Bana kimse kül yutturamaz
Erkek giyiminin öncü markalarından Kiğılı’nın patronu Abdullah Kiğılı, iş dünyasındaki başarısının sırrını açıkladı: 55 yılda artık öğrenmediğim bir şey kalmadı. Dolayısıyla bilen bir patronla çalışmak hem çok kolay hem de çok zordur. Bana kimse kül yutturamaz.
'Her başarılı patronun arkasında güçlü bir ekip vardır’ fikrinden yola çıkarak geçen hafta başladığımız ‘Takım Oyunu’ sayfamızın bu haftaki konuğu hazır giyim sektörünün duayen ismi Abdullah Kiğılı oldu. Sektördeki 55 yıllık birikiminin getirdiği deneyimi ve sevilen karakteriyle iş dünyasının Abdullah Ağabeyi’i olarak tanınan Kiğılı, Dünya + okuyucuları için ekip ruhunun önemini ve bir liderde olması gereken özellikleri açıkladı. 1965 yılında başladığı yolculuğuna bugün 70 ilde 225 mağaza ve yıllık 5 milyon adedin üzerinde ürün satışıyla devam ettiğini vurgulayan Kiğılı, bu aşamaya gelene kadar işin tüm inceliklerini öğrendiğini söylüyor. 55 yıllık birikimi sonunda şirkette kendisinden habersiz karınca dahi yürüyemeceğini belirten Kiğılı, “Benimle çalışmak hem çok kolay hem de çok zordur. İşin tüm inceliğine hakimim. Asla kül yutmam. Ekibim bunu iyi bilir” diyor. Kiğılı, başarısının sırrının çok çalışmak olduğunu da sözlerine ekliyor. Sabah 7’de başlayan mesaisini akşamüzeri 5’te bitiriyor. Güne bilgisayar ekranındaki mağaza cirolarını incelemekle başlıyor. Kiğılı ile iş hayatını nasıl yönettiğini ve ekibini konuştuk...
Bir iş gününe nasıl başlarsınız?
Sabah 7’de uyanırım. Duş alır, hafif bir kahvaltı yaparım. 9:30 gibi evden çıkarım. Evim Levent’te, iş yerim Şekerpınar’da. Hiçbir şey yapmasam bile günde gidiş-geliş 100 km yolum var. Ama hiçbir zaman bunu kafaya takıp da büyüttüğümü hatırlamıyorum. Her zaman mücadeleci bir yapım vardır. Örneğin, ben bu işi tek başıma kurdum, halen de öyleyim. Ortağım yok. Şirketi nereden nereye getirdim. 1965’te hazır giyime başladım. 55 yıldır bu sektördeyim.
İş yerinde bir gününüz nasıl geçiyor?
10:30’da işe gelirim, 5’e kadar çalışırım. Benim için her gün yeni bir sayfadır. Dünün işi dünde kalmıştır. Sorunları aynı gün çözerim. Sabah işe geldiğimde ilk yarım saatim ekranda geçer. Mağazalarımızın cirosuna, sattığı mala bakarım. Ardından ilk sırada yanıma CFO gelir. Kendisiyle finans konuşurum. Sonra üretimle ilgili bilgileri genel müdürümüzden alırım. Şirketteki tüm tedarik ope
rasyonun başında halen ben varım. Kumaş ve malzeme tedariği yaparım. Son imzayı ben atarım. Benim imza atmadığım hiçbir şey yürürlüğe giremez. Yürürlüğe girer de, bu ancak kırtasiye malzemesi olur herhalde… 55 yıldır bu böyle gidiyor. Bunun da çok faydalarını gördüm.
Ne gibi faydalar bunlar?
Belki dışardan bakan bunun son derece yanlış olduğunu düşünebilir. Ama öyle bir yanlış yok. Çünkü 55 yıl içinde o kadar çok şey öğrendim ki, hata yapma riskim çok az. Hayatım
da hep en iyi bildiğim işi yaptım. Kendi işimin dışında hiçbir şeye yatırım yapmadım. Kazandım ve kazandığımı da buraya yatırdım. Ve bugünlere geldim.
İş yerinde başka neler yaparsınız?
Mağazalarımızın ciro takibinden bahsetmiştim. 70 ilde 225 mağazamız var. Ama her şeyi bilgisayar ekranından takip edebiliyorum. Mağaza işinin başında torunum Sena Suerdem var. Sena ve ekibinden mağaza faaliyetleriyle ilgili bilgi alırım. Bizde her hafta pazartesi tüm mağazalar ameliyat masasına yatar. Bizim aynı zamanda 15 ilde fason üreticimiz var. Genel müdürümüzle bu tedarikçilere mal dağıtımına bakarız. Bir günü bu şekilde tamamladıktan sonra iş çıkışı ya eve giderim ya da dostlarımla buluşur yemek yerim. Haftada iki gün de yüzerim.
Sık sık tatil yapar mısınız?
Çok sık tatil yapmam. Bu yıl sadece bayramlarda toplam bir hafta tatil yaptım. Üstelik korona ile mücadele ettiğimiz bu dönemde hiç tatilin zamanı değil. Sıkıntılı süreç oldu mu ben tatili ertelerim. Tatili her zaman yapıyoruz, ama iş elden kaçtı mı bir daha geri dönüşü zor. Spora meraklıyım. Bir dönem sporda yöneticilik yaptım ama şimdi sadece Türk futbolunu takip ediyorum. Çok müthiş bir dost grubum var. Onlarla birlikte
vakit geçiriyoruz. Maçları da kaçırmam.
Yılda 5 milyon adet ürün satıyorsunuz. Böyle yoğun bir tempoda size güç veren unsurlar neler?
Öncelikle işin tüm ayrıntısına hakim olmak beni güçlü kılıyor. Haberim olmadan şirketimde karınca bile yürüyemez. Bunu tenkit edenler olabilir. Yani halen kurumsallaşmamış diyenler olabilir. Ama bunları söyleyenlerin hepsi acemidir. Bir işin başındaki patron işi bilmek mecburiyetindedir. Yanında çalışan profesyonellerin hepsi iyi bilmelidir ki, bu patron külyutmaz. Bu patron işin her kademesini bilir. Kumaştan satışa, imalattan pazarlamaya her şeye hakimim. 55 yılda öğrenmediğim bir şey kalmadı. Dolayısıyla bilen bir patronla çalışmak hem çok kolay hem de çok zordur.
Fırtınalı bir dönem yaşıyoruz. Bu dönemde işlerinizde nasıl bir farklılık yaşıyorsunuz?
Her zaman işin başında olduğumuz için neticeye çok çabuk ulaşıyoruz. Ben 5 dakikada karar verip 6’ncı dakikada verdiğim kararları uygulamaya geçiririm. İşi uzatmam. Her zaman inançlı, muhafazakar bir insanım. Şu anda bize bağlı 2 bin çalışanımız var. Üreticilerle birlikte dolaylı olarak 2 binin üzerinde kişiye de ayrıca istihdam sağlıyoruz.
'Şirketimde herkes fikrini söylemekte özgürdür. Burası demokratik bir şirkettir. Çalışanlarım da altın gibi insanlardır.'