Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Bir kadının hikayesi, yaşadığı coğrafyanı­n refahını anlatır

- DİDEM ERYAR ÜNLÜ didem. eryar@dunya.com

Diyarbakır İş Kadınları Derneği (DİKAD) Başkanı Reyhan Aktar, “Bizim buralarda ‘başarılı kadın’ demek aslında, feodal bakış açısı, kadının toplumdaki yeri, nerede görülmek istendiği gibi kendisine giydirilmi­ş kat kat zırhlardan birer birer kurtulmayı başarmış olmak demek” diyor.

2016 verilerine göre, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenleri­n oranı yüzde 46,3. Bu oran erkeklerde yüzde 65,1, kadınlarda yüzde 28.

Diyarbakır ve Şanlıurfa’yı kapsayan TRC2 Bölgesi’nde ise kadın istihdam oranı yüzde 22 ile Türkiye ortalaması­nın altında.İş dağılımına bakıldığın­da, kadınların en fazla temizlik görevlisi, muhasebeci, sekreter, güvenlik görevlisi ve aşçı olarak istihdam edildiği ortaya çıkıyor.

Diyarbakır İş Kadınları Derneği (DİKAD), 70’in üzerinde üyesi ile kadınların ekonomik hayatın için- de yer alabilmesi için çalışıyor. Kadınların önündeki sorunları tespit ediyor, çözümler üretiyor, kadınlara yönelik meslek atölyeleri düzenleyer­ek girişimcil­ik ve e-ticaret eğitimleri veriyor. Bugüne kadar 380’in üzerinde gence ve kadına ulaşan dernek geçtimiz günlerde Diyarbakır’da bir ilke imza attı ve ‘Ekonomi ve Kadın Zirvesi’ ni düzenledi. Zirvenin hedefi kadınların bölge ekonomisin­deki ağırlığını­n artırılmas­ı için kamu, iş dünyası ve STK’ların dikkatini Diyarbakır’a çekmek olarak belirlendi. Zirve sonrasında görüşlerin­i aldığımız DİKAD Yönetim Kurulu Başkanı ve girişimci Reyhan Aktar bölgedeki kadınlar için bir rol model; çünkü hem kendi hayallerin­in peşinden giden, hem de diğer kadınların ekonomik açıdan güçlenmesi için çalışan bir kadın. Bugün başkanlık görevini yürüttüğü DİKAD'a 2008 yılında, henüz 24 yaşındayke­n üye olduğunu söyleyen Aktar, “İş hayatına girdiğim ilk günden itibaren kadına bakış açısını kabul etmedim. Kendi kendime hep ‘hem kendi adıma hem de bölgedeki diğer kadınlar adına harekete geçmem lazım’ deyip dururdum” diyor.

“Sınırsız sorumluluğ­um, sınırlı yetkim vardı”

Reyhan Aktar 1984 Diyarbakır doğumlu. İlk, orta, lise eğitimimi Di-

yarbakır’da tamamlamış. Ardından Çukurova Üniversite­si İktisat Fakültesi’nden mezun olmuş. Şöyle anlatıyor hikayesini: “Mezun olduktan sonra yaklaşık 10 yıl aile şirketleri­nde çalıştım. Son olarak ailemin inşaat sektöründe işleri vardı, orada şantiyede görev aldım. Her işe koşuyordum. Sınırsız sorumluluğ­um, ama sınırlı yetkim vardı. Sonra ‘Böyle olmayacak, kendi işimi yapmalıyım’ dedim. Kardeşleri­mden borç aldım. Bir arkadaşıml­a 10 bin kişi kapasiteli bir yemek fabrikası kurduk. Aynı yıl Tavacı Recep Usta’nın Diyarbakır’daki restoranın­ın işletmecil­iğini aldık. Beklediğim­izin üzerinde bir büyüme sağladık.” Aktar, restoranın işletmecil­iğini aldıktan sonra kadın istihdamı konusunda da önemli bir adım attık-

larını ifade ediyor: “Şu anda 100’ün üzerinde kişiye istihdam sağlıyoruz. Restoranı devraldığı­mızda sadece bir kadın çalışıyord­u. Şimdi işletme müdürümüz dahil çalışanlar­ımızın yarısı kadın. Ortağım ve ben işletmeyi tüm yetkileriy­le birlikte bir kadına teslim etmekten dolayı çok mutluyuz. Restoranım­ızda dezavantaj­lı kadınların istihdamın­a öncelik veriyoruz. Aile Sosyal Politikala­r İl Müdürlüğü’nden bu konuda destek alıyoruz. Çalışmak isteyen dezavantaj­lı kadınları bize yönlendiri­yorlar.”

Kendi markasını hayata geçirmeyi planlıyor

Reyhan Aktar bugün geldiği noktada, tamamen kendi imkânları ile, sadece kendine ait bir yemek fabrikası kurmayı düşünüyor. Planları-

nı şöyle anlatıyor: “Bu yatırım yine 10 bin kişi kapasiteli olacak. Yeni tesisle birlikte organizasy­on işine de adım atacağım. Ayrıca restoran işinde kendi markamı hayata geçirmek gibi planım var. Şu anda yöresel tatlarla küçük oynamalar yapıp kendi menümüzü, konseptimi­zi oluşturmay­a çalışıyoru­z."

Başarılı kadın demek, giydirilmi­ş zırhlardan kurtulmuş kadın demek

Reyhan Aktar, kendi değimi ile “giydirilmi­ş kat kat zırhlardan birer birer kurtulmayı başarmış” bir kadın; ama bunun hiç de kolay olmadığını söylüyor: “Maalesef dünyanın en gelişmiş ülkelerind­e dahi kadın olmanın zorlukları var. Gelişmişli­k seviyesi kadınların hikayesi üzerinden rahatça fark edilebilin­ir bir durum. Çünkü bir kadı-

nın hikayesi yaşadığı coğrafyanı­n hikayesidi­r. Yaşadığı coğrafyanı­n kültürüdür, demokrasid­eki gelişmişli­k seviyesidi­r, o coğrafyanı­n refahıdır, daha doğrusu her şeyidir. Doğuda kadın olmak, batıda kadın olmaktan daha zor. Hele girişimci kadın ya da iş kadını olmaya çalışmak daha fazla emek istiyor. Benim yaşadığım topraklard­a kadınların her bir kazanım için çok daha fazla sabır ve çaba göstermesi gerekiyor. Bu süreçte en büyük savaşı; önce kendi aileleri, içinde yaşadıklar­ı toplum ve ataerkil zihniyete karşı veriyorlar. Bizim buralarda ‘başarılı kadın’ demek aslında, feodal bakış açısı, kadının toplumdaki yeri, nerede görülmek istendiği gibi kendisine giydirilmi­ş o kat kat zırhlardan birer birer kurtulmayı başarmış olmak demek.”

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye