitap, bir masal olarak tasarlanmış. Masal, Alışveriş Ülkesi’nde başlayıp, Geridönüşüm Ülkesi’nde son buluyor. Masalın kahramanı Aykız, atık yağı temsil ediyor. Isındıkça bozulan Aykız, atıldığı çöplükten doğaya geri dönmek istemişse de nehir onu kabul etmemiş. “İçimde bir sürü canlı yaşar, seni kabul edersem onlar oksijensiz kalır”, demiş. Toprağa sormuş, o da aynı gerekçe ile reddetmiş. Ormana gelmiş. Küçük bir kulübe görmüş. Orada aksakallı bir bilge varmış. “Üzülme,” demiş bilge, sen kapkara gözüksen de için pırıl pırıl, gel seni Geri Dönüşüm Ülkesi’ne götüreyim eskisinden de pırıl pırıl olursun. Geri dönüşüm kapısından giren Aykız, gerçekten de pırıl pırıl çıkmış o kapıdan. Masal, “Gökten dört elma düşmüş: Biri bu masalı yazana, biri masalı resimleyene, biri geri dönüşümü destekleyenlere, biri de bu masalı dinleyenlere” tekerlemesi ile sonlanıyor.
Bu kitabı öncelikle ülkemizi başarı ile temsil ettiği için dikkatinize sunmak istedim. Atılgan’ın resimlerinin bu başarıya olan katkısı kutlanası. Ermeydan’ın örtük olarak sezdirdiği tüketme çılgınlığını yeniden sorgulayıp geri kazanma, yeniden değerlendirme yolunu seçmek iletisi de yeryuvamızın karşılaştığı yaşamsal tehlikeden çıkış için uygulamamız gereken bir yol. Bu kitap aracılığı ile üçüncü dileğime geldi sıra:
Dilerim tertemiz, yeşil, sağlıklı bir çevrede yaşarsınız. Dilerim ülkemiz ve çocuklarımız ruhunu, parklarını, zihinlerini, gıdalarını, çevrelerini kirletenlerden ve kirletilmesine göz yumanlardan arınır. Barışla, sevgiyle, hukuk devleti olmanın güvencesi ile birbirimizi ayrıştırmadan, yeryuvamızı koruyarak, birbirimizi kucaklayarak yaşayıp gideriz. Masallardan bile güzel, hayal ettiklerimizin de ötesinde uygar bir ülkemiz olur.
Sağlıkla, sevgiyle, huzurla, kitapla dolsun yeni yılınız.