Özgün jet motoru geliştirme çerçeve sözleşmesi imzalandı
Milli Muharip Uçak (MMU) projesi kapsamında, özgün turbofan jet motoru geliştirilmesine yönelik TRMOTOR şirketi ile çerçeve sözleşme imzalandı. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile TRMOTOR arasındaki sözleşme kapsamında, geliştirilecek motorun her türlü hakkı SSB’ye ait olacak. Motor geliştirme kapsamında, elde edilen teknolojik kazanımların başka alanlarda kullanılmasına yönelik haklar da SSB’ye ait olacak. Projede 10 yıllık bir zaman dilimi baz alınıyor. Sözleşme imzalanan TRMOTOR, kritik alanlarda teknoloji kazanım ve geliştirme-üretim yapmak için, teknolojik, idari ve finansmanda kolaylık sağlamak üzere SSB’nin kurduğu yatırımcı SSTEK şirketi altında kurulan şirketlerden biri. TRMOTOR şirketine, SSB’nin yanı sıra başka özel kuruluşların da ortak olduğu biliniyor. Geliştirme programı kapsamında tasarım, geliştirme ve test altyapısı kazanımları, malzeme bilgisi, altyapı, insan kaynağı kazanımları hedefleniyor. Geliştirme projesinin bu şekilde yapılanması, motorun seri üretimi konusunda ayrı bir karar verileceği anlamına geliyor. MMU projesinde prototip ve ilk grup uçakta ABD’li General Electric üretimi F110 motoru kullanılacak. Bu motor, F-16 uçaklarında da kullanılıyor ve F-16’da kullanılanlar GE’nin ve TAI’nin ortak olduğu Eskişehir’deki TEI şirketi tarafından üretiliyor. Ancak MMU’da kullanılacak F-110 motor TEI tarafından üretilmeyecek ve GE’den doğrudan alınacak.
Yabancı firmalara kapı açık
MMU için turbofan jet motoru geliştirme projesinde imzalar aynı gün duyurularak SSB’de düzenlenen törenle atıldı. Törende bir konuşma yapan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, “Nihai hedefte şu ana unsurlar çok önemli. Öncelikle motorumuzun hiçbir yabancı ülke kısıtına tabi olmaması. Asıl amacımız, tüm teknolojik unsurlara tamamen hakim olabilmemiz ve milli olarak geliştirilmesi ve fikri mülkiyet hakları açısından da tamamen devletimize ait haklarının Türkiye’nin inhisarında olması ve uygulanması” dedi.
İsmail Demir, bir soru üzerine TRMOTOR ile imzalanan sözleşme konusunda yabancı şirketlere kapıyı kapatmadı ancak Türkiye’nin şartlarını hatırlatarak, “Bizim vazgeçemeyeceğimiz unsur geliştirilen her konunun, her teknolojinin mutlak suretle devletimizin inhisarında olması ve ilerde bu ürünün kullanımı, ihracatı ve üzerinde çeşitli tasarruflarla ilgili hiçbir kısıtın olmamasıdır” ifadelerini kullandı.