Multi-enstrümantalist bir sanatçı olarak özellikle son zamanlarda lavta ve cümbüş enstrümanlarına ağırlık verdiğinizi görmekteyiz. Bunun özel bir nedeni var mı acaba?
Kendi kültürümüzün bu çok zengin iki enstrümanının meyhane ve fasıl kültüründen dışarı çıkamadığını fark ettim. Özellikle Lavta, yıllarca gelişimini tamamlayamamış ve Ud’un gölgesinde kalmış bu nedenle de popüler bir enstrüman olamamıştır. Ben de bu konu üzerine bir çalışma yaparak kendi akort sistemimi geliştirdim. Sonrasında Lavta ile Flamenko, Klasik Müzik, Caz ve Etnik müzik yorumlayarak bu enstrümanın tüm zenginliğini dinleyici ile buluşturdum. Lavta ve cümbüş enstrümanlarının, dünya platformlarında hak ettiği yeri almaları için bu iki enstrümanın solist olduğu Senfonik bir eser yazdım. “Harem’de Bir Gece” adlı Senfonik çalışmam bu enstrümanların saklı kalmış zenginliğini ortaya çıkartan önemli bir eserdir.