Kâr paylarının dövize doğru yönelmesinin önüne geçilecek
Sermaye şirketlerinde, 2019 yılı net dönem kârının yalnızca yüzde 25’ine kadarının nakden dağıtımına karar verilebilme süresi yıl sonuna kadar uzatıldı. Düzenleme ile kâr paylarının dövize yönelmesinin önüne geçileceği kaydediliyor.
Türk Ticaret Kanunu’nun, sermaye şirketlerinin 2019 yılına ilişkin net dönem kârının yüzde 25’inden fazlasını dağıtamayacağına ilişkin düzenlemenin de yer aldığı sınırlamanın süresi üç ay uzatıldı. Düzenleme ile şirket sermayelerinin güçlü kılınması amaçlanırken, döviz çıkışının ve kâr paylarının dövize yönelmesinin de önüne geçileceği kaydediliyor.
16 Nisan 2020’de yayımlanan torba yasa ile TTK’ya geçici 13’üncü madde eklenmişti. Bu madde uyarınca sermaye şirketleri 30 Eylül 2020’ye kadar 2019 yılı net dönem kârlarının sadece yüzde 25’ine kadar olan kısmının dağıtımına karar verebiliyorlardı. Aynı madde kapsamında, geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçelerin dağıtıma konu edilemeyeceği hükme bağlanırken, genel kurulun yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi veremeyeceği de öngörülmüştü.
Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde 50'sinden fazlası kamuya ait fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde 50'sin
den fazlasına sahip olduğu şirketler hakkında bu fıkra hükmü uygulanmıyor.
“Yabancı şirketler daha az kâr payı dağıtacak”
Yeni Ekonomi Danışmanlık Kurucu Ortağı Nazmi Karyağdı, kâr payı ve avans kâr payı dağıtımı konusunda bu yılın tamamı için geçerli hale gelen kısıtlamanın mikro açıdan şirketler, makro açından ekonomi üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri olacağını söyledi. Elinde nakit olan şirketlerin nakdi elinde tutması sağlanırken, nakdi olmayanların ise borçlanarak kâr dağıtmasının önüne geçildiğini dile getiren Karyağdı, “Buradaki amaç şirketlerin işletme sermayelerini güçlü tutmak. Ancak kısıtlama, yabancı ortaklı şirketler açısından bu yıl daha az kâr payı transferi yapılacağı anlamına geliyor” diye konuştu.
Makroekonomik açıdan ise, sınırlı kâr payı dağıtımı ile iç piyasada dövize gidebilecek temettülerin şirkette kalması ya da yurt dışına transfer edilecek temettüler nedeniyle otaya çıkabilecek yüklü döviz talebinin önüne geçilmiş olacağının altını çizen Karyağdı, “Ayrıca kâr dağıtımı nedeniyle doğabilecek işletme sermayesi noksanı nedeniyle şirketlerde borçlanma gereksiniminin artmasının önüne geçilmiş oluyor” ifadelerini kullandı.
Uygulamayı genel olarak değerlendirildiğimizde finansal kaynağa ihtiyaç olan bir dönemde ülke için kaynakların işletmede ve ülke içinde kalması suretiyle ulusal ekonomiye destek sağlanmasının amaçlandığını görüyoruz.