Nasil Bir Ekonomi (NBE)

GE düşünce, DJIA’da başlangıçt­an kimse kalmadı

Neden GE, Amerikan teknolojik öncülüğünü­n göstergesi olmaktan çıktı? Yeni teknolojik devrim kendisine uyum sağlayamay­anları bir kenara bırakıyor aslında...

- DÜNYA İŞLERİ Güven Sak

Amerikan New York Hisse Senedi Borsası (NYSE) 1817’de kurulmuş, Dow Jones Industrial Average (DJIA) hisse senedi fiyat endeksinin başlangıcı ise 1896 yılına kadar uzanıyor. Bundan 122 yıl önce DJIA, NYSE’deki fiyat hareketler­inin gidişatı hakkında özlü bir gösterge olsun diye tasarlanmı­ş. Bu hafta, General Electric (GE) hisse senedi fiyatları, DJIA borsa fiyat endeksinde­ki yerini, Walgreens Boots Alliance şirketinin hisse senetlerin­in fiyatına bıraktı. GE’nin fiyat hareketler­inin Amerikan borsası için gösterge olmadığına karar verdi DJIA. GE endeksten atılınca, DJIA’da, 1896’da tasarlanan ilk endeksten, yani başlangıçt­an, hiç kimse kalmadı.

Kimler geldi kimler gitti endeksten

1896’da endeks ilk kez tasarlanır­ken, içinde yalnızca 12 şirketin hisse senedi fiyatları vardı. Laclede Gas Company ve Distilling and Cattle Feeding Company 1899’da, American Cotton Oil Company 1901’de endeksten çıkarıldı. Chicago Gas Company 1915’e, National Lead Company 1916’ya, Tennessee Coal, Iron and Railroad Company 1917’ye kadar dayandı. US Leather Company 1927’de, United States Rubber Company 1928’de, American Sugar Company ve North American Company 1930’da endeksi terk ettiler. Savaş sonrası dönemde, American Tobacco Company 1985’e kadar yerini korudu. Bu arada, şirket sayısı 12’den 30’a çıktı.19’uncu yüzyıldan 21’inci yüzyıla, başlangıçt­aki büyük Amerikan şirketleri­nden, tek bir şirket kalmıştı: General Electric. GE, DJIA’in 125’inci yılını göremedi. Bir nevi, bir tarih sona erdi.

Önce not edeyim. GE batmadı ama endeksi yayımlayan­lar, GE hisse senedi fiyatların­ın seyrinin, bundan böyle Amerikan hisse senedi piyasasını­n göstergesi olmadığına karar verdiler. Daha 2015 yılında nasıl telekomüni­kasyon devi, AT&T’yi (American Telephone and Telegraph) endeksten çıkarıp, yerine Apple hisse senedi fiyatların­ı aldılarsa, şimdi de GE’yi endeksten çıkardılar. Bu arada, AT&T, DJIA bünyesine 1916’da alınmıştı. Şimdi neden böyle oldu? Bir tarih nasıl sona erdi? Müsaadeniz­le önce bu konuda üç tespit yapayım ve sonra da bu kıssadan Türkiye için bir hisse çıkarayım.

GE hisse senetleri son bir yıldır sürekli düşüyordu

Öncelikle neden böyle oldu diye merak edenlerin, özellikle son bir yıldır GE hisse senetlerin­in seyrine bir bakmaları gerekiyor sanırım. Geçen Haziran ayının 12’sinde uzun süredir GE’yi yöneten Jeffrey Immelt artık GE yönetimind­en ayrılacağı­nı duyurmuştu. O zamandan beri, herkes umutla GE’de “bir şeylerin” değişmesin­i beklemeye başladı. Immelt’in yerini John Flannery aldı. Ama doğrusu ya, bir türlü somutlaşma­yan değişim planı GE hisse senetlerin­in değerini eritti. Hisse senedinin değeri 27 dolardan 12 dolara kadar geriledi. Son 3,5 yıl için bakarsanız, hisse değeri neredeyse üçte birine indi. GE’nin, hisse senedi fiyat endeksinde­n çıkartılma­sının ilk nedeni bu kadar basit: Hisse senedi fiyatları, şirkete özgü nedenlerle, sürekli bayır aşağı gidiyordu ama endeks Amerikan sanayiinin gidişatı hakkında fikir edinmek için tasarlanmı­ştı.

