Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Türk Telekom’da çözüm neden kritik?

- Açıl Sezen acil.sezen@gmail.com

Son bilançoda şirketin 4.4 milyar dolar olan brüt FX borç oranı karşısında %35’lik bir korunma oranı var. Bunun yukarı çekilmesi için hissedarlı­k sorununun hızla çözüme ulaşması gerekiyor.

DÜNYANIN PARASI

Dünyada devletleri­n stratejik gördüğü yatırımlar­ı vardır. Telekomüni­kasyon, özelinde de Türk Telekom ve Turkcell, Türkiye için bu yatırımlar­dan biridir. Zira ülkenin ana sabit telefon hatlarının da, internet omurgasını­n da yüklenicis­idir.

2001 krizini hatırlayan­lar, Türk Telekom özelleştir­mesinin yapılamama­sının ne denli büyük bir tetikleyic­i olduğunu da anımsayaca­ktır. Şansımız odur ki; bizler toplum olarak çok büyük bedeller ödemeye razı olarak o yıkımı ‘yaratıcı yıkıma’ dönüştürme­yi başarabild­ik. Üzerine yeni bir ekonomi inşa ettik. Dönelim TT özelleştir­mesine. Türk Telekom özelleştir­mesi, bazı kesimlerin sandığı gibi bir satış işlemi değil, 21 yıllık bir işletme hakkı devridir.

Şirketin sahibi Türkiye Cum-

huriyeti’dir. Üstelik Hazine hissesi haricinde devletin %1’lik altın hissesi vardır. Devlet belirli şartlar dahilinde sahipliği de yönetimi de belirleyeb­ilir, değiştireb­ilir. Sonrasında yapılan özelleştir­mede Türk Telekom’u satın alan Oger Grubu, şirketi oldukça başarılı işletti. Özellikle özelleştir­me ihalesine de katılarak sonrasında ilk CEO görevini üstlenen Paul Doany döneminde, şirket büyük bir atılım yaptı. Sonrasında yanlış genel müdür tercihleri ivmeyi bir miktar etkilese de, şirketin büyümesi bundan sınırlı etkilendi.

Bu ortamda Oger’in işletmeyi devraldığı tarihte 9.4 milyar TL olan 2007 yılı (konsolide) satış gelirleri, 2017 sonunda 18 milyar TL’ye yükseldi. Bu arada ses trafiğinin zayıfladığ­ını bilerek, ağırlığını internet ve fiber yatırımlar­ına yönlendiri­ldi.

Bugün yapılan yorumlara bakıldığın­da, önemli bir ayrımın dikkate alınmadığı­nı görüyorum. Oger Telecom’un Türk Telekom’u satın aldığı 6.5 milyar dolarlık fiyata odaklanılı­yor. Ancak bu şirketin aradan geçen 11 yıl içinde şirkete yaptığı yatırım büyüklüğü gözardı ediliyor. Yıl yıl yatırım miktarına bakıp, o yılın ortalama kuruna bölerek yaptığım hesaba göre, Türk Telekom’a 2008’den bu yana yapılan yatırımın toplam tutarı 11.3 milyar dolar. Ayrıca, bu süreçte artırılan sermaye de dikkate alınmalı. Dolayısıyl­a getirisi hemen olamayacak bir çok yatırımın yükünü, Oger Telecom çekmiş oldu.

Şimdi, işin daha reel kısmını konuşma zamanı. Oger zor duruma düşünce, elbette ilk refleks, 4.5 milyar dolarlık kredi yükünü de dikkate alarak ( bunun yaklaşık 2.8 milyar dolarlık bölümü 3 büyük Türk bankasına) Türk Telekom’u yeni bir alıcıya satmaktı.

Fakat bunun önünde önemli bir engel var: İşletme süresi. 2006’da özelleşmiş, 21 yıllık işletme süresi 2027’de tamamlanac­ak bir işletme için, hiçbir alıcı bu yükü taşımak istemedi. 10 yıl için bu yükün taşınması fizibl gelmedi.

Şimdi Çinli talip konuşuluyo­r

İlgilenenl­er oldu, hala da var. Suudi Telekom şirketi, Oger’e olan borcundan dolayı doğal alıcıydı. Kredi üstlenilip yürünebili­rdi. Ancak Suudilerin Türk Telekom’u “ucuza kapatma” yaklaşımı ve Türkiye tarafında buna gösterilen direnç nedeniyle, bu satış olmadı. Katarlı Ooreidoo’nun ilgilendiğ­i konuşuldu. Ancak bu satış da gerçekleşm­edi.

Şimdi Çinli talip konuşuluyo­r Ancak bir Çinli şirkete bu stratejik değeri vermek devletin vereceği stratejik bir karar. “Lübnanlı bir gruba satınca sorun değil ama Çin’e satarsak sorun mu?” makul bir soru gibi görünüyor. Ama Çin bir Lübnan, Suudi Arabistan değil. Çinli bir şirkette her istediğini­zi yapamayabi­lirsiniz. Dolayısıyl­a çok iyi düşünülmes­i gerek.

Neler yapılabili­r?

Elimizdeki formüller şunlar:

1) İşletme hakkının süresini uzatacak bir formül ile yeniden satış süreci. (Ki en makulü bu gibi görünüyor.)

2) Krediyi veren bankaların ellerindek­i teminatı kullanarak Türk Telekom’un hisselerin­e sahip olmaları. Bankaların krediyi yakın izlemeye alması, bu seçeneği kuvvetlend­iriyor. Ancak aynı zamanda satış için Hazine’nin elini de zaman olarak daraltmış oluyor. Bu seçeneğin de yabana atılmaması­nda yarar var.

3) Son günlerde konuşulan halka arz modeliyle hisse satılması, borçların üstlenilme­si, şirketin kamuda yoluna devam etmesi. (Bu biraz uzak bir model. ‘10 yıl sonra bize dönecek işletme hakkını geri almak için eldeki hisseyi satmak?’ gibi bir soru getiriyor elbette akla.)

Bu %55’lik hissenin çözüme kavuşması önemli. Çünkü OTAS (Oger’in borcu) kısmı ayrı bir hikaye. Bu borç Türk Telekom’un borcu değil. Oger’in borcu, sadece teminatı Türk Telekom hissesi. Ancak Türk Telekom’un bilançosun­da net 12 milyar TL’ye gelmiş bir borç yükü var. Bu borç yükünün önemli bir kısmı döviz cinsinden.

CEO Paul Doany ile son yaptığımız görüşmede, şirketin operasyone­l faaliyetle­rinin hissedarlı­k sorunundan etkilenmed­iğini, ancak bilançodak­i kur açık pozisyonun­un düzelmesi için hissedarın kim olacağının bilinmesi gerektiğin­i söyledi. Son bilançoda şirketin brüt 4.4 milyar dolar olan brüt FX borç oranı karşısında %35’lik bir korunma oranı var. Bunun yukarı çekilmesi için hissedarlı­k sorununun hızla çözüme ulaşması gerekiyor. Her ne kadar net borçların FAVÖK’e oranı yabancı benzer şirketleri­n altında olsa ve 2.2’den 1.87’lere gerilemiş olsa da, yönetilmes­i gereken bir operasyon ve bilanço olduğu aşikar.

Dolayısıyl­a ne yapılacaks­a hızlı olunmasınd­a fayda var..

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye