Müziğe ses vermek hepimizin sorumluluğu
“Üreten, kendini özgürce ifade ederek geçimini sağlayan insanlar ve onların istihdam sağladıkları, işine yıllarını vermiş ekiplerin evlerinden hatta canlarından olması söz konusu. Burada sadece sahne üstünde gördüğünüz insanlardan bahsetmiyoruz, televizyonda izlediğiniz, radyoda duyduğunuz isimlerden ibaret değil bu sektör. Sahne emekçileri dediğimizde işin içine menajerinden rodisine, sesçisinden ışıkçısına, güvenlik görevlisinden, mekan çalışanlarına kadar milyona yakın insan söz konusu. Çözüm üretmek yerine, bu emekçilerin çalıştıkları sektörün adı ‘eğlence’ olduğundan, ‘eğlenmeyiverin’ deniliyor. Emekçilerin yıllarını verdikleri işi yapmaz hale gelmeleri yıkıcı. Yerel yönetimler ve meslek birlikleri bu süreçte yol gösterici, öncü ve ısrarcı olmalı. Bahsi geçen mücbir sebep desteği devlet tarafından sağlanıp, ilgili fon adaletli bir şekilde sektör emekçilerine kaynak olarak aktarılmalı. En mühim nokta, belediye, vakıf ve meslek birliklerinin yardımlaşma fonlarının meşrulaştırılması, sahne emekçilerinin başvurularını kabul eden nakit yardım ödenekleri üzerinde çalışılmasıdır. Aksi takdirde sektör emekçileri hayatlarına devam edemeyecek. Sağduyulu bütçeler ile kültür sanat etkinliklerinin halkla buluşmasına izin veren açık hava, online sahnelerin önünün açılması, güvenli sahne seçeneklerinin artırılması için gerekli izinlerin sağlanması ve yatırımların yapılması da çok mühim. Müzik şirketleri olarak da dayanışacak ve acil durum fonu yaratmak için kolektif bir destek sistemi oluşturacaksak şimdi tam zamanı. Fakat devlet gerekli fon ve izinleri sağlamadığı sürece tüm bu çabalar da ancak günü ve sayılı insanı kurtarır. Belirli fonlar, dayanışmalar ve geçici istihdamlar ile destek sistemi oluşturulsa dahi bunlar günü kurtaran geçici çözümler olmaktan bir adım ileri gidemez. Öte yandan, dijitalleşme ile sahne sanatçılarının tüm işlerini bu mecralara taşımasını aynı kefede değerlendiremeyiz. Konser deneyimi dijitale taşınır mı, bir yere kadar evet ama bu sonsuz bir çözüm asla olamaz. Konserleri nefes alıp vermek gibi düşünün, kaset gibi geride bırakabileceğimiz bir teknolojiden ibaret değil.”