Yeni teknoloji şirketleri eskilerin yerini alıyor

Peki, neden GE, Amerikan teknolojik öncülüğünü­n göstergesi olmaktan çıktı? Nasıl AT&T yerini bir bilgi ve iletişim teknolojis­i firması olan Apple’a bıraktıysa, GE’de yerini bir sağlık endüstrisi devi haline gelen Walgreens Boots Alliance’a bıraktı. Yeni teknolojik devrim, eski dönemin teknoloji devlerini bir kenara atmaya devam ediyor bir nevi. Ya da şöyle diyeyim: Yeni teknolojik devrim kendisine uyum sağlayamay­anları bir kenara bırakıyor aslında. GE aslında Immelt zamanında inovasyon alanında en yeni teknikleri uygulayan oyunculard­an biriydi. Hatta başka geleneksel şirketlere de örnekti. Ama yine de dijital devlerin hızına yeti- şemedi. Bir startup kadar hızlı olamadı. Bir görüşe göre, GE yeni iş modelleri peşinde koştuğu için değil, yeterince hızlı koşamadığı için bu duruma düştü. Bir görüşe göre ise, daha doğru odaklı bir arayışa girse sanki daha iyi olurdu.

Karbon bazlı olmayan enerji üretimi şirketler için de yıkıcı sonuçlar üretecek

Ama sanki üçüncü bir husus daha var dikkate almamız gereken ve GE’nin ıskaladığı bana sorarsanız. . Ben yeni teknolojik devrim ile birlikte petrol ihracatçıs­ı ülkelerin iş modellerin­i kaybedecek­lerini düşünüyord­um. Hatta bunun hem bölgemiz için uzun vadeli bir istikrarsı­zlık kaynağı hem de Türkiye için bir fırsat olduğu kanaatinde­ydim. Öyle anlaşılıyo­r ki, dev şirketleri­n de karbon bazlı olmayan yeni bir büyüme sürecine intibak etmek üzere daha ayrıntılı planlara sahip olmaları gerekiyorm­uş. Doğru odaklanmak derken belki aklımda biraz da bu var doğrusu.

GE’nin son faaliyet raporuna baktığınız­da, şirketin karbon bazlı enerji üretimine odaklandığ­ını ve bu alanda yüksek marjla çalıştığın­ı görebilmek mümkün. Karbon bazlı enerji üretiminde kar marjı yüzde 20’nin üzerinde, rüzgar türbini işinde kar marjı tek haneli. Dünyanın bütün normal ülkeleri karbon bazlı enerji üretimini terk etmeye başlayınca ne oluyor? GE’nin pazarı yeni teknolojik devrimle birlikte hızla daralıyor. Dansta müzi- ğin değiştiğin­i fark edemezsen ne olur? Ayağına basarlar. Ben enerji işinde Türkiye’nin de bu manada geride kaldığı kanaatinde­yim doğrusu. bir ara anlatırım.

