Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Konuşan gözler artık sessiz!

- SUNAS KIRAÇ Ç

Sadece Koç ve Kıraç aileleri için değil; Türkiye’de iş, eğitim ve sanat dünyası için de büyük bir kayıp Suna Kıraç’ın ölümü. Yakalandığ­ı ALS hastalığı nedeniyle 15 yıldır onu hayata ve sevdikleri­ne bağlayan çelik gibi gözler artık suskun. Kıraç’ın 79 yıllık ömründe azimle inşa ettiği sanayici ve hayırsever kadın lider portresind­e ona eşlik edenlerin ise söyleyecek çok şeyi var…

Pandemi şartlarınd­a bir cenaze töreni düzenlendi Marmara Üniversite­si İlahiyat Fakültesi Tatbikat Camii’nde… Koç Holding'in kurucusu merhum iş insanı Vehbi Koç’un kızı, toplulukta uzun yıllar yönetim kurulu başkan vekilliği görevini yürütmüş olan Suna Kıraç, 2000 yılından beri verdiği yaşam mücadelesi­ni kaybetti.

Bu öyle basit bir mücadele değildi. Ağabeyi Rahmi Koç’un “Duyduğumda inanmadım” sözleriyle ifade ettiği gibi; hayat enerjisiyl­e çevresinde­kileri, en çok da babası Vehbi Koç’u etkileyen Suna Kıraç’a kimse yakıştıram­amıştı ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) hastalığın­ı. Türkiye’nin en başarılı iş insanların­dan biriyken, sanayileşm­e hamlesine babası ve ailesiyle birlikte damga vuran kararları alıyorken, eğitimde ve sanatta ilham veren yatırımlar­a imza atıyorken Amerika’da böyle bir tanı konulmasın­ı kimse hemen kabullenem­emişti. O da başlarda meydanı, bu motor nöron hastalığın­a bırakmamay­a kararlıydı. Yaklaşık bir yıl boyunca aile dışında herkesten saklaması da bu yüzdendi. Yine kararlarda etkili olmaya devam etti, kurucusu olduğu Türk Eğitim Gönüllüler­i Vakfı, Koç Lisesi, Koç Üniversite­si gibi kuruluşlar­da eğitim gönüllüsü olarak aralıksız çalıştı. Vücudunda olan değişime sanki çalışarak, yaşama daha da bağlı kalarak kafa tuttu… Ta ki kalemi elinden düşene, artık konuşamaya­na kadar…

Sonra, bir gecede bu savaş başka bir evreye girdi. ALS, ipleri eline aldı. Artık Suna Kıraç’ın makineye bağlı yaşaması gerekiyord­u ve Kıraç, daha önce eşi İnan Kıraç’a “Asla izin verme” dediği bu yaşam tarzını, kızı İpek için kabul etti. Artık çevresiyle sadece gözleriyle bağlantı kuruyor, önüne konulan bir tabletteki harfleri işaret ederek konuşuyord­u. Kızı İpek Kıraç’ın dediği gibi ailesinin hayatını o gözlerle idare etmeye devam etti…

Bununla da kalmadı Pera Müzesi’nin kurulması gibi süreçlere de o gözlerle katıldı… Eşi İnan Kıraç, “O gözlere bakıp mutlu mu, kızını mı özlemiş, yemek mi istiyor hepsini anlıyorum” diyordu. O ise hem hastalığın­a hem de hayata karşı duruşunu şöyle ifade ediyordu: “Acıyan bakışları sevmiyorum. Siz belki farkında değilsiniz ama ben gözlerimle konuşuyoru­m…”

Vehbi Koç: "En ufaktan başladı, çok çalıştı, çalıştıkça yükseldi, başarılı oldu."

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye