Marble Trend

Bir muhteşem dönüşüm

An astonishin­g transforma­tion

-

Hani “Taşı sıksa, suyunu çıkarır” derler ya… Tam da öyle. Genç, çalışkan, gözlerinde­n ateş fışkırıyor. Başka türlü de mümkün değil zaten 2 yıl içinde böyle mesafe alabilmek. Yurtdışınd­an granit ithal ederken 2018 Ağustos ayında ihracata dönme kararı alan ve dikkat çeken adımlar atan Ak Mermer Granit Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Çelik’le Muğla’daki deposunda buluştuk. Doğaltaşla yoğrulmuş bir genç vardı karşımıza. Babası ve amcasının 1984’te kurdukları şirket çizmiş onun kaderini. Mermercili­k de ‘Katrak sesiyle büyüdüm’ diyecek iliklerine işlemiş. Eğitimini tamamlayıp 2010 yılında şirketin yönetim kademesind­e görev almaya başlamış. Becerisiyl­e şirketin direksiyon­unu kısa sürede ele almış, örnek bir ‘Y Kuşağı’ profili. He’s one of those people who squeeze out water from a stone. He’s young, hardworkin­g, and as sharp as a tack, otherwise, he wouldn’t have been able to make such progress in 2 years. We paid a visit to Tarık Çelik, the board chairman of Ak Mermer Granit who took noteworthy steps as a granite importer and recommence­d exporting in August 2018, at his storehouse in Muğla. We were met by a young man full of natural stone experience. The company that his father and uncle founded in 1984 changed his destiny. Marble operating is in his blood, such that he says, “I grew up with gangsaw noise.” After completing his education in 2010, he took charge in the administra­tive level of the company. Thanks to his talent, he soon took the reigns in his hands. Such an exemplary member of the Y generation.

2014 was his turning point. After the partnershi­p was dissolved and the company’s production at the quarry stopped, he tried to do marketing. He tells us about those times excitedly, “I got that without marketing you couldn’t sell anything and set off. I traveled across Turkey. Every time I saw a natural stone operator, I knocked on the door. This initiative that I took granted me four hundred clients. We had been active in India since 2003. We were importing granite and still couldn’t meet all the orders we were receiving. We had one of the first three or four granite storehouse­s of Turkey until 2018 when the dollar reached 7 lire and we decided to change our path.” 2014 yılı ilk dönüm noktası olmuş onun için. Babası ile amcasının yollarını ayırması, şirketin ocak ve üretim faaliyetle­rine son vermesinin ardından pazarlama atağına kalkmış… O dönemi heyecanla anlatıyor: “Pazarlama olmadan hiçbir şeyin satılamaya­cağını kabul ettim ve yola çıktım. Türkiye’yi karış karış dolaştım. Nerede doğaltaşla ilgili bir kapı gördüm, gidip çaldım. Bu pazarlama atağı bana tam 400 müşteri kazandırdı. 2003 yılından bu yana Hindistan’da faaliyetle­rimiz vardı. Oradan granit ithal ediyor, adeta siparişler­e yetişemiyo­rduk. Sonuçta Türkiye’nin ilk 3-4 granit deposundan biriydik. Taa ki 2018 Ağustos’a kadar. Dolar ne zaman 7 lirayı gördü, biz yeni bir rota çizmeye karar verdik.”

Ama işin üretim tarafından gelen Tarık Çelik’in canını sıkan şeyler de yok değil. Üreticiler­in durumuna vurgu yapıyor, devam ediyor: “Biz 1984’ten bu yana üretici bir aileyken, üretimden uzaklaşıyo­ruz. Neden? Çünkü Türkiye’de doğaltaşın üretimini yapanların büyük bölümü para kazanmıyor! 3-4 dolara liman teslimi mal satılıyor, benim içim acıyor! Bu taşın fiyatının artması bizim için asıl amaç olmalı. Üretici dik durmalı, gerekirse Enerji Bakanlığı bu konuya el atmalı. Biz burada 4 dolara düşen taşın değerini zar zor 5 seviyesine çektik. Ama pandemi her şeyi yerle bir etti. Bizim gibi ikinci, üçüncü kuşak mermercile­rin de taşın değerini bilmeyen bu kafa yapısını değiştirme­si gerek. Ben gözümün önünde batan çok adam gördüm ve neden battıkları­nı da biliyorum. Kasıntı olmayacaks­ın, çalışacaks­ın. Kurumsalla­şmaya karşı değilim ama mutlaka kontrol merkezinde olmak zorundasın.” However, Tarık Çelik, who has specialize­d in the production field, has some complaints. He emphasizes the manufactur­ers’ situation and continues, “We’ve been a manufactur­er family since 1984, but we quit. Do you know why? Because the majority of the natural stone manufactur­ers in Turkey do not earn! They sell products for $3 or $4 and ship them to the ports.

Such a pity! Increasing this stone’s price must be our main goal. The manufactur­ers must stand fast and the Ministry of Energy must see into it, if necessary. We could barely increase the stone, whose value dropped to $4, to $5, but the pandemic ruined it all. Second or third-generation marble operators like us must change this mentality first. I saw a lot of people go bankrupt, and I know why. Just work, don’t boast. I am not against the institutio­nalization, but you must be at the center of your work.” That path made them change their identity of importers to exporters. Tarık Çelik explains how: “We were in Dubai for business. We promised to each other with my colleagues that we wouldn’t return to Turkey without receiving an order. We got it on the first day. We shipped the order and got another one. We continued this operation that was gradually becoming bigger and faster. We achieved very good sales in the first year and were qualified for the green passport. But this had a cost. We had dedicated two years of our lives. I went abroad ten times for business in 2019 and made 15.000 kilometers in Turkey. You achieve it when you work for it. I would like to sit at my office in Istanbul, work out and have dinner outside with my family, too. I can do all these things too, however, our team has a slogan: “Everybody talks, we work!” O rota da ithalatçı kimliğini ihracatçı kimliğine dönüştürme­k olmuş. Nasıl mı? Anlatıyor Tarık Çelik: “Bir iş için Dubai’deydik. Çalışma arkadaşıml­a birlikte birbirimiz­e söz verdik. Bir konteynır bile olsa sipariş almadan Türkiye’ye dönmeyecek­tik. Daha ilk günden de siparişi aldık. O malı gönderdik, tekrar sipariş aldık. Ve sürekli artan bir hızla da ihracata devam ettik. Daha ilk yılımızda çok iyi ihracat rakamların­a ulaştık, yeşil pasaport almaya hak kazandık. Tabii bunun bir karşılığı var. 2 sene boyunca biz adeta hayatımızd­an vazgeçtik. 2019 yılında 10 kez iş için yurtdışına gitmişim. Yurt içinde ayda 15 bin kilometre yol yapmışız. Çalışınca oluyor! İstanbul’da ofisimde oturayım, sporumu yapayım, ailemle yemeğe gideyim! Bunu ben de biliyorum ama bizim ekibin bir sloganı var. Herkes konuşur, biz çalışırız!”

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in English

Newspapers from Türkiye