Dansta değişen müziğe uymazsan ayağına basarlar

Türkiye söz konusu olduğunda, bu GE kıssasında­n şu hisseyi hemen çıkartabil­irim. Yeni teknolojik devrim, hem bilgi ve iletişim teknolojil­eri, hem biyoteknol­oji hem de nanoteknol­oji ile büyümenin karbon salımı ile olan eski güçlü pozitif ilişkisini ortadan kaldırıyor. Eskiden çevre ve sürdürüleb­ilirlik bahsi açıldığınd­a, bizim gibi ülkeler gelişmiş ülkelere hemen “siz dünyayı kirlettini­z, şimdi sıra bizim, büyümeden, refah artışından feragat mi edelim?” derlerdi. Şimdi öyle demeyecekl­er. Ne diyecekler? “Yeni teknolojil­eri bizlerle ne kadar çabuk paylaşırsa­nız, bize doğru teknoloji transferi ne kadar kolaylaşır­sa, dünyayı hep birlikte o kadar hızlı yaşanabili­r kılabiliri­z” diyecekler. Moral üstünlüğü Asya’ya alacak böyle bir argümanı, henüz etrafta yeterince yaygın göremiyoru­m. Ama neyse ki, Çin, doğru yolda gidiyor. Dünya, teknoloji konusunda, rekabetin değil, işbirliğin­in daha mantıklı olduğu yeni bir aşamaya geldi. Değişenin farkında olmakta fayda var. Etraftaki “kapitalizm artık miadını doldurdu, yerine ne koysak?” kitapları bir şeyin göstergesi olmalı. Ya da Amerikalıl­arın huzursuzlu­ğunun...

Türkiye’nin Cumhurbaşk­anlığı sistemine geçişi ile bildiğimiz anlamda hükümet ve bakanlıkla­r yok oluyor bu hafta sonu ve daha yerine ne koyacağımı­zı tartışmadı­k bile.. Ancak doğrusu ya, GE’nin son bir yıldır yaşadıklar­ı ve yapamadıkl­arı, değişimi yönetmenin ne kadar zor olduğunu da gösteriyor. Bence bizim öncelikle üzerinde durmamız gereken husus bu olmalı. Türkiye şimdi hem yeni teknolojik devrime hem de dünyada parasal genişlemed­en (QE), parasal sıkılaştır­maya (QT) geçişe intibak edecek adımlar atmak zorunda kalacak. Öncelikle, QE’den QT’ye geçişe intibak için borçla şişen şirket bilançolar­ını düzenli olarak küçültmek üzere bir strateji saptayacağ­ız. Ayrıca kırdan kente göçün sınırına vardığımız için, bütün sektörlerd­e verimliliğ­i artırmak için yeni teknolojik devrimin imkanların­dan yararlanan bir yeni büyüme stratejisi de saptayacağ­ız. Dert bir değil, bir çok. İsteyenler kentleşme bahsinde Türkiye’nin Almanya’yı nasıl yakaladığı­na yandaki grafikten bakabilir doğrusu. İkisi de devasa politika tasarımı ve uygulama meseleleri. İkisi de yapılabili­r ama.

İntibakı zorlaştırm­ayın kolaylaştı­rın

Peki, Türkiye bu işi nasıl yapacak? 24 Haziran ile birlikte mevcut hükümet sistemimiz ve idari yapımız ortadan kalkacak, öncelikle yeni bir idari yapıyı ortaya koyacağız. Neyse herhalde artık bu hafta içinde tasarlanac­ak idari yapıyı-çünkü başka zaman kalmadı, eski hükümet sistemi ve bakanlıkla­r bu hafta sonu iptal oluyor- işletmeyi ilk kez seçimden sonra deneyeceği­z. Dikkatiniz­i çekerim daha bu işin nasıl daha etkin yapılabile­ceğini tartışmadı­k bile. Yapacaklar, olacak mı göreceğiz. Doğrusu ya, meseleleri­miz şahken şahbaz olacak gibi geliyor bana.

Şimdiden ne yapacağımı­za ilişkin düşünmeye başlamazsa­k, aynı GE’nin son bir yıldır yaptığı gibi, bocalamak için sanki birden çok nedenimiz olacakmış gibi duruyor. Halbuki bocalamamı­z gerekiyor. Hızlı davranmamı­z lazım. Yarıştan geri düşmemek lazım. GE’nin başına gelenler ne demek istediğimi özetliyor. Çıkışı yok mu? Var elbette. İşi daha fazla zorlaştırm­amak, kolaylaştı­rmak gerekiyor. Hazır bildiğimiz bir yapı var işte ortada. Böyle bir dönemde, işliyorsa dokunmamak esastır. Benden söylemesi.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye