Mücevher alacaksanız kulağınıza küpe olsun
Tarih boyunca mücevher pazarının kalbi olan topraklardayız. Dünyaca ünlü ustaları yetiştiren bu coğrafyada işin üstatları her alanda olduğu gibi sentetikleşmeden şikayetçi… “Sadece üretimde değil müşteri ilişkilerinde de bir kalite, kimlik olmalı” diyen sektörün duayen ismi Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar, mücevher alırken mutlaka bilinmesi gerekenleri anlattı…
Estetik ve süslenme merakı sosyal medya ile birlikte daha da arttı uzmanlara göre. Kendini gösterme ihtiyacı artık sadece ünlülerde değil. Herkes kendi kulübünün starı olduğundan beri takılar, aksesuvarlar daha da önem kazandı. Bu durumun tüketimi artırdığı, ekonomiye de katkı sağladığı bir gerçek, peki nitelik tarafından ne haber?
Altın ve değerli taşlara ilginin artması, kalite tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Kampanyalara bakıldığında fiyat makasının gittikçe genişlemesi de endişeleri destekler nitelikte. Türkiye, dünyaya geçen yıl 4.1 milyar dolarlık mücevher satmış. Kullanıcı açısından da dünyanın beşinci pazarıyız. Yani tarihteki etkinliğimizi kaybetmemişiz. Peki, mücevher alırken nelere dikkat etmemiz gerektiğini biliyor muyuz? Soruyu konunun uzmanına, mücevher sektörünün duayen isimlerinden olan, halen Türkiye Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanlığı’nı da yürüten Mustafa Kamar’a yönelttik. İşte Kamar’ın not defterinden, herkesten duyamayacağınız 5 önemli bilgi…
1 ALTININ UCUZU OLMAZ!
Altın fiyatları arasında büyük uçurumlar olamaz. Altının ucuzu diye bir şey yoktur. Eğer bir yerlerde rastlarsanız o işte bir katakulli vardır. Ya altının ayarı söylenildiği gibi değildir ya da farklı bir kandırmaca mevcuttur. Bunun dışında altın fiyatının dikkat çekici farklar taşıması söz konusu olamaz.
2 PIRLANTADA MAĞAZA SERTİFİKASININ ÖNEMİ YOK
Eğer tek taş pırlanta alıyorsanız, size verilen sertifikada ne yazdığına dikkat edin. Son dönemde birçok marka, kendi sertifikasının yer aldığı kartları mücevherin kutusuna koyarak güven kazanmaya çalışıyor. Oysa pırlantada tüm dünyada geçerli iki sertifika vardır. Dikkat edin; bunda HRD ya da GIA yazmalıdır. Bu iki ibare varsa aldığınız pırlanta global bir kayıt sisteminde yer alıyordur. Hangi tarihte ya da ülkede kullanırsanız kullanın bir mücevherciye gittiğinizde pırlantanızın değerini kanıtlarsınız. Eğer küçük taşların olduğu bir pırlanta takı alıyorsanız sertifikanın önemi çok yoktur. Ama tek taşınızı eğer Tiffany’den almıyorsanız mutlaka bu iki sertifikaya dikkat edin. Dünyada kendi sertifikasını koyabilen ve geçerliliği olan tek marka Tiffany’dir çünkü.
3 MÜCEVHER MAĞAZADAN ALINIR
Son dönemde pandemiyle birlikte e-ticaret arttı ve bundan mücevher sektörü de yararlanıyor. Ancak gerçek anlamda mücevher mağazadan alınır. Çünkü online pazarlama “laboratuvar diamond”, “altın kaplama kolye” gibi ifadeleri çok sık kullanmaya başladı. Diamond isminin önünde arkasında başka bir ifade olmamalı. Doğal mı sentetik mi diye sorgulanmalı. Çünkü doğalının yaşı 900 yıldan başlar. Ama diğeri bir gün önce de üretilmiş olabilir. Altın kaplama adıyla 300 TL’lik kolyeler satıldığını görüyoruz. Burada da altın almadığınızı bilmelisiniz. Bu nedenle güvenli mücevher alışverişi, eskilerin yaptığı gibi “aile kuyumcusundan” yapılmalı.
4 ALTINI SARRAFTA BOZDURUN!
Eğer elinizdeki altın, pırlanta gibi varlıkları paraya çevirmek istiyorsanız dikkatli olmalısınız. Verdiğiniz takının işlem görmeden satılma oranı yüzde 1 bile değildir. Hurda takı tekrar satılmaz. Öncelikle yatırım amaçlı alınan altın, kuyumcuda değil, sarrafta bozdurulmalı. Bozdurmadan önce başka bir sarrafta alıcı olarak, benzer ürünün fiyatını sorun. Eğer bir bilezik değil de takınızı bozduracaksanız çok şey beklemeyin. Çünkü alırken ödediğiniz işçilik gibi maliyetler satışta geçerli değildir. Pırlanta takınızı yüzde 40 daha ucuza satacağınızı bilerek gidin. Fantezi takı denilen türden altınlarınızı da yüzde 20 düşük değere satabileceğinizi bilmeniz gerekiyor. 1920’lerden kalma bir takınız varsa da eğer çok ünlü bir ustanın elinden çıkmamışsa benzer ilgiyi görür. Hatta o dönemlerde düşük değerli altınlar, kırıntı elmaslar kullanıldığı için fiyatları satılamayacak kadar düşüktür ve biz parlatarak sahibine geri veririz genellikle.
5 HER ÜLKEDE ALTININ AYARI FARKLI
Yurtdışında aldığınız takıların Türkiye’de aynı değeri görmeyeceğini bilmelisiniz. Yurtdışından takı amaçlı altın getirilebiliyor. Bunun bir limiti var ama elinizde 50 bin dolarlık bir tesbihle girdiğinizde kimse sizi engellemiyor. Öncelikle aldığınız her takının global geçerliliği olan bir sertifikasını almaya dikkat edin. Ancak şunu bilin ki her ülkede altının ayarı değişiyor. İngiltere’de 10 ayar altın kullanılıyor genellikle, Portekiz’de bu 19 ayar, Avrupa’nın birçok ülkesinde 18 ayardır. Ortadoğu’ya giderseniz 21-22 ayar daha çok vardır, Çin’de ise 24 ayar satıştadır. Bu nedenle yurtdışından altın getirirken Türkiye’de satmayı bir kez daha düşünün.