Kültürel değerleri kaybetmek, bir fabrikayı değil, doğayı kaybetmek demek
“1 Temmuz’a kadar kapalı olup zaten zararda olan, 1 Temmuz’dan sonra da kısıtlı açılmasına izin verilen ve ayrıca seyircisinin yönelimi belirsiz olan tiyatrolarımıza yaşamsal olarak ful kapasite ayakta kalmalarına etki edecek bir yardım yok. Tiyatro sezonu başlayacak ve çoğu tiyatro devam eden süreçte ayakta kalamayacak. Sürekli değişkenlik arz eden genel duruma, çözümsüzlük ve ani iptaller de eklenince durum epeyce zorlaşıyor. Ayrıca bu genel durum bizi terk edilmiş, unutulmuş ve değersiz hissettiriyor. Belirsizlik devam edecek. Kapalı mekanları verilen yönergelere göre açmaya çalışacaklar. Ama seyirci özellikle küçük ve orta ölçekli tiyatroları tercih etmeyecek. Çoğunlukla büyük olanlara, onlara da temkinli gidecek. Bu şartlarda bu sezondan sağ çıkmak çok zor. Kimileri açmaya ya da oynamaya cesaret bile edemeyecek. Özetle zaten sağlam temellere dayanmayan, kamuya bağlı olmayan, doğru dürüst işleyen bir sistemi ve desteği olmayan özel tiyatrolar bir girdabın içine çekilmekte. Bu tiyatrolarla hayatlarını kazanan insanlar var, hisleri, duyguları olan sanatçılar, üreten, her şeyini ne olursa olsun tiyatroya vermiş ve vermeye hazır tiyatrocular… Bu kitle ve alan memleketin herhangi başka alanıyla karşılaştırılamaz aslında. Kültürel değerleri kaybetmek tekrar kurulabilecek bir fabrika, bir dükkan, bir restoran gibi değildir. Doğa gibidir. Keserseniz ülke çoraklaşır.
Acil yardım fonu oluşturulması elzem
Salgın hemen bitmeyecek. Acil önlem alınması ve öncelikle acil yardım fonu oluşturulması elzem. Dünyada ülkeler kendi tiyatroları için bunu yapıyorlar. Ayrıca Almanya gibi ülkeler kültür enstitüleri yoluyla sadece kendi ülkelerine değil tüm dünyaya “Covid Relief Fund” (Covid Yardım Fonu) adı altında ve buna benzer fonlarla sanata, tiyatrolara destek olmaya çalışıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu alanda açtığı tiyatroların oyunlarının dijitalleşmesine yönelik fon Telif Hakları Müdürlüğü’nden oluşturulan çok önemli bir çözüm, ama maalesef tüm Türkiye tiyatrolarını ve masraflarını, kaybettiklerini düşündüğümüzde çok yetersiz kalıyor. Devletin tiyatroların başvurabileceği başka acil yardım imkanları yaratması lazım. Aynı şekilde özel sektörün, sivil toplum kuruluşlarının da bu alanda önlem ve imkanlar geliştirmesi gerekiyor.
Çoğu tiyatro bu yükün altından kalkamayacak
Bilet fiyatlarındaki KDV yüzde 1’e indi. Bu da güzel bir gelişme ama bilet satacak durum olmadığında ve zaten bu alanda kısıtlandığımızda bu bizi tekrar çıkmaz bir sokağa taşıyor. Bu dönem için sanatı kurtarmak adına tiyatrolara genel bir vergi affı geliştirilmesini öneriyoruz. Çok ütopik olabilir ama çoğu tiyatro bu yükün altından kalkamayacak. Bizim ürettiğimiz çözümler arasında ileriye dönük bilet satışı içeren bizdeyerinayri.com adlı bir kampanyamız var. Bünyemizdeki tiyatrolara seyirci ileride seyredeceği oyunlara kontür gibi kullanabileceği rezervasyon bileti alabiliyor. Bunun dışında tüm tiyatroların müzik, sinema gibi dijitalle olan ilişkisini geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca tiyatroların Tiyatro Kooperatifi’ne muhakkak ortak olmalarını öneririm. Bu dönemi birlik beraberlik içinde atlatabilmek için ve dayanışmanın çeşitli türlerini çalışıyoruz.”