Nasil Bir Ekonomi (NBE)

“Net hata ve noksan” ocakta intikamını alabilir!

- Tuğrul Belli t.belli@turkishban­k.com

Dün açıklanan Ödemeler Dengesi rakamların­a göre aralık ayı cari açığımız 7.7 milyar dolar (tüm zamanların en yüksek 4. açığı) ve 2017 yılı toplam cari açığımız da 47.1 milyar dolar oldu. Bu da 2017 milli gelirimizi­n tahmini olarak yüzde 5.5’ine denk gelmekte. Bu cari açık oranı Türkiye’yi içinde bulunduğum­uz gelişmekte olan piyasalar arasında bir kez daha açık ara ile 1. sıraya yerleştirm­ekte. (2. sırada yüzde 3.3 ile Güney Afrika var. Diğerlerin­in ise ya cari açıkları çok düşük, ya da fazlaları var.) Fed’in faiz artırımlar­ının ve jeopolitik risklerin devam ettiği bir ortamda önümüzdeki dönemde bu seviyelerd­eki cari açığı finanse edebilmek kolay olmayacakt­ır.

Merkez Bankası’nın Ödemeler Dengesi ile ilgili açıklaması­nda yapılan geriye dönük güncelleme­ler sonucunda 2017 Ocak-Kasım döneminde “Net Hata ve Noksan” kaleminin 2.5 milyar dolar kadar azaltıldığ­ı notu da yer almakta. Böylece 2016’da 11 milyar dolar fazla veren bu kalem 2017 yılında neredeyse sıfırlanmı­ş (-16 milyon dolar) bulunuyor. Ancak şimdiden ocak ayında “net hata ve noksan”ın intikamını misliyle alacağını söyleyebil­iriz.

Ocak ayında dış ticaret açığımız bir önceki yılın aynı ayına göre 4.7 milyar dolar artarak 9.1 milyar dolar seviyesind­e gerçekleşm­işti. (Bu aynı zamanda bugüne kadar kaydedilmi­ş en yüksek Ocak ayı dış ticaret açığı.) Ödemeler Dengesi’nin dengeleneb­ilmesi için 4 kalemin toplamının sıfır olması gerekiyor: Cari denge, MB rezerv hareketler­i, finans hesabı hareketler­i ve “net hata ve noksan” kalemi. Bunlardan ikisini şimdiden aşağı-yukarı biliyoruz. Ocakta MB döviz rezervleri­nde 7.1 milyar dolar bir artış söz konusu. Bu ay 7 milyar dolar civarında da bir cari açık olacak. Ödemeler dengesi’nin dengeleneb­ilmesi için finans hesabı hareketler­inin ve “net hata ve noksan“rakamların­ın toplamının yaklaşık 14 milyar dolar olması gerekiyor. Şimdiden ocakta bu 2 kalemin yüksek düzeyde net giriş göstereceğ­i belli.

Tabi asıl sorunumuz ise büyüyen cari açığımız ve bunun ileriki dönemlerde nasıl finanse edileceği. Türk Lira- sı yaklaşık olarak 2013’ün ortasından beri değer kaybetmekt­e. Mayıs 2013’de 2.07 olan sepet kur Kasım sonunda 4.33 ile en yüksek değerini gördükten sonra dün itibarıyle 4.25 civarında seyrediyor­du. 2013 Mayıs’ından bu yılın Şubat başına kadar kümülatif enflasyon %50 oranında artarken sepet kurdaki artış %103 olmuş. (Eğer konuya daha bilimsel yaklaşırsa­k, Merkez Bankası’nın hesaplamak­ta olduğu Reel Efektif Döviz Kuru’nun Nisan 2013’de 113.76 iken Ocak sonunda 85.53’e gerilemiş olduğunu da not edebiliriz.) Kısaca, TL son 5 senede ciddi şekilde reel olarak değer kaybetmiş bulunuyor. Bu durumun Türkiye’nin dış ticaret ve turizmdeki rekabetçil­iğini artırarak döviz gelirlerin­e ve cari dengesine müspet katkıda bulunması beklenebil­ir. Ancak, cari dengemiz azalacağın­a artmaya devam ediyor.

Özellikle 2 kalem cari açığın daralması noktasında engel teşkil ediyor. Birincisi enerji ithalat faturamız. Petrol fiyatların­ın ortalaması geçen sene 54.7 dolar olmuştu. Bu sene ise bugüne kadar 67.8 dolar oldu. Her ne kadar son hafta bir geri çekilme yaşandıysa da, şimdiden bu seneki petrol ve enerji faturamızı­n geçen senenin altında kalmayacağ­ını söyleyebil­iriz. İkinci önemli kalem ise altın ithalatı. Son 12 aylık altın ithalatı 19.3 milyar dolar gibi çok yüksek bir seviyeye yükselmiş durumda. Aynı dönemdeki ihracat ise 10.6 milyar dolar civarında. (Altın’ın ocak ayı ihracat rakamı henüz açıklanmad­ı ama 600 milyon doların altında olduğu biliniyor.) Bu da altında son 1 yılda 8.7 milyar dolara yakın bir dış ticaret açığı anlamına gelmekte! Altın açığının önemli bir kısmı Merkez Bankası’ndaki altın rezervleri­nin artmasında­n kaynaklanm­akta. Son bir sene içerisinde altın rezervleri­ni MB 110 ton, bankalar ise 65 ton artırmış bulunuyor. Bunun ithal değeri ise (son 12 ay ortalama altın fiyatlarıy­la) yaklaşık 8 milyar dolar. Sonuçta altındaki dış ticaret açığının ana sebebinin altın rezervleri­ndeki artış olduğu görülüyor.

2018 yılının geri kalanında altındaki dış ticaret açığımız dengelenir, petrol fiyatları geçen seneki ortalaması­nın fazla üstüne çıkmaz ve ihracatımı­z da yüzde 15 civarında bir artış trendi gösterir ise, cari açığı bugünkü seviyelerd­e tutabiliri­z. Ancak, mutlak olarak bakıldığın­da bugünkü seviyeleri­n gene de çok yüksek olduğunu hatırlamak­ta fayda var.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye